Kehlesi kanlananlar

24 Aralık 1995 genel seçimini merhum Erbakan liderliğinde Refah Partisi kazanmıştı. Hükümet kurmak için görüştüğü siyasi partilere baskı yapıldığı için hükümet kurulamadı. Bunun yerine; Mesut Yılmaz-Tansu Çiller liderliğinde ANAYOL hükümeti kurulmuştu. Güven oylamasında görülen yasal eksiklik Anayasa Mahkemesi'ne götürülmüş ve ANAYOL hükümeti düşmüş, Erbakan Çiller liderliğinde REFAHYOL hükümeti seçimden altı ay sonra (28 Haziran 1996) kurulabilmişti.

Sonraları ele geçen ABD Dışişleri Bakanı Warren Cristopher imzalı gizli belgede Türkiye ABD'nin stratejik ortağıdır ve öyle kalmak mecburiyetindedir. TSK' nın Erbakan'a karşı bir sonuç elde etmek için harekete geçirilmesi istenir. Bu belge (kripto) NATO Amerikan ve BM Amerikan misyonlarına, Atina, Beyrut, Moskova, Sofya ve Ankara büyükelçiliklerine gönderilir. Gerekçe de: dış politikada Türkiye'nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve Sudan ile ilişkilerini kuvvetlendirmesi ABD'nin ulusal menfaatlerine aykırı imiş. Bugün de değişen bir şey yok. Biden: "Türkiye, ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikasına karşı alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmayı sürdürüyor" ve "Türkiye'nin Suriye harekatı DAİŞ'le mücadeleye zarar veriyor" diyor. Bir önceki başkan Trump "Daiş'i Obama kurdu demişi" Dikkat edin aynı ülkeleri bugün de mayınlayıp bize yasak etmeye çalışıyorlar. ABD'nin malum kripto belgesinden sonra, sefer görev emri almış ihtiyat birliği gibi darbecilerin yanında saf tutan iş dünyasından beş "sivil" toplum örgütü vardı. İki işçi sendikası, iki esnaf örgütü ve bir işveren sendikası.(beşli çete olarak anıldılar) Bunlar; Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK- İŞ) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) . Başkanlarını da sıralarsak Refik Baydur, Derviş Günday, Fuat Miras, Bayram Meral ve Rıdvan Budak, O dönem sivil siyasete karşı yapılan darbenin 'sivil' ayağında yer aldılar. Bu isimlerden Rıdvan Budak DSP'den, Derviş Günday ve Bayram Meral CHP'den milletvekili seçilmiştir. İşçiler en yüksek ücret artışını Refahyol döneminde almışlardı. Buna rağmen sendikalar darbecilerle hareket ettiler. Ayrıca; askerin rap rap brifinglerine marş marş koşan hukukçuları da (!) seyrettik. Tamamının kehlesi Ehli Salip (haçlı) dürtmesi ile kanlanmıştır.

Türkiye'nin yakın geçmişinden günümüze kadar bu üflemeler devam etmiştir. Bizde meşhur TÜSİAD var, aslında komprador (işbirlikçi) sanayici ve iş adamları demek daha uygun. Bunların beyanatlarına bakın, AB ve ABD ne diyor, ne istiyor anlarsınız.

1980 öncesi gazetelere ilanlar vererek Ecevit Hükümeti'ne açıkça meydan okumuştu Neler yapmadılar ki, piyasaya mal sürmediler, karaborsa oluştu, kuyruklar oluştu. O dönem Türkiye'de tek kanal var ve herkes onu seyrediyordu. Margarin reklamını döndürüp duruyorlar fakat piyasaya margarin arzı yoktu. (Tüsiad mutfağı tencereyi istismar ediyordu) Yağ, şeker, sigara, tüpgaz kuyruklarına girmeyen yoktu. Ecevit seneler sonra verdiği mülakatta "Amerikan casus uçaklarının Türkiye semalarında uçuşuna izin vermediği için TÜSİAD harekete geçirildi demiştir" Ecevit hükümeti yıkıldı. Peşinden Demirel'e azınlık hükümeti kurduruldu. Ünlü 24 Ocak kararları zorunlu olarak çıkarıldı. "Milyar değil, bir milyon dolar borç için, (2020 sonu nüfusu bizim birçok ilçe nüfusundan daha az 632,275 nüfuslu) Lüksemburg'a el açıp dilenmiştik" . 24 Ocak kararlarına mecbur edilen Türkiye piyasa ekonomisine geçmişti. Ben buna ABD vaftizi ile Türk Baharı diyorum. (Berlin duvarının yıkılmasından sonrada bu baharı Sovyet bloku yaşamış kapitalizme geçmiştir) Bu kararlar güçlü bir iktidarla uygulanabilirdi onun için de 12 Eylül darbesi yapıldı.

