Keles ekoturizmde harekete geçiyor...

Özellikle yaşanılan salgın sürecinin ardından genel kanı şu: İnsanların tatil anlayışının değişeceği. Hal böyle olunca değişen tercihlerde tabiat, doğa ve doğal yaşam öne çıkacak.
Yine özellikle denizlerde bu sene yaşanan müsilaj'dan sonra bu ivme biraz daha hareket kazanacak gibi gözüküyor.
Gözler bu bağlamda 1 Haziran tarihine çevrilmiş durumda.
Bu tarihten sonra normalleşme ile beraber turizmde hareketlilik başlar kanaatindeyim.
İşte bu noktada dağ yöresi olarak nitelendirdiğimiz, Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık yöreleri diğer ilçelere göre daha avantajlı.
Bu avantajın ilçelere nasıl yansıyacağını yapılacak çalışmalar belirleyecek. İşte bu noktada Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin'in çalışmaları dikkatlerden kaçmıyor.
Keza Orhaneli Belediye Başkanı Ali Aykurt ise rafting konusunda önemli mesafe katetti.
Harmancık'ta ise Yılmaz Aktaş'ın ekoturizm tesisleri öne çıkıyor.
Keles Belediye Başkanı Keskin Kocayayla'yı ekoturizmin başkenti yapmak için özel gayret gösteriyor.
Keza, ilçenin saklı bahçelerini Bursalıların görmesi için de özel çalışmaları var.

İşte bu noktada bir turizm firması ile anlaşarak her perşembe, günübirlik Keles turları düzenlenmesi için anlaşma yaptı.
Önümüzdeki günlerde Bursa'dan Keles'e bu turlar başlayacak. O turların güzergahında Baraklı Göleti, Kocayayla, Kocasu Deresi, Gelemiç Köyü ve Keles Kültür Evi yer alacak.
Yine süreçle beraber talep olması durumunda Keles Kocayayla'da konaklamalı ve Kocasu 'da raftingin yapılacağı turların da ilave olacağını Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin bizlerle paylaştı.
Öte yandan yarım asrı aşan süredir yapılan Keles Kocayayla Şöleni'nin bu sene yapılıp yapılmayacağını da Başkan Keskin'e sorduk.
O da net yanıt verdi: Pandemi koşulları izin verirse sembolik de sınırlı katılımla olsa da festivali yapma arzusunda olduklarını bizimle paylaştı.
Olmazsa seneye inşallah dedi.
Kısaca Keles'in ekoturizmde harekete geçeceği.
Bize de tebrik etmek düşüyor...

BURSASPOR'UN BORCU VE GÜVENSİZLİK...

Spor yazısı yazmak pek adetimiz değil. Konu Bursaspor olunca birkaç satır yazalım. Ama her şeyden önce okuyucularımızın bilmesinde fayda var. benim tek takımım var o da Bursaspor.
Kendimi bildim bileli Bursasporluyum öyle de devam edecek. Ama ne yazık ki Bursaspor yönetimsel olarak çok kötü yönetiliyor.
Buna paralel olarak menajerlerin ve futbolda elini eteğini toplamış isimlerin de oyuncağı olmuş.
Mahalle takımında oynayamayacak birçok isim Bursaspor'dan ciddi paralar kazanarak takıma da bir şey vermeyerek bu kentten gittiler.
Sonuçta 800 milyon TL'ye yakın borç...
Bu borca rağmen önümüzdeki günlerde kongresini gerçekleştirecek takımımızın başkanlığına üç isim talip olmuş.
Sonuç ne olur, kim kazanır onu bilemem.
Neticede bir oyum var...

Ama bildiğim 800 milyon TL borcun bu kent için sorun olmayacağı.
Sorunsa kent insanının, Bursaspor'a gönül verenlerin yönetimlere duyduğu güvensizlik.
İşte bu kongrede seçilen bu güveni verirse kent yardım için kuyruğa girer.
Aksi durumda yine kuyruk oluşur.
Ama bu kuyruk takımdan alacaklıların kuyruğu olur.
Bu da yeni kongrede aday olmak için.
O açıdan bu kongre bir fırsat...
Umarım bu fırsat doğru değerlendirilir.