Hava Durumu

Erbakan ve AK Parti

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2021 08:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2021 08:10

Şevki Yılmaz ismini Türkiye siyasetinin son 30 yılını takip etmiş herkes çok iyi bilir. Rize Belediye Başkanlığı ve Milletvekilliği yaptı. Refah Partisi'nin iktidar yürüyüşünde halkı ateşleyen konuşmalar yapmakta usta bir isimdi. 28 Şubat darbe döneminde yurtdışına çıkmış, babasının cenazesine bile gelememişti. Gelseydi; darbeciler hapiste hayatını söndürürlerdi. Hasan Mezarcı için "zeki insandı. İçerde işkence yaptılar çıkınca ben İsa'yım demeye başladı" Eğer ben o dönem yurtdışına çıkmasaydım ben de "Musa'yım diye karşınızda olabilirdim" demişti. Şevki hoca "Allah ve melekleri şahit" diyerek, bizzat Erbakan Hoca ile aralarında geçen şu konuşmayı aktarır. "'Hocam bir sorum var.' dedim. 'Buyur Şevki' dedi. Belli ki bu hareket bölünüyor. Siz bölmeye oynuyorsunuz. İsteseniz bu hareketi böldürmezsiniz dedim, Tayyip bey de diğerleri de sizi severler, isteseniz ikna edersiniz. Ama parti kapatmanın bakkal kapatmaktan kolay olduğu Türkiye'de iki partiyle yola devam etmek istiyorsunuz dedim. Sizin yerinizde olsam ben de bunu yapardım deyince; Hocanın 'Ne demek o' demesi lazım, ya da 'evet' demesi lazım. Demedi "Bir güldü, tebessüm etti" ve ben cevabını aldım. Güldükten sonra 'Hayırlı olsun' dedi. Erbakan Hoca ikinci hareketin önünü açmasaydı partiyi yine kapatacaklardı. Hoca, AK Parti'nin güçlü olmasını engelleyebilirdi. Hoca bilerek yaptı. Allah kendisinden razı olsun. Ve böylece AK Parti'yi bugünkü durumuna getirdi.

Tüm yasakları kaldırmak için en büyük desteği Erbakan Hoca verdi. Onları tenkit eder görünerek büyük destek sağladı. 'Bunlar bizim çocuklar' dese Ak Parti kapanırdı AK Parti hakkında Erbakan hocanın eleştirel tavrı ve arkasında yatan gerçekle ilgili benzer bir konuşmayı Fatih Erbakan'dan da dinlemiştim.

Demek ki aile içinde bu yönde konuşmalar yapılmış ki oğul Erbakan'da bunları söyledi kanaatim var.

Şevki hoca Allah ve melekleri şahittir sözünü boşuna söyleyecek biri değildir. Eğer Erbakan hoca yol vermeseydi ikinci bir parti yol alamazdı.

Her darbe döneminde darbeci zorbalar ülkemizde mutlaka bir kesimi ezmiştir. Emir komuta merkezinde de ABD olmuştur. 28 Şubat darbesinde mütedeyyin (dindar) kesim sindirilmek istenmiştir. Hiç unutmam vakıfların genel kurul gündeminin önceden resmi gazetede ilan edilme zorunluluğu getirilmişti. Asker birifing veriyor hukukçularımız meslek onurunu ayaklar altına alıp koşuyordu. Tam bir hukuksuzluk ve dayatma hali vardı. "gerekirse silah kullanırız" diyen askerler gördük. O dönem Refah Partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Hem de ne kapatma? Tam bir hukuk kepazeliği, Siyasi partiler kanununda bir madde kapatmaya engeldi. AYM önce o maddeyi iptal etti sonrada partiyi kapattı. Kapatma davasını açan müptezel savcı DSP için dava açsaydı genel kurul yapmamaktan dolayı anında kapatma kararı çıkardı. Ama ne dedi "dava açsam şık olmazdı" Bu savcı daha sonra Ecevit'in başbakanlığı döneminde DSP'ye katıldı.

Yaşanan süreç hukuk adına, insan hakları adına, demokrasi adına utanılacak bir durumdu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde seçilmişler dururken atanmışların, apoletlilerin bu denli ülke yönetiminde önde olmasını göremezsiniz. Görüntüde hükümet vardı ama ipler darbecilerin cuntacıların elindeydi. O terbiyesiz savcı da militan demokrasi diye kitap yazıyordu. Millete irtica geliyor (cambaza bak numarası) yapıldı, 24 banka battı, zararları devlete yüklenerek, devlet resmen soyuldu.

