Dünü konuşurken yarını düşünmek

Tarihçi İlber Ortaylı 2. Abdülhamit eleştirisi yaparken; önce " Çok büyük bir devlet adamıdır. Ne Avusturya imparatoru ne Rus çarı ne İngiltere kralları Abdulhamit 'in zekasına sahip değildir. Ben kendisine olimpiyat madalyasını veririm" der.

İngiliz başbakan B. Disraeli: Abdülhamit, ne zorba, ne tutucu, ne arabozucu bir adam değil, âdil ve memleketini, milletini seven bir hükümdardı demiş.: Abdülhamit Han, kendisiyle oynanır bir padişah değildir. Zamanında Avrupa'da onun kadar dış siyasete aşina bir diplomat yoktu."

Alman Bismarck ise Abdülhamit "Avrupa'nın en büyük diplomatıdır' diyordu.

Medeniyetler çatışması adlı kitabıyla tanıdığımız Samuel P. Huntington: " Bosfor'da (Boğaziçi) oturan ihtiyar tilki, dünya çapında bir siyasi idi'

Nazif Tepedelenlioğlu "Makedonya" başlıklı yazı dizisini yayınlarken, Abdülhamit aleyhine sözler etmiş. Atatürk kendisini çağırmış ve "Abdülhamit'i hiç sevmediğin belli, sevme ama sakın Abdülhamit'in hatırasına hakaret edeyim deme. Bak çocuk! Kısaca şahsi düşüncelerimi söyleyeyim: 'Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun durumu şüpheli ve sınırları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette (Osmanlı) Abdülhamit'in idare yapısı büyük ölçüde hoşgörülüdür. Hele bu idare 19 uncu yüzyılın son yıllarında uygulanmış olursa" demiştir.

Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi "Sultan Abdülhamit Han'ın hal' edilmesi kararını destekledim. Ancak, altı ay sonra anladım ki Abdülhamit'in siyasetteki ağırlığı bütün meclise denk ve hatta meclisten fazla idi"

Tahttan inişi için fetvayı hazırlayanlar içinde bulunan, tefsir sahibi Elmalılı Hamdi Yazır ''Hayatımda bu kadar ağır bir vicdan azabı çekmedim. Başıma ne geldiyse bunun manevî sillesidir. Gençlik saikasıyla bir iştir işledim. Allah beni affetsin"

Abdulhamit'in amansız düşmanı ittihatçı Filozof ) daha sonra pişmanlığını uzunca bir şiirle dile getirir. İki kıtasını alıyorum. Tarihler ismini andığı zaman, / Sana hak verecek, ey koca Sultan;

Bizdik utanmadan iftira atan, /Asrın en siyasî Padişahına.

Divane sen değil, meğer bizmişiz! / Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz!

Sade deli değil, edepsizmişiz! /Tükürdük atalar kıblegahına Şair ve yazar Süleyman Nazif:

"Padişahım gelmişken yâda biz / İşte geldik senden istimdada biz

Öldürürler basarsak feryada biz / Hasret olduk eski İstibdada biz." Dizeleriyle pişmanlığını dile getiriyordu.

Abdulhamit tahta çıkarken, amcası Sultan Abdulmecit bilekleri kesilerek (intihar süsü verilerek) katledilmiş, kendinden önceki padişah olan abisi V.Murat 93 gün padişahlık yapabilmiş, akli dengesini kaybettiği için tahttan indirilmişti. Böyle bir ortamda ve hazırlanan anayasayı (meşrutiyet) kabul etme şartıyla iktidara geldi. İflas etmiş bir Osmanlı Devleti'ni yönetmeye başlamıştı. Gelir gelmez Osmanlı Rus savaşını, karşı olmasına rağmen kucağında buldu. Mecliste 69 Müslüman 46 Gayri Müslim vekil vardı. Meclisi kapattı 1909 İttihatçı darbesine kadar devletin çöküşünü engelledi. Borçların tasfiyesi için Duyun-ı umumiye ile ciddi başarı sağladı. O zamanın Süper Güç tanımı Düvel-i Muazzama idi ve devleti yeniden o statüye soktu. Kendisini deviren ittihatçılar on yıla varmadan Osmanlı Devleti'nin yıkımını gerçekleştirdiler.

Bugün Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun hesabında olanlar, ortaya Tayyip Erdoğan'ı aşan ama ayağı yere basan gerçek projeler sunmalılar. Palavra sıkmakla, muhtarlara özel kalem ataması ile işsizliği çözeceğim komiklikleri ile bu işler olmaz. Erdoğan'ın devraldığı devlet; ithal bakan Kemal Derviş reçetesiyle IMF tüpüne bağlı entübe bir haldeydi.

Bugün IMF ile borç ilişkimiz yok. Türkiye savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde yetmişin üzerine çıkardı. İngiltere ve Almanya bizden İHA ve SİHA almak istedi biz de "bunları ne için kullanacaksınız" diye soruyoruz. Etrafımız ateş çemberi ABD hemen yanı başımızda

Yunanistan'la, güneyimizde PKK ile bizi çevreliyor. Türkiye'ye karşı büyük bir kuşatma varken, sırf iktidar hırsı ile yalan vaatlerle siyaset yapanlar Osmanlı'yı yıkıma götüren İttihatçılarla ne çok benzeşiyor.

Asıl sözüm; " AK Parti saflarında siyaset yapıp bu gün savrulma yaşayanlar.

Fiilen ayrılanlar, fikren ayrılanlar, bulanık görenler, küsenler, hatta şahle bakanlar, ..." size sesleniyorum. Yarın Süleyman Nazif, Filozof Rıza gibi, Mustafa Sabri, Elmalılı Hamdi Yazır gibi pişmanlık itirafları hiç mi hiç işe yaramaz. Yakın tarih önünüzde, yarına miras tarihi, dünden ders alıp yazmak da elimizde. Bilin istedim.