Hava Durumu

Parlamenter sistemin mermisi Gensoru

Yazının Giriş Tarihi: 08.01.2021 08:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.01.2021 08:09

Parlamenter sistem için bizde Gensoru bir kontrol müessesesi olmaktan ziyade, bir yaptırım aracı olarak görülmüş ve sıklıkla kullanılmıştır. Başkanlık sistemi için 2017 yılında Anayasa değişikliği yaptık. Benim bulabildiğim TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihinden Referandum tarihine kadar 494 kez gensoru verilmiştir. Bu kadar gensoru sonucunda ne oldu onları aktaralım.

Birinci mecliste Şeriye (Din işleri) Vekili Mehmet Vehbi (Çelik) bey istifa teklifine "beni meclis seçti, yine meclis ıskat (düşürür) eder" deyince; gensoru ile düşürülmüştür. Mehmet Vehbi Bey yanlış anlaşılmasın, ulemadan bir zat olup, Osmanlı döneminde Meclis-i Meb'ûsan''da görev yaptı. Sultan Vahdettin'e düşmana karşı direnmesini söyleyip Ankara'ya geçiyor, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları ile görüşüp Kuvva-i milliye hareketinde önemli görevler aldı. Halkı düşmana karşı mücadeleye çağırıp teşvik etti, Konya'da şehrin ileri gelenlerinin isteğiyle valiliğe getirildi ve şehrin İtalyanlar'ca işgaline engel oldu. Hakkında verilen gensoru bakanlığın yönetilmesi ile ilgili kendi seçim bölgesine daha çok imkan tanıdı gibi, aslında cevaplarını verdiği konulardır. İşin özü grup kurallarına uymadığı, dobra hareket ettiği için gensoru verilmiştir. Çünkü oylama sonrası "beni seçtiğinizde teşekkür etmemiştim, şimdi üzerimden bu yükü aldığınız için teşekkür ediyorum, ben kula kul olmam, ben Allah'a kulum" demiş ve alkışlanmıştır..

İkinci olay 1977 yılı sonunda Türkiye'nin yüzünü kızartan, siyaset tarihimizde kara bir leke olan meşhur Güneş Motel pazarlığı sonucu verilen gensorudur. 1977 Haziran seçimlerinde Ecevit başkanlığındaki CHP 450 sandalyeli mecliste 213 milletvekili çıkarmıştı. Tek başına hükümet için 226 oy gerekiyordu. Hükümeti kurdu ama güvenoyu alamadı. Bunun üzerine ikinci MC (milliyetçi cephe) hükümeti (Demirel, Erbakan, Türkeş liderliğindeki AP, MSP, MHP) koalisyonu kuruldu. Bülent Ecevit İstanbul Belediyesine ait Florya'daki Güneş Motel'de Adalet Partisinden 12 vekile CHP'ne katılmaları halinde bakanlık sözü vermişti. Sonuçta, bir vekil bakan olmayı kabul etmedi bir vekilde oylamaya katılmadı on Adalet Partili Milletvekili Ecevit tarafından bakan yapıldı. Tabi ki bakan olabilmek için mevcut MC hükümetinin düşürülmesi gerekiyordu. Verilen gensoru ile ikinci MC hükümeti (ahlaken gayri meşru) çirkin bir alışveriş sonucu 31 Aralık 1977 günü düşürüldü. Ertesi gün yeni yıl ve CHP yandaşı bir gazetede "yeni yılınız geçmiş olsun" manşeti atılmıştı. Bu da başarıya ulaşan ikinci gensorudur..

