Bir ustanın sitemi...

Önceki gün kamuda teknik öğretmenlik, özel sektörde de idarecilik görevlerinde bulunan aynı zamanda dostumuz ve okuyucumuz Ramazan Dönmez elektronik postamıza bir ileti atmış. Emekli olduktan sonra kendine işyeri açan Dönmez yaşadıkları sıkıntıyı bizlerle paylaşmış.
Bize gönderdiği iletide özellikle meslek lisesi ve usta çırak ilişkisine dikkat çekmiş.
Dönmez'in göndermiş olduğu iletiden bir bölüm...
Eğitim Sistemi.... 657'ye tabi olarak devlet memurluğu, özel sektörde teknik yöneticilik (ara kademe) ve kendi adına işletmecilik yapan bir eğitimci olarak birkaç kelime ile konu hakkındaki düşüncelerimi aktarmak istedim. Zorunlu eğitimin 12 yıl olması, ülkemiz için hayati önem taşıyan "usta- kalfa-çırak" ilişkisini bitirdi. Dolayısıyla küçük sanayiler çırak ve kalfa bulamıyor.
Usta yetişmiyor.
Şu anda farkında değiliz belki ama 5-6 yıl sonra evimizdeki musluğu değiştirecek usta bulamayacağız, bulsak da fahiş para ödemek zorunda kalacağız.

Akla gelecek soru, meslek lisesi mezunları neden bu boşluğu doldurmuyor olmalı... Evet beklenti bu olmalı.
Ancak meslek ve teknik liseler ne zaman İHL ile ayni statüye alındı, bu okullar işlevsizleştirilmiş oldu.
Eskiden meslek liseleri sınav ile öğrenci alırlardı. Dolayısı ile Anadolu Lisesi'ne gidebilecek seviyedeki öğrenciler iş hayatına erken başlama ve meslek edinebilmek için bu okullara giderlerdi. Okula gitmek için bir amaçları olurdu.
Kendim de bir meslek lisesi mezunu olarak dönem arkadaşlarımın başarıları ile gurur duyuyorum. Ancak şu anki öğrencilerin durumuna da maalesef kahroluyorum.
Amaçsız, hedefsiz, aile zoru veya devlet zoru ile bu okullarda 3-4 yıllarını zoraki geçiren bir gençlik. Yakın zamana kadar stajyer aldığım için yakınen takip edebildim. Hiç bir stajyerin gelecekte ben mesleğimle ilgili bir işte çalışmak istiyorum dediğini duymadığımdan stajyer almaktan da vazgeçtim.
Dönmez'in göndermiş olduğu ileti devam ediyor iletinin diğer kısmında ise ülkenin bu kadar üniversite mezununa ihtiyacı var mı diye sorguluyor?
Evet gerçekten de öyle...
Bir de Dönmez, üniversite ile ilgili aile yönlendirmelerinde çocuklarının yeteneklerine göre değil kendi isteklerine göre bu yönlendirmeyi yaptıklarını iddia ediyor.
Dönmez'in açıklamalarında haklı olduğu yönler var.
Özellikle yaşadığımız pandemi dönemini de hesaba katarsak bu süreçte geleceğin Türkiye'sinde nelere ihtiyaç var önce onları tespit edip, çocuklarımızı da bireysel yeteneklerine göre yönlendirme yapmalıyız.
Yoksa yarın geç olacak!

POLİTİK BAKIŞ'IN KONUĞU YAĞCI

Her hafta birbirinden değerli konukları ağırladığımız Politik Bakış programında bu akşam AK Parti Bilecik Milletvekili aynı zamanda Yerel Yönetimler'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selim Yağcı'yı ağırlayacağız.
Yağcı ile yerel yönetimlerin ilk yılı başta olmak üzere pandemi döneminde yerel yönetimlerin faaliyetlerini konuşacağımız program bu akşam saat 20.30'da AS TV'de.
Vakti olanlar kaçırmasın.
Şimdiden iyi seyirler...

MİLLETVEKİLLERİNDEN SEÇİM HATIRASI...

Salı günü TBMM başkanlık seçimi vardı. Seçimler 3.turda sonuçlandı. Genel Kurul'daki üçüncü tur oylamaya 557 milletvekili katıldı.
Bu seneki seçimlerde dikkat çeken ayrıntı seçime katılan tüm isimlerin akademik kariyerli ve profesör olmasıydı. AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop 328, CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç 134, HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu 51, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz 37 oy aldı. 7 oy geçersiz sayıldı.
Şentop 2.kez TBMM başkanı seçildi...
AK Parti Bursa milletvekilleri Hakan Çavuşoğlu, Mustafa Esgin, Refik Özen , Zafer Işık ve Ahmet Kılıç, Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz ve Ankara Milletvekili Fatih Şahin oy zarflarıyla beraber hatıra fotoğrafı çektirmeleri de dikkatlerden kaçmadı...