Hava Durumu

Üç Ali'ler divanı (İstiklal mahkemeleri)

Yazının Giriş Tarihi: 14.08.2020 07:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.08.2020 07:55

İstiklâl Mahkemeleri, Meclis'te yer alan hızlı ve radikal kişilerden oluşturulmuştur. Kel Ali, Kılıç Ali ve Necip Ali, yani Üç Aliler divanı. Türkiye'yi teröre boğmuş olan bu mahkemelerin yalnızca ismi "mahkemeydi". Önce idam edip sonra yargılama yapan mahkemeler (Prof Dr. Osman Can)

Laik sistemi tesis ederken, kılık kıyafet devrimini uygularken sertlik derecesi çok yüksek bir seyir izlenmiştir. Kraldan çok kralcılık yapanlar her devir olagelmiştir. O dönemde de göze girmek için midir nedir? Haksızlık, hukuksuzluk yapanlar az değildir. Bu gün bu konularda yazı yazanlar, bazı yobazlar tarafından başta Atatürk olmak üzere o dönemin öncülerine dil mi uzatıyorsun sorusuna muhatap olurlar. Oysa "Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı.." diyen dönemin adalet bakanı Mahmut Esat Bozkurt kimdir? Neler söylemiş neler yapmıştır neleri inşa etmiştir? Biraz okusalar, mahkemelerin verdiği kararların neden olduğu yaşanmışlıkları tespit etseler iddialarının asılsız olduğunu anlarlar. Hatta entelektüel pencereden bakmayıp o günün iletişim imkanlarını düşününce; taşrada bir devlet görevlisinin yaptığı yanlışın Ankara'ya ulaşıp ulaşamayacağını, ulaşsa bile ne zaman ulaşabileceğini bir düşünseler yeter.

Çetin Altan (Kahrolsun Komünizm diye diye..) adlı kitabında şunları söyler "Dedem Hasan Paşa çok sert bir askerdi. İsmet Paşa topçu okulunda öğrenci iken, Hasan Paşa okul müdürüydü. Sonrası ünlü komutanlar olan o dönemin öğrencileri, anlatıp dururlar Hasan Paşa'nın sertliğini. Bir şapka isyanını bastırmakla görevlendirildiği bir kentte, hızını alamayıp bir de kadın asmıştı. Sanırsam siyasal suçtan ilk asılan kadın odur tarihimizde. Kadın sehpaya çıkmadan önce 'Ben bir hatun kişiyim. Şapka ile ne derdim ola ki!' demiş galiba. Ben o tarihte henüz doğmamışım. Çok ama çok sonradan öğrendim bunları. Ve inanın ince sızı gibi tatsız bir burukluk kaldı içimde."

Kurt politikacı Süleyman Demirel Fötr Şapkası nedeni ile Erzurum' da tepki hissedince; Şalcı Şöhret Ana olayını anlatır "Karar açıklanmış Şalcı Şöhret Ana'ya "son olarak diyeceğin bir şey var mı?" denilmişti. Şöhret Ana da mahkeme hâkimine "lan kavat, kadının idam edildiği nerede görülmüş" diyerek Erzurum şivesi ile bu iğrenç durumu izah etmişti. (Gazeteci Vehbi Kara'da 30.11.2018)

Bu yapılanlara resmi tarihin mümin ve muhafızları uydurma bahaneler bulurlar Örneğin "İskilipli Atıf hocanın şapka kanundan bir sene önce yazdığı kitap yüzünden idam edilişine, kimse şapka takmadığı için idam edilmedi, halkın dini duygularını galeyana getirmek vs gerekçesiyle idam edildi) derler ki bunu bu milletin külahına anlatsınlar. Herkes biliyor ki (darağacında ilginç isimler olursa kimse ses çıkaramaz diyenlerin vicdan yoksunluğuyla işledikleri hukusuzluklardır.)

İstiklal Mahkemeleri zabıtlarını ilk gören kişilerden olan Prof. Dr. Ergün Aybars'ın verdiği bilgiye göre, İstiklal Mahkemeleri'nde 55 bin kişi yargılandı, 1352 kişi idam edildi, yaklaşık 40 bin kişi hakkında ise dayak cezası verildi. Toplam 17 İstiklal Mahkemesi kuruldu. Ankara hariç diğer İstiklal Mahkemeleri 17 Şubat 1921'de kaldırıldı. Ankara İstiklal Mahkemesi ise 31 Temmuz 1922'ye kadar görev yaptı. Burada verilen rakamlar yumuşatıcı ile yumuşatılmış rakamlardır. Bir Konya olayı var ki; Prof Osman Can'ın dediği boyutta "adı mahkeme olan birer terör aygıtı istiklal mahkemeleri) hilafetin kaldırılacağı konuşulurken Konya'da bir yürüyüş gerçekleşir Halk hilafetin kaldırılması ihtimaline tepkilidir. Asli görevi asker kaçaklarıyla mücadele olan İstiklal Mahkemeleri o gün devreye giriyor, O dönem olan bitenler TBMM arşivinin 242 numaralı dosyasına işlendi...

Meclis'ten oy çokluğuyla çıkan karar korkunçtur. Kararda Konya'nın tümüne irticacı deniyor. Hatta tüm Konya'nın tutuklanması emrediliyordu...

"Bütün bir Konya bölgesi irticaya müsait bir bölge olduğundan Konya halkının bütünüyle tutuklanmasına" (TBMM arşivi Dosya No: 242 Karar No: 276)

Yeni kurulan İstiklal Mahkemesi, bu emir üzerine harekete geçer. 3 üyeli gezici mahkeme Konya'ya gider ve 3 gün içinde "Konya'da 2 bin 300 kişi tutuklanmış, 805 kişi 3 gün içinde idam edilmiştir. Bin 495 kişi de kürek, kala, bende ve ömür boyu gibi çeşitli cezalara çarptırılmışlardır." (TBMM arşivi No:5 Zarf 48)

Resmi tarih bu gerçekleri yazmadı bugüne dek... Ama o gerçekler, ilk meclisteki muhalif kanadın ve koca bir milletin hafızasından da hiç silinmedi.

İstiklâl Mahkemeleri'nin en temel özelliği ise yargılananların itiraz yani temyiz hakkının bulunmamasıdır. Mahkemelerde yargılananların birçoğu aynı gün içerisinde tutuklanır, yargılanır, cezalarını alır ve idam edilirdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.