Hava Durumu

Bir Boğaziçi yazısı -3-

Yazının Giriş Tarihi: 28.02.2021 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.02.2021 08:02

Boğaziçi eylemleri masum eylemler mi?

Hatırlarsanız ülkemiz bir Gezi Vandallığı yaşamıştı. Görünüşte park içindeki ağaç kesimini engelleme protestosu idi. Olayın başladığı gün "mesele ağaç değil" mesajı atılmıştı ki doğru idi. İlerleyen günlerde oluşan Taksim Platformu; isteklerini dönemin başbakan vekiline iletmişti. Ne istiyorlardı şöyle bir bakalım.

"Kanal İstanbul, İstanbul hava limanı, Yavuz Sultan Selim köprüsü, HES (Hidroelektrik santralleri) AOÇ (Atatürk Orman Çiftliği) projeleri iptal edilecek" Şu valiler, şu emniyet müdürleri görevden alınacak. Bütün gözaltılar serbest bırakılacak, cinsel eğilim, cinsel yönelimden tutunda, sendikal haklar, Alevilerin hassasiyetleri, kentsel dönüşüm, şehirlerin meydanları başta Taksim olmak üzere toplantı ve yürüyüşe açılacak vb. isteklerimiz gerçekleşene kadar eyleme devam tehdidi ile hükümete muhtıra vermişlerdi.

Bu sayılanların Taksim Gezi parkı ile ne ilgisi var? Geçekten mesele ağaç değil.

Aslında yaptıkları muhtıradan öte bir şeydi. İkinci dünya savaşında iki atom bombası ile teslim belgesi imzalayıp "Potsdam Bildirgesi' ni kabul eden Japonya'ya bu kadar madde dayatılmamıştı

Madalyonun Tura kısmına bakınca; yabancı medya kuruluşlarının olaylardan önce ülkemize gelip naklen yayın aracı kiraladıkları tespit edildi. Siz müneccim yaprağı mı kokladınız da 15-20 gün önceden Taksim olaylarını bildiniz diye sormak gerek.

CNN'de ünlü haberci Christiane Amanpour yayına bağlanan İbrahim Kalın'ın

"DHKP-C, ABD Büyükelçiliği" ne bomba attığında terörist, Taksim Meydanı'na çıkınca demokratik protestocu mu oluyor?' sorusu karşısında şaşırıp "program bitti' anlamına gelen 'The show is over' sözleriyle Kalın'ı yayından almıştı şerefsiz!

Gezi olaylarında bize sormadan park düzenlemesi yapamazsınız diyen kafa bu gün bize sormadan bizim başımıza rektör getiremezsin diyor.

Boğaziçi Dayanışma diye bir grup varmış. Bakın o ne yapmış? Cumhurbaşkanına mektup yazmışlar. Ne demeleri beklenir? "Melih Bulu'yu rektör istemiyoruz" diye beklerken bakın neler demişler. "HDP Genel Başkanını, gazetecileri, sendikacıları hukuksuz bir şekilde hapishanede tutuyorsunuz"

Gezide de HDP vekilleri vardı, Boğaziçi'nde de HDP vekilleri var. Pervin Buldan'ın videosu basına yansıdı bile. O videoda ki öğrenci ne diyordu? Bizim gücümüz zaten sadece Boğaziçi'nden gelmiyor. HDP ile temas halindeydik. Bu ülkede devrimci bir dönüşüm olacaksa bunu HDP kitlesiyle yapacağız."

Boğaziçi kıvılcımından bir yangın çıkarılır mı hesabına ciddi destek verildiğine kuşku yoktur. Fil 120 kg yavruyu gıkı çıkmadan doğurur, tavuk bir yumurta yapar köyü ayağa kaldırır misali 14 bin 500 öğrencisi olan bir okulda yaklaşık 500 öğrencinin sesi bu denli duyulamaz. Belli ki beklenti içinde olanların destekleri var. Gösterilerde gözaltına alınan 108 kişiden sadece 7 kişi Boğaziçi öğrencisi çıktı. 101 kişinin okulla ilgisi yok. Bu kişilerden 79'u DHKP-C ve TKP-ML üyesi çıktı. Pek muhterem Kemal Kılıçdaroğlu hazretleri tutukular için "evlatlarımızı derhal serbest bırakın" buyurur Şu evlat profiline bir bakın. Vatana millete ne hayırlı evlatlar yetişmiş. Zat-ı devletleri aynı emir kipiyle Diyarbakır annelerinin sesini duyup Kandil'e PKK terör örgütüne de seslense ya. Emir kipiyle değil, rica diliyle bile yapamaz. Zılgıtı yer.

Gezi'de eylemciler Zello isimli uygulama üzerinden organize edilmişti. Bugünlerde kullanıcılarına sesli sohbet odaları açma imkânı tanıyan Clubhouse.var. Benim sık kullandığım bir tespitim var "Sosyal medya erkeğe çocuk doğurtur sen de inanırsın".Hiç unutmuyorum gezide halkı körüklemek, saldırgan hale getirmek (ajite) için birileri mesaj atıyordu. "Lütfen lens takan arkadaşlar lenslerini çıkarsınlar. Biber gazına maruz kalan iki lensli bayan arkadaşımızın lensleri eridi gözlerini kaybettiler kör oldular". Böyle bir yalana inanan olur mu demeyin La havle ve la deyin.

Boğaziçi kabadayılığına gerekçe olarak biz rektörü seçimle belirleriz diyorlar. Duyan da Üniversite üzerinden uçan kuşlarında oy kullandığı bir seçim olduğunu zanneder. Boğaziçi'nde şamata yaptırılan öğrenciler oy kullanıyor zannedilmesin, Asistanlar, okutmanlar, öğretim görevlileri oy kullanmazlar. Sadece öğretim üyelerinin oy kullandığı bir seçimdir. Öğretim üyeleri de kast sistemini aratmayacak bir elemeden geçmiş süzme kişiliklerdir. Süzme olmayanın barınması çok zordur.

Ataması yapılan Melih Bulu, Ortadoğu Üniversitesi mezunu, Boğaziçi'nde Yüksek lisans ve doktora yapmış, İki üniversitede ise rektörlük yapmış bir akademisyendir. Akademik ve yönetim tecrübesine laf edemeyenler, Ak Partiden adaylık müracaatı olmuştur saçmalığını dillendirdiler. Çok sevdikleri A. Necdet Sezer'in atamalarına bir baksınlar. Koltuğu iki kez CHP'den bir kez de DSP'den Milletvekili aday adayı olan eşine devreden Kocaeli Rektörünü görsünler. Yolsuzluktan yargılanırken atanan rektörü, bir kişinin oyunu alabilen kişinin rektör oluşunu görsünler. Siyasi kişilik mi arıyorsunuz? Mesela Ural Akbulut CHP grup toplantısında Baykal'dan önce kürsüye çıkıyor, Ak parti iktidarını eleştiriyor ve ODTÜ'ye rektör atanıyor. Efenim Baykal'ın yakını, CHP milletvekilinin yakını, Sabih Kanadoğlu'nun damadını rektör atadı Sezer.

Bunun yanında rakibini oylamada üçe katlayan rektör adayını ise rektör yapmadılar

Türkiye topraklarında bir ABD Dükalığı gibi varlığını sürdüren Boğaziçi'nde biz hep prodüksiyona baktık.(filmi, tiyatroyu seyrettik.) Prodüktörü (Yapımcı) ve sahne arkasına bir bakalım dedik işler karıştı. Yazının genelinde saydıklarımız; Türkiye'yi yerinde saydrmış bir zihniyetin sabıka kaydından küçük bir paragraftır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.