Hava Durumu

Batının medeniyeti kemiği görene kadar

Yazının Giriş Tarihi: 10.04.2020 09:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.04.2020 09:08

Ünlü Fransız tarihçi Fernand Braudel "bellum omnium mater/her şeyin anası savaş" derken batı medeniyetinin tarifini yapıyordu. Batının yükselişi 16.yüzyılda Rönesans hareketiyle başlar, Bizim duraklamamızda aynı döneme denk gelir. Toplumların yerleşik kültürleri farklı değerler üzerinde oluştuğu için de bu farklılık etkileşimi engellemiştir. Batı medeniyeti Hıristiyan değerler üzerinde temellenir. Fakat Kiliseye baş kaldırarak tarihi kırılmalar sağlanmıştır. Papazların cennetten tapu verdiği, aforoz müessesinin olduğu engizisyoncu bir kilise vardı. Sonuçta materyalist rengi dominant bir yükseliştir. Çünkü Hıristiyan değerlerin dışına çıkılmıştır. Nicelik olarak bakınca tamamına yakını Hıristiyan olan batı, nitelik olarak ta aynı orana yakın: dini çizgiden uzak ateizme ramak bir mesafededir. Kurumsallaşmıştır, normlar koymuştur amma bu normlar kendisi içindir. Batı sömürü düzeninin gaddar bir uygulayıcısıdır. Çapulcudur, refleksleri kırk harami refleksidir. Mahatma Gandhi'ye "Batı uygarlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusu soruluca; "Olsa İyi Olurdu" diye verdiği ironik cevap batı Mantalitesinin tarifidir.

İngiltere'den Amerika'ya, Fransa, İspanya, Hollanda Belçika, İtalya hangisine bakarsanız bakın; kanlı ve vahşi bir geçmiş görürsünüz. Afrika'nın üçte birini üç asır boyunca sömüren, iç savaşlar çıkartan, katliamcı Fransa; bu gün korona aşısı için "aşının Afrikalılar üzerinde denenmesi" ni önerebiliyor. Aynı Fransa 1954 kasım ayında bağımsızlık mücadelesi başlatan sömürgesi Cezayir'de bir buçuk milyon insanı katletmiştir. Süreç içinde her gün yaklaşık 571 Cezayir'linin katilidir Fransa.

Birinci dünya savaşında yaklaşık 19 milyon, İkinci dünya savaşında 55 milyon insanın ölümü ve bu rakamların birkaç katı sakat ve yaralı bilançonun sahibi de batılılardır. İkinci dünya savaşından sonra BM, NATO ve Varşova Paktı gibi oluşturulan üst yapılardan biri de Avrupa Birliği'dir. Öyle ki; tek devlete doğru giden bir AB vardı karşımızda. Gerek Avrupa Ordusu ve gerekse Schengen projesi ile ciddi bir adım atılmıştı. Avrupa Birliği 1959 yılında yapılan üyelik başvurusu ile Türkiye'nin de rüyası bir birlik. Üye ülkeler arasında sınırlar kalkıyor, teker teker tek para birimine geçiliyor, refah seviyesi ve standartlar olarak dışarıdan bakıldığında; herkesi büyüleyen bir fotoğraf görülüyordu. Burada Mevlana'dan bir kıssa anlatarak AB'de gördüğümüz fotoğrafı bu günlerde tanık olduğumuz olaylar muvacehesinde analiz edelim.

Mevlana bir öğrencisiyle yürürken, yolda birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler. Öğrencisi: Ne güzel bir kardeşlik örneği, keşke insanlar da bundan ibret alsa deyince; Mevlana, tebessüm ederek cevap verir: Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini der. Batının hep güzel görünen yönlerine imrenerek baktık. Oysa İstatistiklere bakınca intiharlar kıtası olduğunu da görürsünüz. Avrupa İstatistik Kurumu'nun verilerine göre AB üye ülkelerinde intihar oranı ortalaması yüz bin kişide 10,3'tür. Türkiye 2,6 ile 34 ülke arasında en sondadır.

Boşanma oranlarında her yüz evlilikte 22 boşanma ile yine sonuncu sıradayız. Bu oran İspanya'da 57 Portekiz'de 64'tür. İşin doğrusu boşanmalarda aramızdaki fark çok daha büyüktür. Nedeni de Avrupa'da evlilik dışı birliktelik oranı çok yüksektir. Aile bağları duygusal değerler yönünden zayıf olduğundan bizimle kıyaslandığında aile birliği çökmüştür. Almanya'da 17 milyon kişi yalnız yaşamaktadır. Stockholm'de oturanların yüzde 58'i tek başına yaşıyor ve dört Stockholm'lü den biri yalnız ölüyor. Korona virüsten korunma maskesi; batının maskesini düşürmüştür. Çok geriye gitmeye gerek yok. 2019 Aralık ayında uygar (!) batılı ülkelerin birbirlerinin maske ve diğer tıbbi malzemelerini çalacağına kim inanırdı?

Fransa, İspanya, Almanya, İtalya hem çaldı hem de çaldırdılar. ABD ise sadece çaldı. Türkiye ABD'ye korona için 500 bin tanı kiti sattı. Türkiye; İspanya, İtalya, Sırbistan, Bosna Hersek, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Kosova'ya 'ya yardım olarak "tıbbı malzeme" gönderdi dense kim inanırdı? İngiltere de doktorlar Korona virüs'e karşı koruyucu tulum yerine poşet giyerken, Türkiye kendi halkına bedava maske dağıtıyor. Türkiye yoğun bakım yatak sayısında 100 bin kişiye 40 ortalamayla dünya birincisi, İkinci sırada ise AB'nin en güçlü ekonomisine sahip Almanya 29 yatak ortalaması ile gelebiliyor. Bugün dünya görünmeyen bir düşmanın işgali altındadır ve bütün dünya kurtuluş savaşı veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadığımız salgının ardından dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı açıkça görülüyor. Kendilerine sahte bir refah düzeni kuranların devri artık kapanıyor." derken hem millete güven veriyor, hem de Türkiye'nin Yenidünya için pozisyon aldığını ve hazırlıklı olduğunu ifade ediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.