Hava Durumu

Reform yapmanın zorlukları-1-

Yazının Giriş Tarihi: 15.01.2021 08:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.01.2021 08:08

Türkiye'de kamu idaresi merkezi ve yerinden yönetim olmak üzere iki ayak üzerine bina edilmiştir. Uygulamada ise uzunca bir süre merkezi idarenin ağırlığı vardır. Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizin en ücra köşesindeki en ufak bir sorunla ilgili tüm program ve planlar hep merkezden yapılmıştır. Gelirlerin tamamına yakını merkezde toplanmış, tüm giderler de merkezden belirlenip karşılanmaya çalışılmıştır.

Anayasalarımız dolayısıyla kanunlarımız 'Sosyalizme' izin vermez ama Sosyalist sistemin üç temel direğinden biri olan 'merkezi planlama', yıllarca idari yapımızın ana ilkesi olmuştur. Planlamanın boyutunu esprili bir anı ile açıklayalım. İhsan Sabri Çağlayangil anılarında anlatmıştı. "Türkiye'de çimento ihtiyacı doğmuştu, nereden buluruz derken; Dostu Romanya Dışişleri bakanına bu durumu açar, bakan bu işi halleder ama "çok zor oldu biz sene sonunda gelecek seneyi planlarız, bir daha böyle bir ihtiyaç olursa zamanında söyleyin programa alalım" demiş. Merkezi planlama böyle bir şey işte. İhracat yapacaksın, para kazanacaksın planlamada olmayınca yok diyen katı bir sistem.

Türkiye'de 2005 yılında kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, tamamen yerel nitelikte hizmet gören kurum olmasına rağmen plan ve programları merkezden yapılmakta ve onaylanmakta idi.

Biraz açalım ki daha kolay anlaşılsın, İlimizde heyelan sonucu yolu kapanan bir köy yolunda, heyelana karşı tedbir alınması için, önce Ankara'ya köy hizmetleri genel müdürlüğüne arz edilecek, oradan karar çıkacak, ödenek ayrılacak ve o yol için iyileştirme çalışması yapılabilecek. Bu uzamanın nedeni çok basittir, bizim için hararet derecesi çok yüksek olan bu konu Ankara'ya ulaşana kadar soğur buz gibi olur. Çünkü Türkiye'de o dönemdeki idari yapılanmaya göre köy sayısı yaklaşık 35 bin idi. Artık sizin sorununuz, 35 bin köyün sorunlarından biridir.

Köy hizmetleri birimini kaldırdık hizmetler Büyükşehirlerde belediyeler diğerlerinde il genel meclisi il özel idaresi bünyesine alındı. İl içinde soruna müdahale etme, sorun çözme süratimiz ortadadır. Çünkü bürokratik işlemlerin çok olduğu yerde verim alınamaz ve sorun çözülemez. Ayrıca gayri ahlaki ve hukuk dışı sonuçları da rüşvet kayırmacılık gibi kirlilikleri beraberinde taşır. Sosyalist ülkelerin o katı rejim yapısına rağmen rüşvet her zaman var olmuştur. Sebep bürokrasidir.

Tarihi bir örnek: Prens Sabahattin merkeziyetçi yapının tıkanmasına örnek olarak, Bolu Sancağı Mutasarrıfının, üç saatlik bir yolu yaptırmak için nasıl mücadele ettiğini ve sonunda işten vazgeçmek mecburiyetinde kaldığını şöyle nakleder:'Konu Sancaktan Vilayete, Vilayetten, Dahiliyeye (iç işlerine), Dahiliye Nezaretinden Nafia'ya (Bayındırlık İşleri), Nafia'dan Sadarete (Başbakanlık), Sadaretten Saraya iletilir. Bu süre zarfında tam 6 yıl geçer ve mutasarrıf işi yaptırmaktan nihayet vazgeçer.'

Merkeziyetçi yapıyı çok iyi anlatan tarihi ama fıkra gibi bir olayı nakletmeden olmaz. Şair Eşref, Kırkağaç kaymakamlık binasının aktığını, onarılması gerektiğini merkeze yazmış. Merkezden yazıya cevap gelmiş "Nerelerin aktığını tek tek bildiriniz..." Bunun üzerine de Şair Eşref meseleyi şöyle izah etmiş "Efendim, musluklar hariç her yeri akıyor." Diyerek bürokrasiyi ironi ile tarif etmiştir.

Bazı ülkelerin idari yapılanma düzenlemeleri ve bizdeki yapı Ülkemizde 2014 yılında yapılan düzenleme öncesi belediye sayısı 3.225 civarında idi. Yapılan düzenleme ile Toplamda 1.397 belediyemiz vardır Büyükşehir olmayan illerde 397 belde belediyeleri devam ediyor.. Bu rakama inene kadar yaşanan süreci çektiğimiz sıkıntı ve gösterilen direnci çok iyi biliyorum. Hatta Danıştay; Anayasa Mahkemesi kararına muhalif karar vermiştir.

Almanya'da 1975-77 yıllarında yapılan alan reformu sayesinde ilçeden bağımsız büyük şehirlerin sayısı 141'den 87'ye 425 olan ilçe sayısı ise 237'ye düşürülmüştür. Doğu Almanya'nın birleşmesi esnasında da 189 olan ilçe sayısı 87'ye indirilerek, toplam ilçe sayısının 614 olması gerekirken, 324 ile sınırlandırılmıştır. Aynı reform çerçevesinde 24.371 olan belediye sayısı da 11 bin civarına indirilmiştir.(Almanya'nın nüfusu 84 milyon civarında, Ekonomide bir dünya devi ve AB'nin ekonomide ki lokomotifidir)

Japonya'da da 1945 yılında 10.520 olan belediye sayısı, 1.750 civarına indirilmiştir. Japonya'nın nüfusun Türkiye'den yaklaşık 45 milyon fazla 127 milyon civarındadır

Keza İtalya'da son 2008 ekonomik krizi dolayısıyla Mario Monti liderliğindeki teknokrat hükümetin imzaladığı kararnameyle 86 olan vilayet sayısı 51'e düşürüldü.

Kamu yönetiminde reform yapmak kolay olmuyor. Değişime en çok direnenler konum kaybedenler olur. Ak Parti Bursa il başkanı seçildiğim kongrede Atatürk Spor Salonunu duvarında bir bez afiş asmıştı gençler. 55 sıfır yapacağız yazıyordu. 2004 yılında yapılacak belediye seçimlerinin hedefiydi o afiş. Bu gün itibariyle Bursa'da 17 ilçe ve Büyükşehir belediyesi ile toplam 18 belediyemiz var. O gün ayrıca 37 belde belediyesi vardı. (Belde belediyeleri bütçeye Türkiye geneli hesaplandığında ciddi yük bindiriyordu) Milletvekili olduğum dönemde yapılan bir düzenleme ile Büyükşehir sınırları içindeki belde belediyeleri kapatılıyordu. Bir baktım ki bizim AK Partili Belde Belediye başkanlarından CHP'lilerin peşine takılmış Ankara'ya gelenler olmuştu. Hatta TBMM lokantasında CHP vekillerinin misafirleri olduklarını görünce gözlerime inanamadım!!! Reform değişimdir. Değişim ise özveri ister.

.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.