Milli felaketlerle milli mücadele yapılır

Yavşak sözcüğünü TDK "ad olarak: bit yavrusu, sıfat olarak yılışık ve geveze olarak açıklar" günlük hayatta çok kullanılmasına rağmen bir hakaret ifadesi olduğu da mahkemece hüküm altına alınmıştır. Devlet eski bakanlarından Cavit Çağlar'ın dönemin başbakanına yavşak dediği için tazminata mahkum edildiğini yaşı müsait olanlar hatırlar. Bu nedenle kimseye hakaret etmeden yazımızı yazalım.

İnsanlık kendi eliyle doğal hayatı tahrip etti. Bugün de doğanın intikam hamleleriyle karşı karşıyayız. Daha önce görmediğimiz boyutta felaketlerle boğuşuyoruz. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de doğal afetler var. Son bir ay içerisinde Karadeniz sel felaketleri, şimdi de tarihimizde görülmemiş ölçekte yangınlarla mücadele ediyoruz.

Devletimiz yangınla mücadelede iddia ediyorum dünyanın en iyilerindendir. Üstelik bizde felaket anlarında bakanlar, Cumhurbaşkanı bölgede halkın yanında olurlar. Bizimle beraber Almanya da sel felaketi yaşadı üstelik orada 200 civarında insan hayatını kaybetti. Bizde Cumhurbaşkanı; devletin yapacağı evlerin, yeni köylerin tarihini verirken, Dünya'nın ekonomi devi Almanya'da halk devletini göremedi. Avrupa'da Amerika'da eğer sigortanız yoksa yanarsınız. Yangın olan yerlerde kimse aç açık bırakılmıyor. Evin mi yandı, hemen kiralık bir eve yerleş, 50 bin TL tefrişat desteği ve kira yardımı. Kim yapıyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapıyor. Devletimiz güçlüdür ve tüm devlet aygıtları felaketle savaşıyor.

Şimdi de şu saçmalıklara bakın. Bakarken kimseye sövmeyin yavşak vb demeyin. Bize su sikan Tomalar nerede, neden yoklar? Oysa Tomalar başından beri yangına müdahale ediyor Asker neden yok, neden yangına müdahale etmiyor?

Asker zırhlı birlikleri, hava araçları, kara araçları, deniz araçları ile kısaca askerimiz her şeyi ile sahada yangınla mücadele ediyor.

Ben sadece bir günde TSK ile ilgili resmi Twitter hesaplarından 20 civarında Tweet alıntıladım. Bunun nedeni bazı soytarıların paylaşımları değildi. Sevdiğim çok değer verdiğim bir doktor arkadaşım "sürat tekneleri ile tahliye yapılıyor" şunlar nerede bunlar nerede gibi ucuz bir paylaşımı yapmıştı. Çok kez uyardım. Sosyal medyada fosseptik gruplarından çık, kanalizasyonda dolaşma dediysem de inadım inat tiksindirici paylaşımlara devam etti. Ben de araştıra yaptım ve gördüm ki TSK; Hava, Kara ve Deniz kuvvetlerinin asker ve teçhizatı ile yangınla mücadele ediyor. Türkiye 4 Ağustos itibariyle 20 uçak ve 51 helikopterle yangına müdahale ediliyor. Bir insan yalan olduğunu bilerek neden ABD'deki yangını Türkiye diye paylaşır? Böyle hainler dünyanın başka bir ülkesinde var mıdır? Bunu yapana insan denir mi?

Gazeteci Banu El bir paylaşım için "Bu görüntü 2017 California yangınından; 101. Otoban La Conchita bölgesinde çekilmiş Haberini de sunmuştum Muğla diye, Manavgat diye, Artvin diye Diyarbakır diye paylaşıldığını görüyorum"

Bunu yapanlara ne denir siz karar verin.

İYİ Partili Aytun Çıray aleyhte konuşacak ya "Kızılay nerde?" diyor. Kızılay nerede peki? İlk günden itibaren yangın bölgesinde (3 Ağustos itibariyle) 7 il 52 noktada 2.408 elemanla 184.931 kişiye beslenme ve insani destek sağlamış.

Çıray'ın önceki partisi CHP'nin başına Onur Öymen'in ifadesiyle ABD projesi olarak gelen Kılıçdaroğlu da Elazığ ve Malatya'da etkili olan depremde Kızılay çadırına girerken görüntüleri olmasına rağmen "bir tek Kızılay çadırı göremedim" demişti.

Koskoca Belediye Başkanı dağın tepesinde video çekip yayınlıyor. "Yardım edin, helikopter gönderin, insanlar yanıyor" diye böğür gibi bağırıyor. Konuşurken helikopterin sesi duyuluyor. Zira çağrıda bulunduğu sıralarda bölgede 3 uçak, 8 helikopter, 61 arazöz yangına müdahale ediyordu

Antalya'da eline mikrofon, yanında kameramanı olan hatun kalayı yemiş kazan gibi çığırıyor, yangınlara müdahale edilmediğini höykürüyor. Halbuki sağa baksa; Tomaları da görecek, jandarmayı da. Allahtan bir vatansever bu anı yakalıyor.

Hülasa edersek; Recep Tayyip Erdoğan söz verdi mi yapar. Hiç unutmam AK Parti Bursa İl Başkanıydım. Nisan 2006. Mustafakemalpaşa Karaköy'de yangın haberini aldım. Hemen ilçe başkanım merhum Ali Koyuncu kardeşimizi aradım. "başkanım intikal etmek üzereyim" dedi. On dakika sürmedi aradı "başkanım çok kötü, her taraf yanıyor, çok kötü çok" diye ağlamaklı sözleri hâlâ kulaklarımda. Tam bir yıl sonra Erdoğan'ın katılımıyla 2007 Nisan ayında köylülere evlerini teslim ettik. Türkiye genelinde yangın, deprem, her felaket sonrası aynı şekilde yaralar sarılmıştır.

Bakınız; Rusya'daki en son orman yangınlarında 1,5 milyon hektarlık orman kül oldu. ABD'de 80'den fazla noktada orman yangını var. Yaklaşık bir aydır söndürülemiyor. Kanada, aynı şekilde İtalya ve İspanya'da da çok uzun süren orman yangınları var. Bunlar büyük felaketler. Bunlarla mücadele Milli bir birlik ister, milli bir duruş ister. Buradan siyaset devşirmek müptezelliktir.
Anayasa'nın 169 maddesine göre imkansız olan bir şey için bilerek halkı kandırmaya yönelik beyanlar gerçekten tiksindirici beyanlardır.
Ne diyor KK; "Yangında zarar görmüş alanlara ne Turizm Bakanı'nın, ne sarayın, ne de onların avalerinin bir tek tuğla koymalarına izin vermeyeceğiz. Uyarıyorum yanan alanlarda ranta açılacak bir avuç toprağı bile yanlarına bırakmam, ellerinden alırım.

Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy bu tezvirata cevap vermek zorunda kalıyor. " Bu arazilerin yangın sonrası turizm veya başka amaçla yapılaşmaya açılması Anayasa ve kanunlara aykırıdır, hukuken mümkün değildir." KK bunu bilmiyor mu? Kesinlikle biliyor ama halk nasılsa yutar hesabıyla halkın zekasıyla resmen alay ediyor. Bu kadarına da burnumuzu tutarak pes ya hu pes diyoruz. İddia ediyorum ABD için Türkiye'deki yangında ilk kurtarılacak kişi KK dır.