1979 sonlarına gelindiğinde; Ecevit liderliğindeki CHP hükümeti sayesinde Türkiye; kıtlık ve kuyrukların oluştuğu bir ülke haline gelmişti. Patronlar kulübü TÜSİAD Ecevit'in gitmesi için gazete ilanı veriyordu. (burada bir parantez; Ecevit'in her gelişinde Türkiye ekonomide deprem yaşamıştır. 57.hükümet döneminde de Kemal Derviş yasaları ile IMF'ye teslim edilmiştik) Konumuza dönersek; Ekonomide dip yapmış CHP yönetimindeki Türkiye'de 1979 Ekim ayında yapılan ara seçimlerde beş milletvekili seçilecekti. Tamamını Adalet Partisi alınca; Ecevit, hükümetin istifasını verdi ve Süleyman Demirel (MSP ve MHP) desteğiyle azınlık AP hükümetini kurdu. Azınlık Hükümetin dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, İsrail ile ilişkileri geliştirmek istediği gerekçesiyle 5 Eylül 1980 tarihinde oylanan gensoru ile düşürüldü. Yedi gün sonrada da 12 Eylül darbesi oldu. Bu sonuç alınan 3.gensorudur.

28 Şubat post modern darbe döneminde Erbakan, koalisyon ortağı Tansu Çiller'e başbakanlığı devretmek üzere istifa etti. Demirel'e güvenoyu alacak sayıda milletvekillerinin imzası da sunuldu. Çok çirkinlikler yaşandı ve Doğruyol Partisinden milletvekilleri tehditlerle istifa ettirildi. Çiller'in yakınındaki kişilerden de istifa ettirilenler oldu. Sonuçta Mesut Yılmaz Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in görevlendirmesi üzerine 1997 Haziranı'nda ANAP-DSP-DTP ile azınlık hükümeti kurdu. Hükümeti CHP de dışarıdan destekledi.

O dönem Türkbank ihalesi ve Korkmaz Yiğit'in açıklamaları sonrasında Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak gibi suçlamalarla hükümeti dışarıdan destekleyen CHP tarafından verilen gensoru sonucu Bakan Güneş Taner ve Yılmaz kabinesi 25 Kasım 1998'de düşürüldü.

Daha sonra her iki siyasi Yüce divanda yargılanmıştı. Yargılama sonucunda suç işledikleri ama Yüce Divan heyeti, 4616 sayılı yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca, Yılmaz ve Taner hakkındaki davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verdi. Diyerek davayı kapatmıştı. Bu gensoru Cumhuriyet tarihimizde sonuç alınan dördüncü gensorudur. Toplam 494 gensorudan sadece 4 gensoruda sonuç alınmıştır. (özet yaparsak; I.Mecliste birinci grup vekillerin oyları ile (çoğunluk bu grupta idi) Din işleri vekili düşürülüyor, bu birinci gensoru. İkincisi; Ecevit'in bakanlık rüşveti vererek istifa ettirilen Adalet Partili Milletvekilleri sayesinde MC hükümeti düşürülüyor. Üçüncü ve dördüncü gensorularda azınlık hükümetleri vardır. Dışarıdan destek veren partiler, kedinin fare ile oynadığı gibi bakanlarla da azınlık hükümeti ile de oynarlar. Nitekim 1980 yılında Hayrettin Erkmen, 1998 yılında da Güneş Taner ve Mesut Yılmaz azınlık hükümetini destekleyen partiler tarafından düşürülmüştür.)

Başkanlık sisteminde Gensoru müessesesi yoktur. Gensoru'nun 1920 yılından 2017 yılına kadar tatbikatını gördük. Başarı oranı iki bakan iki hükümettir. Yazının başlığında mermi dedik ama kuru sıkı olduğunu da gördük. Ayrıca gensoru sonrası Yüce Divan yargılamalarında da "suçlusun ama cezan yok" sonucuyla karşılaştık. Yeni sistemde TBMM, Cumhurbaşkanını ve Bakanları Yüce Divana gönderemez mi? TBMM üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Cumhurbaşkanı ve Bakanları Yüce Divana sevk kararı alabilir. (Bu gün milletvekili sayısı 600 olduğuna göre Yüce Divan için 400 oy yeterlidir.) Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz (meclisi ve kendi seçimini yenileme kararı alamaz) Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır (Yüce divana sevk edilebilir) Eski sistemde Cumhurbaşkanı yetkili ama sorumsuzdu. Sadece vatana ihanet suçlaması ile üye tam sayısının dörtte üçünün oyu ile suçlandırılabilirdi. (Eski oran yürürlükte olsaydı 600 Milletvekilinden 450 vekilin oy vermesi gerekir).

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.