Hava Durumu

Falanca vekil, filanca başkan seçilseydi Hiçbiri parti aleyhinde konuşmaz, bilakis Erdoğan'ı överlerdi

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2021 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2021 08:06

Çok partili sisteme geçtiğimiz tarihten bu yana parti değiştirenler, parti siyasetine sırt dönenler hep var olmuştur. Ecevit'in 1977 yılında yaptığı Güneş Motel operasyonu sonuçları itibariyle önemlidir. 41.hükümet gensoru ile düşürülmüş, Ecevit'in kurduğu 42. Hükümet güvenoyu almıştı. Pazarlık yapılan 12 milletvekilinden 10 milletvekili kurulan Ecevit hükümetinde bakan yapılmıştı.

Parlamenter sistemin yürürlükte olduğu dönemde, hükümetler için güvenoyu hayat, gensoru memat meselesi olduğu için kritik durumlarda vekil tansferleri yapılmıştır.

Türkiye 1990 yılına 47. hükümetle girmişti. 3 Kasım 2002 seçimleri yapıldığında ise iktidarda 57. hükümet vardı. 13 senede tam 11 hükümet. İstikrar yoktu, 28 Şubat darbesi yaşanmış, 24 banka batırılmış, devlet soyulmuş, siyaset, mafya, işadamı

iç içeyken; bir de 2001 krizi yaşanmış, yüzde 9,5 küçülen bir Türkiye vardı. Seçmen, Erdoğan'ın liderlik edeceği siyasi yapılanmayı daha adı konmadan satın almıştı. İflas etmiş bir belediye devir almış amma, ortaya koyduğu yönetimle herkesin dikkatini çekmişti. Bu nedenle halk nezdinde açık bir krediye sahipti.

Bir Bursa programında kendisine "İstanbul ne âlemde, neler yapıyorsun". Dedim. Bana. "İstanbul'a gelen 100 TL'nin 20 TL'si İstanbul'a diğer 80 TL kayıp dersem inan" "Biz bu durumu tam tersine çevirdik" dedi. Ben de bu hesaba göre 20 TL kayıp mı? dediğimde; O yirmi TL için 20 sene belediye başkanı olmam gerek yinede sıfıra indiremezsin. Benim atadığım insanlardan da ayağı kayan çıkabilir. İnsanın olduğu yerde yanlış var maalesef. Bu yanlışların bertaraf edilmesi halkın işbirliğini de gerektirir. Mesela iki zabıta memuru rüşvet almaya gitmiş; vatandaşlar "Artık CHP belediyesi yok" demiş memurları derdest etmişler. Özetle dürüst bir yapılanma, iş bilen bir kadro, hem kentin ihtiyacı olan hizmetleri yapıyor, büyük projeleri hayata geçiriyor, aynı zamanda Belediyenin borcunu da bir milyar dolar azaltıyordu.

AK Parti bu iklim şartlarında kurulmuştu. Kurulurken her şey Türkiye için ideali partiye şekil veriyordu. Bu nedenle bir karışım (koalisyon) değil, bir bileşim olma özeni vardı Çok renkli oluşumuz bir zenginlikti ama Sadi Şîrâzî'nin "Bülbülden vefa ummayın. Çünkü her dem başka bir gül üzerinde öter" uyarısına tedbir almadık. Kişi hangi siyasi partiden gelirse gelsin eyvallah demek çok doğruydu. Amma rüzgâra göre daldan dala zıplamaları var mı? Yok mu? Noktasında kontrol yapılmalıydı. Konuşmalarımızda; "AK Parti gemilerini yakanların partisidir" diyorduk. Milletimiz anayasayı değiştirecek bir sayı ile bizi 3 Kasım 2002'de iktidara getirmişti. 2004 mahalli seçimlerinde İl Başkanıydım. Bursa BŞB sınırları Yıldırım Osmangazi ve Nilüfer ilçelerinden oluşuyordu. BŞB, Osmangazi ve Yıldırım'ı aldık ama İl genel meclisi ve belediye meclisini almamıza rağmen Nilüfer'de başkanlığı kaybettik.

