Ardıcın közü, yalancının sözü olmaz

Muhalefetin yalanları bir bir ellerinde patlıyor. Sel felaketinin yaşandığı bir ortamda, millet can derdinde iken, devlet bütün gücüyle vatandaşını kurtarmaya çalışıması yapıyor, İYİ Parti eski Genel Sekreteri şimdilerde Akşener'in danışmanı İzmir Milletvekili Aytun Çıray "HES yapılmaması için bilim insanlarından da destek alarak büyük mücadele vermişlerdi.

Dinletemediler. Şimdi HES patladı. Kastamonu Bozkurt ilçesine geçmiş olsun diliyorum. Başları sağ olsun. Dinlemeyenlere yazıklar olsun." Diye bir Tweet attı.

Bu adam HES dendiği zaman Keban Barajımı sanıyor. Türkiye Felaketlerle karşı karşıya iken; utanmadan sıkılmadan siyaset devşireceğim diye HES yalanına sarıldı.

Belli ki Hidro elektrik santrali ile barajları karıştırıyor. Gel de Sakallı Celal'in "Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur" sözünü hatırlama. "Meşrutiyeti ilan ettik olmadı, Cumhuriyet'i ilan ettik olmadı. Yahu biraz da ciddiyet ilan etsek!" demiş ya; bizde muhalefete; cıvıtıp durmayın, Allah aşkına biraz ciddiyet diyoruz!

CHP Grup başkan vekili Engin Altay "İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye ekiplerinin selden etkilenen şehirlere sokulmadığını öne sürdü. Bu palavrayı bizzat CHP'li belediyeler çürüttü. İstanbul ve Ankara Belediyeleri sosyal medya hesaplarından fotoğraflar atarak, ekiplerinin bölgede olduğunu ve çalışma yaptıklarını duyurdu.

CHP'NİN HESABI

CHP, hesaplarını, umudunu Biden'ın, "Erdoğan'ı, muhalefet ile işbirliği yaparak darbesiz devirmeliyiz" sözüne bağlamış olmalı ki, ABD'nin, Afganistan'dan kaçması karşısında şoka mı girdi nedir?

Kılıçdaroğlu attığı palavralara Biden'i de dâhil ediyor ve diyor ki "Biden'a Kapalı kapılar ardında hangi taahhütlerde bulunduğunu söyle artık millete..." Bu yalanlarını, destekçisi (!) ABD'nin elçiliği bizzat yüzüne vuruyor, yalanlıyor amma hazret utanmıyor yüzü de kızarmıyor.

Bakınız, KK, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine açtığı davalardan sadece 11'inin sonucunda, 2 milyon 750 bin lira tazminata mahkûm oldu. Yalanların bir strateji gereği olduğu şuradan belli, CHP TBMM Grubu, KK'nın kaybettiği tazminatları ödemek üzere fon oluşturdu. CHP Milletvekillerinin üç ayda bir aldığı maaşlardan bekirli bir pay bu fona aktarılıyor. Demokrasilerde yalan tazminatı ödemek için fon kurulması, saçmalığın ve demokrasi terbiyesizliğinin daniskasıdır.

Ne demişti Muharrem İnce; "Benim bunlarla siyaset yapma imkânım yok. Üç ayda bir iftira atıyorlar. Seçim gecesi başladılar yalanlara. Yalanların kurgu merkezi CHP Genel Merkezi." (Hüseyin Gülerce) Her gün yeni bir konu ile Türkiye gündemini kirletiyorlar.
Yangında THK sallamaları, Merkez Bankası rezervleri ile ilgili yalanını kendi milletvekili İlhan Kesici çürüttü, Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültelerine gireceği yalanı.

Salâvat getirir gibi her gün tekrarladıkları Tank-Palet fabrikası yalanı. Yalan makinesi konuşan kişinin yalan söylediğinde sinyal verir. Bunları yalan makinesine bağlasan inanın makine yanar.

Muhalefet ortaya bir iddia atar, iddiasının kanıtlarını da ortaya sürer. Bu zaten hukuki bir kuraldır. Türkiye'de muhalif olmanın böyle bir ilkesi yok maalesef. Siyaseti de siyasi muhalefeti de ayağa düşüren çirkin mi çirkin bir yere çakılma halidir bu durum.
Bunun sonucunda yarın ayağa düşen siyasette ayakçı takımını görmek kaçınılmaz olur.

Muhalefet deyince sadece siyasi partiler anlaşılmasın. Sosyal medyada siyasi muhalefetin oluşturmak istediği algı için hareket eden o kadar çok farklı grup var ki; kategorize etmeye kalksak sayfa yetmez. Çok garip bulduğum bir şey var; isminin önünde Prof Dr yazdığı halde ayak takımının o ucuz paylaşımlarını yapan tipleri görünce; kahrolmamak mümkün değil. Kin ve haset akıllarını almış götürmüş.

MÜLTECİ KONUSU

Son dönemde Afganistan'dan kaçan bir ABD var. Bu kaçışın sonucu Afgan mülteciler konusu gündemde. Efendim "On binlerce insan geliyor" sorusu Bakan Hulusi Akar'a soruluyor. Cevap:Öyle bir şey yok
İran sınırına fabrika kuruldu kalıpları döküyor hemen duvar yapılıyor, çok kısa bir zamanda bitecek. Bununla birlikte hendekler, tel örgüler var. Arazi düz ve açık. Kuleler var, buralarda gece-gündüz görüş cihazları var En ufak hareket hemen görülür. Ortaya atılan görüntüler nereden geliyor? İran sınırı ile alakası olmayan ilgisiz görüntüler. Hudutlarda öyle görüntülerin çekilmesi mümkün değil. Jandarma var, polis var, yol kontrol noktaları var. Bütün alanlarda İHA/SİHA var. Komandolarımız, keşif bölümlerimiz var. Maalesef ülkemizde Tiktok videolarına bel bağlamış kimisi de tahsilli kara cahiller var. CHP, Genel Merkezi'ne "Sınır namustur" yazılı pankart asmış. İyi de sınırlarımızı korumak için Türkiye Suriye içlerinde harekâtlar yaparken neden karşı çıkıyordunuz. "YPG mi bize saldıracak, hayır efendim" "Afrin merkeze girmeyelim" diyen Kimdi? KK değil miydi?Eğer güçlü bir hafızan yoksa söylediğin yalanı bir yere not et ki unutmayasın.