Hava Durumu

Kanun-i Esasi'den başkanlık sistemine (3)

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2020 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2020 08:05

İkinci meşrutiyet ilan edildikten sonra kurulan ilk parti Ahrar (hürler, özgürler) partisidir İttihat ve Terakki o sıralarda cemiyet olarak faaliyet gösteriyordu. (cemiyet olarak seçimlere girmiş ve bütün vekillikleri kazanmıştı) Siyasi parti kimliğini 1913 yılında almıştır. 1876 yılından 1946 yılına kadar milletvekilleri iki dereceli sistemle seçilmiştir. (Bu sistemle seçim bölgelerinde birinci seçmenler seçilir onlarda milletvekillerini seçerler / tespit ederlerdi)

Osmanlı döneminde çok partili sistem uygulansa da; Cumhuriyet döneminde 1946 yılına kadar çok partili sistem başarılamamıştır. 1925 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılmasından sonra Türkiye tek partili bir cumhuriyet dönemini yaşadı. Meclisin işlevsiz hale gelmesi, iktidarın denetlenememesi, ekonomide iyileşmenin olmaması, halkın refah seviyesinin yerinde sayması gibi sebeplerle 1930'lu yılların başında bir takım yeni arayışlar gündeme geldi. Bunların başında gelen bir muhalefet partisinin kurulmasıydı.

Bu nedenle de Atatürk tarafından Ali Fethi Okyar'a Serbest Cumhuriyet Fırkası adıyla bir muhalefet partisi kurduruldu. Tek parti ile idare edilen Türkiye'de muhalefet partisinin kuruluşu demokrasiye geçiş olarak değerlendirildi. Ancak Serbest Cumhuriyet Fırkasının ciddi bir halk desteği görmesi; iktidardakileri korkuttu. İlk önce İnönü, peşi sıra Falih Rıfkı Atay ve iktidar yanlısı basın peş peşe muhalefet partisine saldırmaya başladılar. Fethi Okyar İzmir'e gider, kendisini karşılayanlar için basında "serseri, komünist, sabıkalılar" diye manşetler atılır. Ülke kaosa sürükleniyor, cumhuriyet değerleri zaafa uğratılıyor iddiaları seslendirilir (dikkat ederseniz hep aynı dil, aynı terane.. yıl 2008 aynı kafa: Mecliste 411 el kaosa kalktı.diye manşet attı.O gurur duyduğum ellerden biri de bana aitti..!)

Serbest Fırkanın kuruluşunda bir ay sonra mahalli seçimler vardı. Daha teşkilatlarını kuramamış olsa da seçime katılma kararı alındı. Öyle bir seçim ki, tamamen iktidarın kontrolün de yapılıyor, yargıç teminatı yok. Her türlü usulsüzlük, hukuksuzluk devlet eliyle yapılabiliyordu. Çünkü Valiler CHP il başkanı, Kaymakamlar CHP ilçe başkanı idi. Örneğin Adana'da seçmen listesinde yer alanların sayısından fazla oy çıkmıştı; amma Vali bey bu fazlalığı geçerli saymıştı. Serbest Fırka taraftarlarının bu seçimde kimi dövülmüş, kimi tutuklanmıştı. Atatürk bile kazanan bizim parti değil, idare partisidir, Vali, Jandarma polis, kaymakam partisi demişti.

Ağustos ayında kurdurulan ve 5 Ekim de ise Belediye seçimlerine katılan Serbest Cumhuriyet Fırkası ülkeyi anarşi ortamına sürükler, devlet otoritesi ve inkılaplar zarar görecek bahanesi ile 3 ayını doldurmadan yine Atatürk'ün isteği ile Fethi Okyar tarafından feshedildi. Seçimlerde kazandığı belediyelerin başkanları ise ya Cumhuriyet halk fırkası (CHP)'ye geçirildi ya da istifa ettirildi.

5 GÜN SONRA YURT GEZİSİNE ÇIKILDI

Taha Akyol'un 2017 yılında Hürriyet gazetesinde bu konu hakkında "Devlet Tek Parti'yi kazandırdı. Fakat Samsun'da bütün baskılara rağmen Serbest Fırka'dan Boşnakzade Ahmet Bey belediye başkanı seçildi." Diye yazar. Her ne kadar baskılara rağmen dense de anlıyoruz ki Samsun Valisi adil davranmış Çünkü; Serbest Fırka kurucularından Ahmet Ağaoğlu, Atatürk'e " Paşam, eğer bütün memlekette Samsun valisi gibi insanlar olsaydı; hiç şüphe yoktur, seçimlerin dörtte üçünü biz kazandırdık" demişti. (O seçimde Boşnakzade Ahmet Resai Bey 3 bin 112 oy, CHP adayı ancak 416 oy alabilmiştir. Yedi kattan daha fazla bir fark vardır)

Serbest Fırkanın kapatılmasından beş gün sonra Gazi Paşa bir yurt gezisine çıkar ve 22 Kasım 1930 tarihinde Samsun'u ziyaret eder. Akşam yemekte belediye reisine:

Şimdi, Reis Beyefendi; zatıaliniz de artık feshedilmiş (kapatılmış) olan bir fırkanın (partinin) belediye reisi olarak vazifenizde devam etmek istemezsiniz değil mi? İstifa ediniz; yeniden intihap (seçim) yapılsın; belki yine zatıaliniz seçilebilirsiniz, emrini verdi.

Belediye Reisine "Emir buyurursunuz" demekten başka söz kalmamıştı. Fakat Reis öyle yapmadı: "Paşam bendeniz Serbest Fırka'yı tanımıyorum. Bu seçim halkın şahsıma karşı güveni şeklinde tecelli etmiştir. Mesele sırf seçimin serbest olmasından ibarettir. Eğer bu vaziyette istifa edersem halkın bu teveccüh ve itimadına karşı küfranı nimette (nankörlük) bulunmuş olurum. Eğer benim bu işte kalmam istenmiyorsa, hükümetin elinde imkan vardır, Danıştay vardır, seçimleri fesheder. Bendeniz de o zaman halka karşı mahcup kalmam."

Atatürk, sakin bir şekilde "Düşündüğünüz doğru, arzu ettiğiniz gibi olsun" der. İki gün sonra, İçişleri bakanlığı adına seyahate katılan mülkiye müfettişi Necati Bey bazı sebeplerle (!) Samsun Valisine işten el çektirir. Beklendiği gibi 25 Ocak 1931'de de Danıştay Ahmet Resai Bey'in belediye başkanlığını iptal eder.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.