Mösyö'nün tombalası

Son haftalarda teknik direktör Le Guen'e bir şeyler oldu.
Fenerbahçe, Trabzonspor gibi takımlarla oynarken maç öncesi rakiplerin kadro kalitesinden söz ediyor, beklentileri düşürüyor.
Maç süresince golü kalesinde görene kadar hiçbir ofansif inisiyatif almıyor.
Maç yenilgi ile bittiğinde sürekli 'Başımız dik' mesajları veriyor.
Ülke futbolunda 70'li 80'li yıllarda milli maçlardaki şerefli mağlubiyetler havasında.
Dört gün içinde Gençlerbirliği ile oynanan maçların ilkinde haftalardır becerisi sınırlı kadroya ezberletmeye çalıştığı sistemden vazgeçmesi, dikine oyunu iyi oynayan, bölgesel geçiş sorunu yaşayan takımda buna çare olan, en fazla gol atan oyuncu Aziz Behich'ten 8 numara yaratma çabasındaki gariplik, Ankara'da artarak devam etti.
Üstelik AS TV'deki Markaj Özel'de 'Kupayı çok istiyorum' söyleminden sonra.
Adeta oyuncuların ismini torbaya atıp çekercesine neredeyse yarısını farklı bölgelerde kullanması, aylardır ortalarda gözükmeyen Onur'u sahaya sürmesi, tuhaf kurgunun getirdiği tombaladan çıkan mağlubiyet.
Lig'de kaybedilen 2 puandan sonra kupada da turu zora soktu.
Yoklukta kaybedilen 1 milyonu aşkın para da cabası.
Neyse ki bizi ürperten trend Harun'dan pivot santrfor!!! Pablo'dan kaleci!!! yaratmaya gitmeden sezon arası imdada yetişti.
Kişiliğine ve kariyerine saygı duyduğumuz Le Guen hakkındaki tek endişemiz yaklaşık on yıldır kariyerinde yarışmacı takımlardan uzak olduğu ve haftalık yoğun maç periyotlarına yabancılaştığıydı. Umarız ki sayın hocamız yılbaşı tatilinde dinlenip, fabrika ayarlarına geri döner.
Yoksa yine camianın yine Bursaspor'un ayarı bozulacak.