Hava Durumu

NATO üyesi Türkiye -3-

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2019 08:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.12.2019 08:29

NATO maceramız; insanlık kasabı Stalin yönetimindeki Sovyetlerin tehditleri sonucu zorunlu olarak başlamıştır. Tehditler karşısında İnönü iki kez teşebbüs etse de NATO'ya girişimiz DP döneminde gerçekleşebildi. Hatta o dönemde asker NATO'ya girmeye karşıydı. Bir İngiliz Amerikan ortak organizasyonu olduğu iddia edilen askeri darbe suçlamasıyla, dönemin kumanda heyetinden başta Genelkurmay Başkanı Org. A. Nafiz Gürman, 15 paşa ve 150 albay emekli edildiler. NATO'ya girdik ama deyim yerindeyse kan grubumuz değişti. Hücrelerimize kadar işlediler. Süleyman Demirel "nereye baksak Amerika'nın elini görmekteyiz" derken her taşın altından ABD çıkıyordu. Uydu devlet olarak kalmamız için, ne gerekiyorsa acımasızca yaptılar. Kirli yapılanmalarla faili meçhul cinayetlere imza attılar. 17 bin faili meçhul cinayet ne demektir? İngiltere'de ve Amerika'da bizdeki gibi gizli yapılanmaları duydunuz mu? Ama Fransa'da Rüzgar Gülü, Almanya'da Antikomünist Saldırı Birliği, İsviçre'de Gizli Müdafa Örgütü, Hollanda'da Operasyon ve Keşif Örgütü, Yunanistan'da Şheepskin, Türkiye'de Ergenekon, İtalya'da Gladio NATO'nun gizli yapılanmalarıydı.
Üyesi olduğumuz NATO Norveç'teki tatbikat merkezinde "düşman tablosu" olarak bir tarafta Atatürk'ün diğer tarafta da Erdoğan'ın fotoğrafını koyarak bize bakışlarını doğru olarak yansıttılar. Sonuçta özür dilemeler ve suçu bir teknisyene yükleyip sıyrıldıklarını zannettiler.
NATO konusundaki önde gelen uzmanlardan biri olan Onur Öymen, Norveç'teki şerefsizliği tarif ederken; "skandal sözcüğünün bile hafif kaldığını" belirtir. "Bir teknisyen nasıl olur da kimseye sormadan, tek başına Türkiye'yi düşman ülke listesine yerleştirebilir? Bu tek başına kararlaştırılmış bir davranış olamaz!" der Onur Öymen devamla "Benim NATO Daimi Temsilcisi olarak görev yaptığım dönemde, NATO tatbikatlarında hiçbir gerçek ülke düşman gösterilmezdi. Oraya hayali ülkeler konurdu. Şimdi bu kural değişti mi? " diye sorarak NATO'daki çelişkinin fotoğrafını gösterir. Bir soru daha soralım; o teknisyen İngiltere kraliçesinin, ABD başkanının fotoğrafını düşman tablosu olarak koysa yer yerinden oynamaz mı?
Erol Maraşlı NATO'yu analiz ederken "Üye ülkeler arasında taraflı davranan bir paktın üyesiyiz" der. Yunanlılar S-300 füzelerini aldılar Girit adasına yerleştirdiler. Kıbrıs Rum kesimine yerleştirmek için de anlaşma imzaladılar. Nerde ABD kongresi?, nerde ABD senatosu?, NATO'dan itiraz var mı? Son dönemde savaş/silah sanayinde yapılan yatırımlar ve elde edilen mesafe bizi namerde muhtaç etmeyen gelişmelerdir.
Gerek pakt içindeki devletler ve gerekse ABD, bağımsızlaşan güçlü Türkiye'den hiç mi hiç hazzetmiyorlar. Yaptıkları tertipler, açığa çıkan düşmanlıkları bundandır.
NATO tarafgirliğin yanında Türkiye'ye karşı kıskançlık belirtileri de gösterir. Her yıl düzenlediği askeri yarışmalarla üye ülkelerin savaş kabiliyetlerini ve askeri yeterliliklerini ölçen NATO, en son 2004 yılında Almanya'da düzenlenen ve sekiz ülkeden 25 askeri timin katıldığı Dünya Özel Kuvvetler Şampiyonası'nda birinciliği dört kez üst üste Türk Özel Kuvvetleri olan "Bordo Bereliler" kazanınca; NATO beşinci senesinde yarışmayı iptal etti.
NATO'DA 1995 yılına kadar bir kez veto yetkisi kullanmışız. Emekli Büyükelçi Ünal Ünsal'ın aktardığına göre, Türkiye, NATO'ya katıldığı 1952'den 1995 yılına kadar, NATO konseyinde bir kez veto yetkisi kullanarak NATO'nun karar alma sürecini bloke etti. 1983 yılında, 12 Eylül askeri yönetimi iş başında. İzmir'deki NATO karargâhının Türk komutanı Orgeneral S. G. "Bu sivil adamların maaşı benimkinden fazla, bunu kabul edemem" diye bas bas bağırıyordu. (sivil memur dediği NATO'da BM'de Avrupa konseyinde çalışan sivil memurlar ki maaşları zengin devletlerin katkı aidatları ile ödeniyordu bizim katkımız ise yok denecek kadar az idi) Türkiye'nin vetosu sonucu, bütün dünyadaki Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO ve benzeri uluslararası kuruluşların sivil personelinin maaşları ödenemez hale geldi. Anılan kuruluşların memur örgütlerinden Dışişleri Bakanlığı'na ve NATO delegasyonumuza her gün birçok protesto telgrafı gönderilmişti.
Sonuçta NATO Daimi Temsilcimiz Osman Olcay, NATO Genel Sekreteri Luns'un özel bir mesajını Evren'e veya Orgeneral Haydar Saltık'a ilettikten sonra Türkiye'nin NATO tarihindeki ilk vetosu kaldırıldı. Ama dünyaya mahcup olmuştuk.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.