Hava Durumu

Biden neden afkuruyor

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2021 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2021 08:04

Türk-Amerikan siyasi ilişkileri, 2003'teki Tezkere krizi ve Irak işgalinden bu yana, medceziri bol bir seyir takip etti. ABD "müttefikliği" tek taraflı ve kendi menfaat vasıtası olarak okuyan bir ülkedir. Bu nedenle ABD'den hak, hukuk adımı beklemek; aç ayının yakaladığı balığı dereye bırakmasını beklemekten farksızdır.
ABD hâlâ eski gözlüklerle bakıyor ve bakar. Uluslararası hukuka göre değil, pazı gücüne dayalı orman kanunlarıyla sonuç almaya çalışır. Bu gün ABD ülkemiz için müttefik değil, güvenlik sorunudur. Ciddi bir düşmanlık çizgisindedir. İstediğimiz silahı bize satmayan ABD, Suriye'de ülkemizin toprak bütünlüğünü kesin biçimde tehdit eden bir oluşuma, açıkça ve ısrarla destek veriyor!..
S-400 hava savunma sistemine karşı çıkışları için "NATO'nun sırlarını ele geçirir gerekçesi", çocukçadır ve palavradır. Asıl gerekçe: Ülkemize yapacakları bir saldırıyı engelleyecek savunma sistemine sahip olmamız istenmiyor.
ABD şunu söylüyor "ben ne dersem o olacak" itiraz istemiyorum!
Biz de diyoruz ki "sen ikinci dünya savaşı sonrası dünyanın dümenine geçtin, Varşova Pakt'ının kendini feshettiği Temmuz 1991 tarihine kadar soğuk savaş safsatası ile dünyayı oyaladınız" Bu dönemde ABD bizim gibi ülkelere "öcü geliyor" korkutmasıyla istediklerini yaptırmıştır.
Türkiye artık NATO'nun kuzu sarması üyesi değildir. Müttefiklikle uşaklığı karıştıran
ABD dışişleri bakanı Blinken'in, beklentilerine ters buldukları için, "sözde müttefik" dediği "dik duran" bir ülkedir Türkiye.
NATO Varşova arasında sahte peşrevlerle geçen soğuk savaş biteli 30 yıl oldu. ABD İki kutuplu dünyada Türkiye'yi bölmeye tabii ki girişemezdi. O dönemde Timsah sinsiliği ve vahşiliğindeki kötü niyetlerini derinlemesine fark edememiş olabiliriz. Bugün millî birliğimize, egemenlik haklarımıza karşı hiçbir dayatmayı kabul edecek bir ülke değiliz. Bu nedenle devletin tepesinden gelen net ifade ile sadece Türkiye için değil, Filistin'de Kudüs'te Mescid-i Aksa' da İsrail'in planlı sürgün ve soykırımına karşı "Mazlumlar için bedel ödemek gerekiyorsa, çekinmeyiz".diyoruz yetmiyor ABD başkanına "Kanlı ellerinizle tarih yazıyorsunuz" suçlamasını yapıyoruz.
ABD ve başkanları için benim en uygun bulduğum özlü sözlerden biri de "Ayının kırk türküsü var kırkı da ahlat (yaban armudu) üstüne" sözüdür. Kısaca kocaoğlan armut sever, sadece sevmek mi? Her meyveyi armut görür.
ABD başkanı Biden' in aşağıdaki rapordan haberi olmadı mı?
Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni1923 yılında Bükreş'te yapılan Ermeni meselesiyle ilgili Taşnak Partisi toplantısına sunduğu rapordan bir bölüm "Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. "Osmanlı'dan/Türki-ye'den denizden denize Ermenistan" talep etmekteydik.
Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki? Türklere savaşı biz açtık. Kandırıldık ve Rusya'ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Aklımız dumanlanmıştı. Kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle hayallere kapıldık. 1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur.
En güçlü kanıt hasmınızın sizi haklı çıkaran beyanatlarıdır. Bütün bu tarihi gerçekler ortadayken, Amerika'da Yüksek Mahkeme'nin Ermeni oyunlarını bozan kararı olmasına rağmen, müttefik maskeli Türkiye düşmanları ellerinden geleni ardına koymuyorlar.
Bu dış tehdit olduğu için tedbir alınır amma Cumhurbaşkanı ifadesiyle "Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğine sahip olduğu halde gâvurun kılıcını sallayarak üzerimize gelenleri gördükçe de üzülüyoruz. Bugün CHP, kime ne duymak istiyorsa onu söyleyen, seviyesizliği, lümpenliği siyasetinin merkezine yerleştirmiş bir yapı haline dönüşmüştür." Her ne kadar "Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını sallar" demediyse de devlet çıkarları adına çok üzüldüğü belli.
Türkiye'nin dış politikada haklılığından değil yalnızlaştığından söz edip sürekli hatalı olanın sadece Türkiye olduğunu söyleyip duruyorlar. Amerika'nın ve Avrupa'nın duymaktan hoşlanacağı şeyleri söylüyorlar
ABD silahlarını Türkiye'ye doğrulttular, "soykırımla yüzleşin" diyen PKK (HDP) ile birlik olup Türkiye'ye zarar veriyorlar. Bu siyaset tarzı Çanakkale Cephesi'nde İngiliz, Doğu Cephesi'nde Rus, İstiklal Savaşı'nda Yunan, Suriye ve Irak'ta PKK, YPG Karabağ'da Ermeni, Akdeniz ve Ege'de ABD ve Fransa'nın dümen suyuna girmekten farksızdır. Vatanın söz konusu olduğu yerde amalı mamalı gerekçeler üretmek dansöz gibi kıvırtmaktır.
Rize, Trabzon havalisinde "Havlamak" karşılığı "Afkurmak" sözcüğü kullanılır Afkur (havla), Afkurma (havlama) gibi kullanılan bir sözcük. Dışarıdakilere "Afkur istediğin kadar Afkur" diyeceğiz de içeridekilere ne demeli onu bulamadım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.