Erdoğan muhaliflerinin biyometrik fotoğrafı

En belirgin özellik, yüzdeki gamze gibi kendini belli eden yalancılıktır. En tazesinden başlayalım. BBC yanlış (bizce ise yalan) bir Afgan göçmenleri haberi yapmıştı. Bizim iletişim başkanlığımız hızlı bir şekilde olaya müdahale ederek BBC' ye yaptığı yalan haber için özür diletir. Bu haberin üzerine balıklama atlayan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, medyadan da Fatih Altaylı ise BBC kadar onurlu davranıp özür dileyemediler.

Şu hale bakın KK kalkıyor "ABD ile ne pazarlık yaptın açıkla" diyor. Dışişleri Bakanlığı ve İletişim Başkanlığı yalanlıyor. Adam yüzü kızarmadan yalana devam ediyor. Bu sefer ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Büyükelçiliği yalanlıyor. Yine yüzde kızarma yok. Hemen dümeni İngiltere'ye BBC haberine kırıyor. Devletimiz BBC 'ye özür diletiyor. İngiltere Savunma Bakanı da hazreti tekzip ediyor amma; adam çamurunu atmış yalanına dünya turu attırmış oluyor.
Tekzipler yüzlerine çarpılıyor, bırakın utanmayı "yarabbi şükür" edasıyla terbiyesizliğe devam sinyali veriyorlar. Hesaplar belli ki 2023 seçimleri. Strateji ise; yalanmış, iftira imiş titizliğinden uzak, her yol serbest ucuzluğunda yürüyecek.

Muhalefet alternatiftir. Bu nedenle "biz gelirsek şunu şöyle yaparız" diye politika geliştirir. Sadra şifa olacak, ayağı yere basan bir öneri duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü yok. Asıl üzücü olan böyle bir dertleri de yok. Amma efendilerine seslenme algısı oluşturan taze bir vaadi oldu KK 'nın. Ne buyurdular "kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan herkesi iade edeceğim, Yeter ki teröre bulaşmasın" Burada bile yalan söylüyor. "KHK ile gö- revine son verilenlerin 'tamamının iadesi' Af Kanunu çıkarmadan hukuken imkansız. 35 binden fazla kişi terör örgütü üyeliğinden mahkum olmuş ve devlet memuru olma vasfını kaybetmiş. . Bunların tamamı FETÖ sanılmasın PKK da aynı maddeden atılmıştır. Açık ve mertçe biz gelirsek bu kişiler için af kanunu çıkaracağız dese evinden dışarı çıkamaz sokakta yüzüne tükürürler.

CHP'nin haline bakıp, ne oldu da bu parti bu hale geldi dememek mümkün değil. Düşündükçe insanın acaba! diyesi geliyor. Hani Anadolu'da "Geceleri dışarıda ayakta işersen cin çarpar." "Yemek örtüsünü dışarı silkelersen, ekmek kırıntısına basarsan, gece tırnak kesersen vb bir sürü cin çarpar inanışı" vardır ya. CHP böyle bir hata mı işledi de çarpılmış haldedir? Sonra da bu işleri insanlar yapar tüzel kişilikler yapamaz ki diyorsun. Atatürk'ün koltuğu kimin elinde? Şu sıralamaya bakınız Atatürk, İnönü, Ecevit, Baykal (arada Bayar, Kamil Kırıkoğlu ve Mustafa Üstündağ' da vekil olarak bulunmuştur) Hepsi de tarihe adını yazdırmıştır. Bu gün ise KK. Gel de La havle çekme. Adını CHP tarihine dipnot olarak yazmak bile lükstür..

