Hava Durumu

1446'dan 15 Temmuz'a

Yazının Giriş Tarihi: 24.01.2020 08:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.01.2020 08:11

İlk yeniçeri ayaklanması 1446 yılında Edirne'de yaşanan Buçuktepe isyanıdır.
İmparatorluk coğrafyamızda Yeniçeri Ocağı 1364'te I. Murat tarafından kurulmuştu. Osmanlı ordusunda padişaha en yakın askeri birlikti. Uzun yıllar İmparatorluğun sancağını taşıdılar. Kuruluşundan kaldırıldığı 1826'ya kadar sık sık isyan çıkardılar, padişahları tahttan indirip yenisini oturttular ve hatta birçok padişah, sadrazam, üst düzey devlet adamını hunharca öldürdüler. Önceleri evlenmeleri, esnaflık yapmaları yasak olan yeniçeriler bu yasakları zamanla terk ettiler ve bozuldular. Konumlarını güçlendirdikleri için de olaylar karşısında İstemezük diyerek kazan kaldırmaya (isyan etmeye) başladılar.

15 Haziran 1826 tarihinde Yeniçeri ocağı son isyanını yaptığının farkında değildi. Sultan ikinci Mahmut hızlı bir şekilde ulemanın bu isyanın bastırılması gerekir görüşünü (fetva) halka duyurdu ve "Siyah Sancak/Sancak'ı Şerif'i" çıkarıp halkı "savaş" için sancağın altına toplanmaya çağırdı. O ana kadar ilk kez bir Padişah sırtını halka dayıyordu. (Bu durum o dönemde halka sokağa çıkın! meydanlara koşun! komutudur) Halkın sancak altında toplandığını gören ikinci Mahmut Yeniçeri Ocağı'nı topa tutma emrini verdi. Yeniçerilerden teslim olmaları istendi ama bunu reddettiler ve kışlalarına çekildiler. Bunun üzerine, kışlalar topa tutuldu. Kaçışan yeniçerilerden 6 bin kadarı o gün öldürüldü. İki ay içinde de 20 bin kadar yeniçeri yakalanıp idam edildi. Osmanlı belli bir müddet ordusuz kalsa da bu olaya "Vak'ayı Hayriye" (Hayırlı Olay) denir. Günümüz modern ordusunun temeli 1826 sonunda Sultan II. Mahmut tarafından "Asakir-i Mansure Muhammediye" adıyla kuruldu. (Erkan Hacıfazlıoğlu makalesi)
Bizim tarihimizde tekerrür (tekrar/tekrarlar) çoktur. Olaylarda benzerlikler de çoktur. 15 Haziran1826 tarihinden 15 Temmuz 2016 tarihine kadar geçen 190 yıllık süre içerisinde ne çok istemezük nidaları atıldı, ne çok kazan kaldırıldı. 1909 yılında 31 Mart vakası ile Sultan Abdülhamit tahttan indirilir (tarihçi Yılmaz Öztuna İngiliz'lerin planladığını söyler) , 23 Ocak 1913 günü Enver Bey ve Talat Beyin öncülük ettiği, tarihe de Bâb-ı Âli Baskını olarak geçen darbe ile Osmanlı'da yönetim İttihat ve Terakki'nin eline geçmiştir. Bu darbelerin devlete bedeli imparatorluğun yok oluşu ile noktalanmıştır.
Cumhuriyet dönemine geldiğimizde, devletin bekası rejimin devamına bağlanmıştır. Cumhuriyet'in sigortası da ordu sayılmıştır. Her darbede iç hizmet kanununda bulunan "Cumhuriyeti koruma ve kollama" ifadesi gerekçe olmuştur. Bu madde 2013 yılında değişmiş olmasına rağmen 2016 yılında yine bir kalkışma yaşanmıştır.
Asker bizde kendisini devlet yönetiminde yüzde elli bir söz sahibi, büyük hissedar görme algısından kurtaramamış hatta bunu benimsemiştir. Bu durum İttihat ve Terakki ile siyasi işlere karışmaya başlayan Harbiyelilerden gelen bir gen bir reflekstir. Nedeni de yetişme tarzı ile kazandığı "devlete karşı borç ve sahiplenme" duygusudur. Böyle bir eğitim devleti halka karşı koruyan kafalar yetiştirir. İkisi de askeri darbe sonrasının mahsulü olan gerek 1961 anayasası ve gerekse 1982 anayasası demokrasi ve özgürlükler noktasına ciddi fay hatları oluşturmuştur. Devlet vatandaş ilişkilerinde; kırmızı çizgiler baskındır.1961 anayasası ikili meclis sistemini; TBMM yanında filtre görevi yapan senatoyu getirmişti.
Bu yetmemiş; meclisler Anayasa Mahkemesi ile yürütme aygıtı da Danıştay'la kontrol altına alınmıştır. Maalesef Türkiye'de vesayetçi kesimin buyruğuyla bu anayasa ve 1960 darbesi "Hürriyet ve anayasa bayramı" olarak kutlanmıştır. 1982 anayasası ise aşırı derecede tepkisellikle yazıldığı için değiştire, değiştire dengesi bozulmuştur. Son ana kadar askeri Yargıtay ve askeri Danıştay (askeri yüksek idare mahkemesi) olan bir ülkeydik.
Özetle söylemek gerekirse; anayasalarımız hep paraşütle indi. Ülkede demokratik bir hukuk düzeni kurmakta zorlanmamız bunun doğal sonucudur.
Çünkü; sıkıyönetimin olduğu bir iklimde demokrasi hasadı olmaz! Olamaz!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.