Darbenin altyapısı hazırlanırken Müslim Gündüz, Fadime Şahin ve Ali Kalkancı isimleri çok önemli darbe figürleriydi. O dönemde bir sürü dert yanında Temel abinin (Karamollaoğlu) çocuklarının Kalkancı ile irtibat iddialara cevapta zorlanıyorduk, (Akit gazetesinden Ali Karahasanoğlu (Bizce bilinen Ali Kalkancı, şeyh diye çıktı, sonra tecavüzcü olduğu ortaya çıktı. Daha sonraki yıllarda uyuşturucu imal eden bir fabrikanın sahibi çıktı. Bu karanlık isimle Temel beyin oğlunun ne ilişkisi olmuştur? Bunu açıklaması gereklidir. İlişkisinin olması suçlu olduğu anlamına gelmez) diyerek sanırım o da; açıklama yapın da bizi kurtarın sıkıntısını dillendiriyordu. Daha sonradan tespit edildi ki; M. Zahit Karamollaoğlu ile Ali Kalkancı 'nın 28 Şubat sürecinden hemen önce 26 Eylül 1996'da Feraiz İlim ve Edep Vakfı'nı kurmuşlar.

Temel abiye ne oldu bilmiyorum. Erbakan hocamızın ilan ettiği projelerin tamamına yakınını hayata geçiren Erdoğan ve Ak Parti karşıtlığına anlam veremiyoruz. Ya hu Çamlıca camisine eleştiri getirmek sana mı kaldı.

28 Şubat'ta Erbakan hocamıza küfürlü hakaretler edildi. MGK toplantılarında yapılanlardan haberin yok mu? Türkiye; mütedeyyin kesim için bir açık cezaevine çevrilmişti. İkna odaları, başörtüsü zulmü, konuşma yapmaya çalışan okul birincisi başörtülü kızın ağzının tokatla kapatılması, yeşil sermaye yaftası ile iflas ettirilen işyerleri, okul hayatı sona eren, okullarını terk eden çocuklar. Meslek okullarını sistem dışına atan uygulamalar bu dönemin günah defterinden birkaç satırdır sadece.

Bakıyoruz da Refah - yol iktidarını deviren cuntacı generallerin hapse girmesine incinmişsiniz. Ya hu bırak Fikri Sağlar incinsin, Nagehan Alçı İncinsin. Eğer sağlık, yaşlılık gibi sorunlar yüzünden hapis yatmasınlar diyorsan; bunun yolu var müracaat ederler, hukuki yol takip edilir, uygunsa CB imzası ile çıkarlar.

Bak Temel ağabey, Siyasi partileri AYM denetler, Refah Partisi için tetikçi maliyeciler arandı ve yetkilendirildi. Her fatura her belge didik didik edildi. Ben olayın şahidiyim. Trilyon davası dediler ve siyaseten men ettikleri hocamızı ayrıca hırsızlıkla suçladılar. İl Başkanı ve Muhasip üye birçok arkadaşımız hapis yattı. Bunlara 28 Şubatın azgın darbeci ve cuntacıları neden oldular bunları unuttun mu?

Erbakan'ın koltuğunda oturuyorum diyeceksin hem de CHP'ye yarayacak siyaset güdeceksin. Öyle bir siyaset tarzı ki CHP'den çok CHP'ci siyaseti, Bunlar Erbakan hocamızın kemiklerini sızlatan yanlış yol tutmadır. Erdoğan'la yaptığın görüşme sonrası aceleyle siyasi nezakete sığmayan açıklamalar yaparak bir yerlere "bakın merhum Oğuzhan Asiltürk ile oluşan yakınlaşmayı bitirdim" mesajı verdiğinin farkındayız. Zaten o konuşmaya o niyetle geldiğini de belli ettin. Ne diyelim?

Bizi sevmediğin belli. Allah seni (seviyorsan eğer) KK ile MA ile SD ile haşretsin. Düşünüyorum da; 2023 seçimlerinde bir mitingde, otobüsün üzerinde KK ile yan yana gelseniz, sağ avuçlarınızın içiyle yumruk yaptığınız sol ellerinizin üzerine ŞAAAK diye vurup senkronize hareket çekebilir misin? Merak buyurmayınız görüntüyü şirin bulanlar olabilir çünkü Bay Kemal 75, zat-ı aliniz 82 yaşında olacaksınız

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.