Haç ile Hilal penceresinden dış güçler

Firavun azmaları, hain soysuz yezitler. Yeter sabrettiğimiz sabrımız taştı yeter.
Birlik olma günüdür, Emperyalizme karşı.
Bu Türk'ün Kürt'ün değil, bu Haç Hilal savaşı.

(Şair Nevzat Yazıcı)

Bu ülkedeki kavga Türk ile Kürt'ün kavgası değil, hilal ile haçın kavgasıdır. Hilalin altında bir olun çok kalabalık olacağız, göreceksiniz.

(Arif Nihat Asya)

Oyun aynı oyun sahne Aralık
Hem oynayan, hem de yazan kiralık
Vatan satıcılar üç beş paralık
Bu kavga Çan ile Bilal Kavgası
Bu kavga Haç ile Hilal kavgası

(Şair Cengiz Şahin)

Cemil Meriç'in aydın analizi yaptığı Mağaradakiler adlı kitabında konuyu dil, hafıza bağlamında ele alsa da kavgayı anlatırken şu cümleleri satırlara döker."Kıyasıya (şiddetli) bir savaştı bu, Haç'la Hilâl'in, Batı'yla Doğu'nun, iman'la inkâr'ın savaşı.
Tüm dünyayı karşısına alarak var olma mücadelesi veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni içeriden ve dışarıdan yıkmaya çalışan güçler, 15 Temmuz akşamı bu aziz milletin imanına toslayarak büyük bir tokat yemişlerdir. Ancak yüz yıllardır bizleri Anadolu topraklarından atma ve İslam'ı yok etme hayalleri peşinde olan ve bugün müttefikimiz (!) olduğunu iddia eden haçlı güçler, içimizdeki işbirlikçileri ile birlikte besleyip büyüttükleri taşeronlar aracılığı ile iç savaş amaçladıkları açıktır. AB ve ABD kısaca Ehli Salip ( haçlılar) hiçbir zaman hayallerinden vazgeçmedi. Batıyı cesaretlendiren de bizim "Batılılaşma sevdasından kurtulamayışımızdır"
Tarihimizde üç büyük vatan zaferimiz var. 26 Ağustos 1071 tarihli Malazgirt zaferi ile Vatan kurduk. 17 Eylül 1176 tarihli Myriokephalon muharebesi ile Selçuklular Bizans'ı ikinci kez bozguna uğratınca Anadolu'nun kesin tapusu alınmış Vatan korunmuştur. 26 Ağustos 1922 Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile de Bizans'ın torunları Yunan, bozguna uğratılmış ve vatan kurtarılmıştır.
Haçlılar hiçbir zaman durmadılar 1088 yılında Bizans hükümdarı I. Aleksios'un, ''Türklerin Hıristiyanlık için bir tehdit olduğunu, birleşip Haçlı Seferlerini başlatmanın şart olduğunu'' vurguladığı Papa'ya yazdığı mektuptan beri saldırılar kesintisiz sürüyor.
Fransız Devrimi'nin elebaşlarından Voltaire de, Osmanlı-Rus Savaşı sürerken Rus Çariçesi II. Katerina'ya gönderdiği mektupta: "Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa'dan sürmek gerek. İnsanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler''
İngiliz Başbakanı William Ewart Gladstone 5 Eylül 1876 "Türkler insan olmayan numunelerdir. Medeniyetimizin bekası için onları Asya steplerine geri sürmeli, Anadolu'da yok etmeliyiz."
23 Şubat 1921 Bu sefer İngiliz Başbakanı Lloyd George, "Türkler, bir insanlık kanseri, bu belayı ve potansiyel dert kaynağını Avrupa'dan def etmek gibi büyük bir fırsatı gerçekten kaçırmayalım" diyordu.
Birinci Dünya Savaşı'nın 100. yılı nedeniyle değerlendirme yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "1. Dünya Savaşı bitmedi. Devam ediyor" demişti.
Haçlılara güvenenlere, haçlıların gen yapısı ile ilgili bir hatırlatma.
Kudüs'ü ele geçiren haçlılar 15 Temmuz 1099 günü akşamüstü ve ertesi sabah Kudüs'te bulunan bütün Müslüman ve Yahudileri öldürmeye başlayıp dünya tarihinde eşine az rastlanır bir vahşet gerçekleştirdiler. Haçlı ordusu Kudüs'te iki gün içinde 70 binden fazla Müslüman ve Yahudi'yi kılıçtan geçirdiler.
Bu tarihi gerçek hem Batı Avrupalı Haçlılardan tarih yazanlar tarafından, hem de zamanın tarihini yazan Arap kaynaklarında belgelenmektedir.

DIŞ GÜÇLER KİM DİYE SORAN EİNSTEİN (!) ZEKALILAR İÇİN AÇIKLAMA

Dış güçler kim diye sormadan önce siz; ABD başkanının mabadına takılan İç güçler olmaktan vazgeçin. Unutma; gâvurun ekmeğini yersen; gâvurun kılıcını sallarsın.
Gözünü aç ve "Mavi Vatanda" karşına çıkanlara, onları karşına çıkaranlara bir bak. Sonra da, güneyinde PKK ve YPG gibi örgütlere sana vermediği silahları bedava verip ülkeni bölmeye çalışana bir bak.
Yetmedi, sınırın Dedeağaç' ta yığınak yapıp seni çevreleyen haydut devlete bir bak. Bu da yetmezse; Hiçbir zaman haklının hukukunu gözetmedikleri halde sana AİHM kararlarına uy diye parmak sallamaya kalkan büyükelçilerin ülkelerine bak.
Hala görmedim diyorsan; "sen Denizanası mısın?" diye sorarlar. Çünkü denizanasının bizim gibi gözü kulağı yoktur. Beyni kalbi, kemiği kanı yoktur. Yüzde 98'i su olan bu canlı dokunaçlarında zehir taşır.