Cumhur karşısındaki yapı nereye hizmet ettiğinin farkında mı? Görünüşte Erdoğan'ın toplumsal desteğini aşağı çekecekler. Peki sizin için bir sürü ajansın, haber ofisinin kurmaca videolar hazırladığını bilmiyor muyuz? Kullandığınız o toplumu aldatan okkalı yalanlarla size beşinci kol faaliyeti yaptırıldığını anlamıyor musunuz? O güvendiğiniz dağların hesabının Türkiye'ye çökmek olduğunu nasıl anlamazsınız. Bu ülkeyi Irak, Suriye, Libya, Afganistan gibi istikrarsızlıkla bölmeye, güneyinde terör devleti kurmaya çalıştıklarını fark edemiyorsanız ya milli damarınız yoktur ya da milli damarlarınız tıkanmıştır. Sizi stent kurtarmaz kesin bypass gerekir.

Yağmur duası yapılırken bile "niye Atatürk'ten söz edilmedi" diye gürültü yapanlar; (Özellikle CHP ve İP) gizli ortağınız HDP ne Atatürk hakkında ne de milli bayramlar hakkında lehte tek kelime ediyor mu? Hayır. Siz bu tavra tek kelime ediyor musunuz? El cevap: Hayır. Sırrı Sakık 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyenlere, "Generali olsanız ne yazar, it sürüleri" diyor siz ne yapıyorsunuz? Resmi nikah yapmadan İstanbul ve Ankara seçimlerini HDP oyları ile alıyorsunuz. Siz inkar etseniz de HDP gizlemiyor ve nur topu iki belediye'de benim payım var diyor. Hem de çok ciddi payı var. Kürt kökenli Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu anlatmıştı. Yerel seçimlerde kampanya boyunca İstanbul'da çalıştım. Birinci seçimde 650 bin civarında HDP seçmeni sandığa gitmişti. İkinci seçimde 1 milyon 100 bin küsur seçmeni sandığa taşıdılar demişti. İmamoğlu görevden uzaklaştırılan (yaralı PKK teröristini tedavi ettirip dağa gönderen) Diyarbakır Belediye başkanını savunurken diyet borcunu ödüyordu. KK keyif için Demirtaş'ı savunmuyor herhalde. Bütün hesap öküz ölmesin ortaklık bozulmasın. HDP ister hakaret etsin, isterse kötü sözler söylesin. Nazını çekecek, katlanacak oportünistler var.

Neden bu denli yalana ve iftiraya sarılıyorlar? Azerbaycan'da fiilen varız. Suriye'de ABD ve Rusya'nın parsellediği yerde üç askeri operasyon yapıyoruz PKK ve YPG karşısında askerlerimiz tetikte. Libya da batılı yamyamların desteklediği itlere hoşt diyen bir Türkiye var. Akdeniz'de savaş gemilerin mavi vatan için Fransız'ı, Yunan'ı ile burun buruna. Katarda ABD uşaklarına karşı, Katar hükümetine ve halkına kol kanat olmuşuz. Sudan'da, Somali'deyiz, Balkanlardayız. Yetmiyor ekonomik saldırı altındayız. Bütün bunlar neden? Çünkü teslim olmuyor diz çökmüyoruz. Dünyayı sallayan Corona illeti var, dünyada olduğu gibi bizde de seller, yangınlar var. Üstüne üstlük, hainlerle, teröristlerle mücadele var. Böyle bir devlet karşısında "çapulcu batı, gazetecileri fonlar, iktidarı yıkmak için muhalefeti destekler"

Biz ne yapacağız? Bu kadar olumsuzlukların yanında; dünyada Çin ve Türkiye ekonomileri büyüyor. Dikkat edin felaketlere en hızlı şekilde müdahale edip sonuç alıyoruz. Bir- çok ülkede hastaneler paralı, sağlık sigortası olmayanlar ölüme terk edilirken sen büyük bir imkandan yararlanıyor can güvenliğin var, çalışanın da, emeklin de maaşını alıyor. Allah eksikliğini göstermesin devletin var devletin!!!. Unutma bir başka Türkiye yok. Devlet elden giderse ne can güvenliğin kalır, ne de paran kalır. Bu süreci akıllıca ve akılsızlara takılmadan geçmek zorundayız başka bir seçenek yoktur.