Falih Rıfkı Atay anlatmış, (Çankaya’da Türkçe üzerine konuşuluyormuş. “ Ticaret” kelimesi Arapça olduğu için Türkçe karşılık aranıyor. Bende etraftaki dalkavukların buldukları karşılıkları beğenmedim kabullenmedim muhalefet etmekten de sıkıldım önümdeki kâğıda ( T ve cim) harfleri yapıyordum. Paşa seslendi: “Ne yapıyorsun çocuk” gayri ihtiyari dedim ki : “Tecim, T ve cim harfleri yapıyorum.”
O zaman paşa, masaya vurarak dedi ki: Tamam “Ticaret” kelimesinin karşılığı bulunmuştur “tecim”. Tüccar da “Tecimer” olacak
(Metin Acıpayam 150 yıllık Türkçe kavgası 2.baskı S: 336)
(Can Kemal Özer Yenisöz 18.11.2015)
Yaşı müsait olanlar Tecimevi (Ticarethane) levhalarını görmüştür.
(Bu arada tecim kelimesinin “tecemek” ten geldiğini söyleyenlerde vardır)
Dilde özleştirme akımının en önemli destekçisi ilk başlarda Atatürk idi. 1934 senesi
Dil Bayramı vesilesiyle Türk dil Kurumuna yeni öz Türkçe kelimelerin yer aldığı aşağıdaki şekilde bir tebrik göndermiştir.
''Dil Bayramından ötürü Türk Dili Araştırma Kurumu Genel özeğinden, (genel merkezinden) ulusal kurumlarından (milli, devlete ait kuruluşlarından), türlü (çeşitli, birçok) orunlarından (makamlarından) birçok kutun bitikler (Tebrik name, tebrik yazısı) aldım. Gösterilen güzel duygulardan kıvanç (sevinme, mutluluk) duydum. Bende kamuyu (halkı) kutlularım.''
Dilde yapılan tasfiye hareketinin dili çıkmaza soktuğunu gören Atatürk, Güneş dil teorisi ile Öz Türkçecilik hareketinden vazgeçmiştir. Bu teoriye göre Türkçe bütün dillere kaynaklık etmiştir. Artık yapılması lüzum eden iş Türkçe içerisindeki yabancı kökenli kelimelerin Türkçe kökenli olduğunu ispat etmekti. Arapçanın Türkçeden doğma bir dil olduğu hakkında kitap yazılmasından tutunda aşağıdaki gibi kelimelerin kökeninin Türkçe olduğunu ispat çalışmaları olmuştur.
(Elektrik kelimesinin aslı Yaltırık (Uygurca ışık parıltı) kökünden. Sosyal kelimesi, Soy kökünden. Termal, kelimesi de Ter kökünden gelmiştir). Dil konusunda yabancı uzmanlar, bizim dilcileri yerden yere vurunca İnönü döneminde okutulan ders kaldırılmıştır. İşin kötü tarafı Atatürk’ün “birbirimiz anlayamaz olduk” diyerek vazgeçtiği eski tasfiye ve uydurmacılığa İnönü geri dönmüştür. Milli Eğitim bakanı Hasan Ali Yücel ve birçok kişinin Narullah (Allahın ateşi) dediği benim ise Neuzubillah (Allah korusun) dediğim Nurullah Ataç eliyle dilimiz hunharca katledildi
Tasfiyecilik esnasında Atatürk’ün TDK ya gönderdiği tebrik metnini parantezler içinde açıklama yaparak yukarıda vermiştik. Yeni teoriyle birlikte Atatürk’ün 1936’da (iki sene sonra) Dil Bayramında Türk Dil Kurumuna gönderdiği tebrikteki değişimi görmekte fayda var:
''Dil bayramını mesai (çalışma) arkadaşlarınızla birlikte kutladığınızı bildiren telgrafı teşekkürle aldım. Ben de sizi tebrik eder ve Türk Dil Kurumuna bundan sonraki çalışmalarında muvaffakiyetler (başarılar) dilerim.''
İmparatorluk dili Türkçe için vatan şairi Yahya Kemal; “Türkçenin çekilmediği yerler vatandır. Ancak çekildiği yerler, vatan olmaktan çıkar Vatanının kendi gövdedir, ruhu ise Türkçedir. Bu bağ uzak coğrafyalardaki milyonlarca Türk’ü birbirine bağlar” demiştir.
Gorge Orwell “1984” adlı kitabın yazarı, 1930’lu yıllarda, Dil konusunda “Milletler dil yoluyla çökertilir ve bir takım sürüler haline getirilir. Böylece birbirleriyle anlaşmaları ya da, belirli sloganlardan başka bir şey anlamaları imkânsız hale gelir Kitleselleşmiş bu kalabalıkları bir değnekle istenilen yola götürmek mümkündür”
Bu yazdıklarımızı Türkiye’mizin temel değerlerine karşıtlık olarak değerlendiren slogancı, cahil ve yobaz bir kesim var maalesef. Bu yığın, Atatürk’ün Nutkunu orijinalinden okuyamaz. Atatürk’ün Nutkunu orijinalinden okuyamayanlar elbette Fatih’i, Yavuz’u, Kanuni’yi, Baki’yi, Akif’i hiç okuyamayacak ve dolayısıyla anlayamayacaktır.
Bizler konuşurken kelimelerimiz yetmediği için sürekli ( aaa, eee, ııı, şeyy, yani) diye tıkanmamızın, kekelememizin sebebi dilde yapılan tahribattır. Kim ne derse desin, dil üzerinden yapılan bu katliamı temizlemek ciddi tedbirlerle uzun bir süre ister. “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var” Garp ne demek? Afak ne demek? Serhat ne demek? Yeni nesli bırakalım onlar cep telefonu işaretleri ile konuşuyor. 50 yaş alındaki çok kişi bile bilmiyor bu kelimeleri. Bunlar İstiklal Marşımızda geçiyor. Dili bozarak sonuçları ne korkunç bir hata yapılmış. (Garp: Batı, Afak: ufuklar, çevre, Serhat: Sınırboyu)
İngilizcenin dünyada en güçlü dil olma yolunda ilerlediği malumdur. Biz dedesinin dilini anlamayan bir nesil olarak yaşarken, İngilizler dillerini budamadığı için bugün 1564-1616 arası yaşamış olan Shakespeare okuyup anlayabiliyorlar.
François Grin (İsviçreli ekonomist. Araştırma alanlarından biri dil ekonomisidir)
Grin’e göre İngiltere’nin resmi dilinin İngilizce olması bu ülkeye yılda 17-18 milyar civarında Avro kazandırmaktadır.