Hava Durumu

Islahat mı yaptık ifsadat mı?

Yazının Giriş Tarihi: 11.06.2021 08:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.06.2021 08:09

Türk Dil Kurumu sözlüğünde Islah: İyileştirme, Islahat: düzeltme, reform, İfsat, İfsadat ise bozmak olarak açıklanır.

Bizim elimizden koca imparatorluğun gidişinde Fransız İhtilali de ciddi oranda etkili olmuştur. Bütün dünyaya yayılan ''Liberté Egalité Fraternité'' yani ''Özgürlük Eşitlik Kardeşlik" sloganı o dönemde krallıkları büyük imparatorlukları yıkmış, ırk, hizip ve ideolojik bölünmeler dalga dalga yayılmıştı.

Biz de 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile ilk batılılaşma adımını atmış, Müslim ve gayrimüslim eşitliğini getirmiştik.

Osmanlı da "Tanzimat ve ıslahatlarla" gelen dalgadan etkilenenler; Jön Türk hareketini kurmuştu. Jön Türklerin fikri genlerini taşıyanlar bugünde mevcuttur.

Osmanlı'da 1808'de senedi ittifakla (ilk anayasa çalışması) başlayan Tanzimat ve Islahat çalışmaları, Tanzimat ilanı ve 1876 yılında Abdülhamit'in anlaşma (pazarlık ve dayatma) sonucu 1.meşrutiyeti ilanı ile devam etmiştir.

Gerek Jön Türkler, gerekse İttihat Terakki Cemiyeti'nin üyelerinin her biri, farklı sebepten Abdülhamid Han'a muhalif olmuş, "Özgürlük, eşitlik, meşrutiyet" sloganı ile yola çıkmış kişilerdi. Çok farklı görüş ve yapıda olmalarına rağmen birleştikleri ortak alan Abdülhamid Han karşıtlığıydı. Jön Türkler ile İttihat Terakki ayrı gözükse de aynı yolun halef selef yolcularıdır.

Tanzimat ilanı ile Sırplar ve Yunanlıların isyan hareketleri başlamıştır. Çünkü yapılan düzenlemeler dış baskılar sonucu, haklardan ziyade koparılan tavizlerdir.

Bugüne baktığımızda dışarıdan gelen baskılarla içeriyi tanzim ettiğimiz gerçeğini gizleyemeyiz. Çok partili sisteme geçmek İsmet Paşa'nın engin demokrasi idealinden değil, İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyet tehdidine karşı batı blokuna yanaşmak içindi. Keza 3 Ağustos 2002 tarihinde bir gecede AB uyum paketi ile ilgili kanuni düzenlemeleri yapmamızda en önemli hareket noktamız ekonomik beklentilerimizdi. Onun yolu da demokratikleşme ile ilgili yasalara bağlıydı. O paketle idam cezası, savaş durumu dışında, kaldırıldı Kürtçe eğitim imkanı doğdu.

Mesut Yılmaz paketin AB üyeliği için dev bir adım olduğunu söylerken; koalisyon ortağı MHP karşı söylemle bu yasanın, Kürt milliyetçiliğini körükleyeceğini ve milleti ikiye böleceğini öne sürüyordu.

Osmanlı'dan tecrübe edilmiştir ki batılı ülkelerle hangi anlaşmayı yaparsanız yapın; onların hesabı sizi yutmaktır. Dün Osmanlı devletinin yıkılışında önde İngiltere, arkada diğer batılı devletler vardı. Bugün Türkiye'yi kuşatmaya çalışan da aynı güçtür. Sadece İngiltere'nin yerinde ABD vardır.

Erbakan'dan Turgut Özal'dan, Tayyip Erdoğan'dan alıntı yapmıyorum, bu yazıya karşı mahalle diye bakanlarca kabul görsün diye Bülent Ecevit'ten bir alıntı ile açıklama getirmek istiyorum. Hürriyet gazetesinde Muammer Elveren imzasıyla yayınlanan bir söyleşide "Avrupa'da insan haklarına gösterilen ilgi zaman içinde Türkiye'nin içişlerine karışmaya dönüşmeye hatta Türkiye'yi bölmek isteyenlerin desteklenmesine dönüşmeye başladı. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Batılı çevrelerin ilgilendikleri insan hakları ve demokrasi eksiklikleri sadece Türkiye'nin bölünmesi için propaganda yapmayı ve bu amaçla girişilen terör hareketlerini teşvik etmeyi serbest bırakın diyorlar, bu olunca Türkiye'de onlar için başka bir sorun kalmayacak. Dünyada pek çok ülkede şu veya bu ölçüde etnik sorun vardır ama hiçbir yabancı ülke bir diğerine sen bu sorunu şöyle çözeceksin diye politika dayatmaya kalkışmaz ve bu kabul edilemez. Türkiye'yi bölmek isteyenleri hele bu amaçla tedhişe (teröre) yönelenleri teşvik etmeye başladıkları zaman; bu açık bir düşmanlığa dönüşmüş olur.
Osmanlı toprakları üzerinde bugün 64 devlet var. Biz de kurtuluş savaşı ile 783 bin metrekare kara parçasını kurtarabildik. Müttefik görünümlü düşmanımız ABD ise Türkiye'yi bölme hesapları yapıyor.

Aynı ABD'de yeni seçilen başkan Erdoğan'a karşı muhalefeti destekleyeceğini söyledi. Nasıl ki Jön Türkler, İttihatçılar dışarıda Abdülhamit'i itibarsızlaştırma, içeride de azınlıklarla işbirliği içinde tahttan indirmeye çalıştıysa; Bugün benzer bir muhalefetin Erdoğan'a karşı oluşturulduğunu görüyoruz.

Abdülhamit'e karşı benzemezler ittifakı (Müslim ve Gayrimüslimler, İslam alimleri, şairler, yazarlar vb) vardı. Bunların içinden devlet elden gidince pişmanlıklarını itiraf edenler oldu ama son pişmanlık fayda vermedi.

Bugün de bölücü PKK'ya sırtını dayayan HDP ile milliyetçilik nutukları atan İYİ Parti aynı yönde yürüyor. CHP'nin İstanbul il başkanı devlete seri katil diyor. HDP'den seçildikten sonra Türkiye İşçi Partisi'ne geçen Ahmet Şık "Devleti yıkmamız gerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katildir" diyor. İster Mut'a siyaseti (nikahı) deyin, ister Hülle siyaseti deyin ortada bir gerçek var, Joe Biden dahil tamamı Erdoğan'a karşı. Elinizi kalbinizin üzerine koyun ve Neden? sorusunu sorunuz.

CHP genel başkanı parti kongresinde, biz bölgesel özerkliğe karşıyız,"Yerel yönetim özerklik şartını getireceğiz" diyerek gayri resmi ortağı HDP'ye göz kırpıyor aklınca. Yarın bölgesel özerklik için dış destekle karşına çıkacaklarını bilmiyor musun?

Sırrı Sakık "Mustafa Kemal'in askerleyiz" diyenlere "Siz Mustafa Kemal'in askeri değil generali olsanız ne yazar. İt sürüleri" diyor. HDP'li belediye başkanlarının Kandil'e çalıştığı, teröristleri tedavi ettirdiği görülmedi mi? Bölücü örgüt bitene kadar bu kanuni düzenlemeler yapılamaz. Yaparsak tarih tekerrür eder Allah korusun. Bizi dinlemiyorsanız Ecevit'in yukarıya aldığımız sözlerini dikkatle okuyun derim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.