12 Eylül'e gidişinde 28 Şubat darbesinin de finans ayağını sağlayanlar bunlardı. Biraz araştırın göreceksiniz ki "bankaların ve önemli şirketlerin yönetim kurullarında generallere görev verilmiştir." Askerimizin hassasiyetine tetikçi gözüyle bakıp tahrik eden bu yapılardan milli hamleler beklemek beyhudedir.

Bugün ABD öncülüğünde ülkemize karşı açıktan bir haçlı seferi var. Adamlar niyetlerini de gizlemiyorlar. Şu son "on büyükelçi hergeleliği" gösterdi ki "haklı olmak yetmiyor, güçlü olmak gerekiyor" Hergelelik dedim çünkü adamlar bize AİHM Avrupa İnsan hakları mahkemesi kararlarına uyun dediler. İçişlerimize karışma kısmını, uluslar arası hukuka uymayan davranışı bir tarafa bırakıp baktım. Kanada, ABD ve Yeni Zelanda elçilerini duyunca; minarede ezan okumaya kalkan "papaz" görmüş gibi oldum. Siz Avrupa kıtasında bir devlet değilsiniz ki, AİHM denen mahkeme Uluslar arası adalet divanı (Lahey) değil ki size ne? Siz Yunanistan'ın

Batı Trakya da ki, İsrail'in Filistin'deki hangi ihlalini eleştirdiniz? Patronlar kulübü TÜSİAD; konuşacaksanız bu konuda batıya yüklenin de görelim. Bunu yapamıyorsanız üretim, istihdam, ihracat rakamlarını katlamaya, dünya ile yarışacak yerli markalar üretmeye, asıl işinize kafa yorsanız olmaz mı? Olmaz demeyin. Terleyince oluyor. Bakın savunma sanayinde neleri başardık. Ak Parti döneminde servetinize inanılmaz boyutta servet kattınız. Ülkenize borcunuz yok mu?

Bazı işadamlarının kimleri nasıl fonladığını devlet mutlaka bilir ve gözetler. Zaten daha dün kurulmuş partilere bakıyoruz da; yaptıkları harcamalar dudak bükülecek boyutta. Bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor? Semt pazarının akşam çığırtkanı gibi ucuzluk sloganı atan CHP gibi İP gibi muhalefet yok mu? Biz gelirsek o uçakları satacağız deyip, özel uçakla yurt gezisine çıkmalarını kim finanse ediyor? Mızrak çuvala sığmıyor. Konuşmalarınız ABD ve AB'nin sesi radyosu gibi. Batıdan üflenince Türkiye'den düdük sesi çıkıyorsa bağımsızlığımız tehlikededir. Türkiye 30 gümüş dinara Hz İsa'yı ele veren Yehuda gibi havarileri olursa; sıkıntı yaşar. Kudüs'e varmak için Antakya kalesini almak zorunda olan Haçlılara; büyük vaatler karşılığı kaleyi satan kumandan Firuz'lar devletimize sıkıntı yaşatır.

Biliyoruz ki, 2023'e giderken her birinizin Kehlesinin kanlanması (Canlanmanız) Biden dürtmesiyledir. Türkiye düşmanları ile savaşır savaşmasına da, içeride kapı kilit tutmalı.