O kayıp sonrası Nilüfer ilçemizde her seçim ara açılmıştır. Kimse itiraf etmese de DYP'li bir grup, ilçede CHP adayına, büyükşehirde kendi partilerine oy verdiler bu yönlendirme sonucu CHP adayı seçimi kazandı dedikodusu geldi. Her ne olursa olsun o seçimi almalıydık. Nilüfer'e aday olmak isteyen, hatta aday adayı olan partili iki arkadaşım (sonradan Milletvekili oldular) hala parti için koşarken; adayımız çok uzağımızdadır. Onu bırak 2019 yerel seçimlerinde 2004 yılında yenildiği CHP adayı BŞB adayı idi. CHP adayına destek veren "Bursa'nın çağrısı" adlı grubun içinde olması şaşırtmıştı. Vardır bir bildiği dedik. Zaten bildiklerini kitap haline getirmiş. Böyledir bu işler partideyken kitap yazarsan översin, ayrılınca yazarsan yerersin. Ahmet Davutoğlu "Eğer bir gün nefsi hesaplarımdan dolayı bana rüyamda dahi göremeyeceğim makamları altın tepsi de sunan adama ve o adamın davasına ve onunla yol yürüyenlerin sevgisine, muhabbetine ihanet edersem gelin yüzüme tükürün..." Salı günü CHP'de KK ile beraberler. KK erken seçim diyor. Hazret erken değil hemen seçim diyor. Ben sana yuh demeyeyim de ne diyeyim. Yazıklar olsun

AK Parti'de Erdoğan'ın en uzun süre bakanlık yaptırdığı Babacan, CB seçiminde Ak Partinin içindedir. Tayyip Erdoğan'ın parti adaylığına imza atıp, Abdullah Gül'ün adaylığı için yapılan gizli çalışmaların göbeğindeydim itirafına ne buyrulur?

Adaylığı ile 27 Nisan E-Muhtırasına muhatap olduğumuz, Tayyip beyin kendisi aday olmayıp kardeşim Abdullah diyerek CB makamına çıkardığı Sn. Gül'e ne demeli. TBMM oylamasında meclise girmeyip 367 garabetine neden olup, oylamayı AYM' de iptal ettiren CHP, 2018 CB seçiminde, Karamollaoğlu çöpçatanlığında çatı aday olarak Gül'de karar kılmıştı. Akşener adaylığına karşı çıkmasaydı muhalefetin adayı idi. Çatı adaylığı ile ilgili dedikodular piyasaya ilk çıktığında da; bir Cuma namazı sonrası "CHP benim seçilmemi engelleyen partidir." diyerek; adeta böyle yanlış şeyler düşünmeyin ağzınıza biber sürerim ikazı yapar gibiydi. Bu sinsilikleri görünce Erkan Mumcu'nun majestelerinin valisi kodlamasını düşünmeden edemiyorum

Piramidin tepe noktasında yaşanan vefasızlıkları görünce; hal ve hareketleri kin ve nefret dolu olarak okunan, Nilüfer'de seçim kaybetmiş adayımıza nasıl kızayım.

Vefasız insanların özelliği benmerkezci olmalarıdır. "Ben yoksam benden sonrası tufandır'' derler ve bu hastalığın aşısı yoktur. Asıl önemlisi vefasızda saklanamaz bir kibir halinin varlığıdır. Şair Nabi bakınız kibri nasıl anlatıyor: Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde Biz hezaren mest-i mağrûrun humârın görmüşüz"

(Talih meyhanesinde çok da gururlanma, çünkü biz gururdan sarhoş olanların binlercesini daha sonra sersemlemiş hâlde görmüşüz.) Çok şeyi yerelde ve Ankara boyutunda yazmasam da; kendimi R.T.Erdoğan gibi hissettiğim anlar çoktur.

Nasıl ki menfaati bitince reisi bırakıp kaçanlar olduysa; bende kendimi ortaya koyup desteklediğim birçok isim yüzünden hemen her gün eleştiri alırım. Bu kişiler genelde bir yerlere seçilemeyen kişilerdir.

Seçilselerdi; ne partiyi eleştirir, ne de ayrılanlar, partiden ayrılırdı. Hatta ayrılanlara "safra" bile diyen olurdu. Yerelde isim yazmadım ama bilinsin ki sözüm meclisten içeri. Geçen gün ilgimi çeken bu cümleye rastladım "Kedi nankör, tilki kurnaz, karga kindar, yılan sinsi, insan ise hepsi."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.