Sarımsak gelinin kırkı çıktı

Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Belediyesinde bir başarı hikayesi vardır. O dönem İstanbul; çöp, çukur, çamurla anılıyordu, musluklarından da su akmıyordu. Su sorununu halletmesi gereken birim İSKİ ise rüşvetle yolsuzlukla kaynıyordu. Böyle bir belediye teslim alındı. Seçkinlere tahsisli köşkler, saraylar halka açılırken, koca şehrin devasa sorunlar teker teker çözülmüştü. Görevden mahkeme kararı ile ayrıldığı tarihte İstanbul'un borcunu 2,5 milyar dolardan yarı yarıya azaltarak 1 milyar 250 milyon dolara indirmişti. Siyasi Literatüre Erdoğan belediyeciliği kavramı girmiştir. Bu denli müspet marka olmak Vizyon ve gözü kara bir çalışkanlık gerektirir. Hiç unutmuyorum ceza evinden yeni çıkmıştı evinde sohbet ederken bir olayı anlatmıştı. İstanbul trafiğinde ciddi tıkanıklığa neden olan bir yeri Bypass eden bir projenin yapımında hafriyat bitmiş, asfalt aşamasında Anıtlar Kurulundan yapılamaz yazısı gelmiş. Araştırdım tarihi eser yok. Böyle bir kayıt da yok. Yasak neyin yasağı? Bunu yaparsak cezası nedir? diye sorduğumda; altı aydan on sekiz aya kadar cezası var dediler. Ben de yapın dedim, şahsi menfaat yok, İstanbul halkının menfaati var nasılsa, gerekirse yatarız. Daha sonra o davanın sonucunu sorduğumda mahkeme beraat verdi demişti. Kentle bütünleşen başkan hikayesi böyle göze almalarla yazılır..

Eski belediye başkanı da çıkmış nasılsa millet unutmuştur hesabıyla şu proje bana ait bu proje benim dönemimde hazırlandı diyor. Mesele proje değil ki, mesele iş yapmaktır iş. Bu gün Bursa'da yok ama otuz büyükşehir dışındaki illerde, gidin Belde belediyelerinin raflarına bakın bir sürü proje bulursunuz.

TEMEL ATILIR OTLAR BİTERDİ

AK Parti Bursa İl Başkanı olduğum dönemde bir ilçemizin danışma meclisindeyim. Belediye başkanımız projelerini sinevizyon aracılığıyla çok güzel yansıtarak "cağız, ceğiz" diye anlattı durdu. Toplantı bitiminde -Az gel bakalım dedim ve makamına geçtik -Arkadaş sen de neden hiç tık yok dedim, -Şaşırdı kaldı. -Ne bu yapacağız, edeceğiz lafları, sene sonuna kadar senden (biraz da yüksek sesle), yaptık, ettik, açtık sesi duyacağım ona göre! Demiştim.

Türkiye'de temel atılır fotoğraflar çekilir o temelin üzerinde daha sonra otlar biterdi. Erdoğan belediyeciliğinde verilen tarihte işin bitirildiğine, hatta daha öncesinde iş teslimleriyle Türkiye tanışmıştır. Bu gün ise İBB'de "İstanbul'a temiz ve ucuz su sağlayacağız. Sularımız denizlerimiz tertemiz olacak" diye söz verip Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini "temel atmama" töreni yapılıyor. Bir o gün ki ciddiyete özveriye bakın, birde bu gün ki iş bilmez sululuğa bakın.

Toplum hafızasına atılan imzalar yaşandı o devirde. Örneğin Metro ihalesini alan firmaya benim payım ne kadar diye sorar, Firma yetkilileri toplanır ve bir rakam bildirirler. Erdoğan: O nu da ihale bedelinden düşün der ve sözleşme imzalanır.

Belediye meclis çoğunluğu elimizde değil diyen olursa; o günlerde de meclis çoğunluğu muhalefetin elindeydi. O günü, bu günle kıyaslama yapılsın diye çok kısa anlattım. Biraz da bu güne bakalım. 1 TL'ye satılan tıbbi maskeyi İETT için açtığı ihaleye çağırdığı tek bir firmadan (CHP'li olduğu iddia edilen H.S den) KDV hariç 2 lira 89 kuruşa almak" neyin nesidir? Efenim su geçirmezmiş, Su geçirmez maske havayı geçirir mi acaba, bu ne abuk bir cevap Eğer senin maskeni İstanbul halkı takarsa; ABD'li siyahi George Floyd gibi Nefes alamıyorum diye bağırır. İşin doğrusu 2019 Haziranından buyana İstanbul nefes darlığı çekmeye başladı zaten. Litresi 15-25 lira arası seyreden dezenfektanı 73 liradan yaklaşık üç kat fiyatla almak neyin nesidir? Yakalanınca Prototip de sıyrıl, öyle mi?

Türk Dil Kurumu sözlüğünde İntihal sözcüğü aşırma olarak karşılanır. Bir tür sahtekârlık ve hırsızlıktır. Başlıca türleri: Alıntı ifadeler ve fikirler için kaynak göstermemek kendine aitmiş gibi davranmaktır. Akademik hayatta intihal baş ağrıtan unvan kaybettiren netameli bir konudur. Belediyecilikte henüz adını koyamasak da benzer olaylar yaşıyoruz. İntihale düşmeden isim belirteyim, gazeteci Ersin Ramoğlu'nun kaleme aldığı İBB icraatlarına (!) bakın! Üsküdar Bülbüldere Yağmur Suyu Tüneli, İstavroz Atık Su Tüneli projesi gibi temeli atılmış devam eden projelerin temellerini yeniymiş gibi bir daha atıyor. 2 sene önce açılmış ormanı isim değiştirip bir daha açıyor. Varın ismini siz koyun. Devlet adamlığı neyi gerektirir? Yapılan hizmet kıskanılmaz takdir edilir katkısı olana vefa gösterilir. Nurettin Sözen döneminde başlatılan Metro Erdoğan döneminde devam ettirildi ve bitirildi. Kurdele kesiminde Sözen davet edilmiş ve birlikte kurdele kesilmişti. Bu günü özetleyen eskilerin eskimeyen sözleri vardır. Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.