Le Guen Oscar'ı alır mı?

İlk üç haftayı üç puanla geçtik. Sürpriz mi? Değil. Duygusal tarafımız, BJK maçlarının bizlerdeki önemi bir yana, fazlasını bekleyen de pek yoktu. Paul Le Guen de dahil.
Fransız teknik adam taraftarlara, futbol kamuoyuna son derece gerçekçi mesajlar veriyor, transfer sürecini de kulübün ekonomik gerçekleri doğrultusunda o yönetiyor, 14 yabancı serbestisi olan ligimizde Le Guen'in tercihleri Afrikalılar.
Ekong, Agu, Badu, Delarge, Ekoko şu ana kadar gelenler, yenileri de gelebilir. Kulübedeki Paschal'ı da eklersek bu sezon başarısında Afrikalı oyuncuların rolü çok büyük.
Üç haftalık izlenim, gelenlerin Süper Lig ortalamasında oyuncular olduğu, yakın geçmişteki Bakambu, Fernandao, Batalla gibi şapkadan tavşan yok gözüküyor.
Sevindirici taraf ilk 11'de yer almaları.
Oynadığımız üç maçta da ilk yarılar oyun disiplini, takım bütünlüğü, yardımlaşma adına olumlu. İkinci yarılar- da ciddi fiziki düşüşler var. Üretkenlik ve pozisyon yaratma eksiği ciddi problem. Batalla'nın zorluk derecesi yüksek Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında kaleye uzak oynaması da merkez orta saha oyuncularının özellikle Badu'nun erken düşüşü sonucu bir anlamda savunma yardımına gelmek zorunda kalmasından kaynaklanmakta.
Milli maç arası iki haftalık süreç özellikle yeni gelenlerin fiziki eksiklikleri ve uyumu için adeta ilaç olacak. Bahaneler de azalacak.
Kulüp düzeyinde yabancı oyuncu entegrasyonunu, milli takımlar düzeyine devşirme oyuncu entegrasyonunu en başarılı gerçekleştiren ekol Fransız ekolü. Le Guen bu ekolün önemli temsilcisi. Geçtiğimiz yıl dibe vurmuş takımdan bu yıl ilk sekiz içinde tutunacak bir takım yaratabilirse, transfer tercihlerinden dolayı 'Le Guen ve Afrikalıları' diye adlandırabileceğimiz sezonun hikayesi geçmişte Oscar'ları silip süpüren 'Benim Afrikam' filmi gibi yarattıkları hikaye ile Bursasporluların Oscar'ını alacak.