Hava Durumu

Beni kendine benzetmeden sevemez misin?

Yazının Giriş Tarihi: 03.07.2020 07:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.07.2020 07:54

Düşünsene tam bir şey yapmaya niyet ediyorsun iyilik güzellik adına, arkadan bir ses geliyor: 'Hayır, yapma!' 'O öyle değil şöyle olmalı...'

Düşünsene tam elinde bir tabak kirazla içeri giriyorsun sırf minik bir tebessüm için, ayağına biri bir çelme takıyor ve düşüyorsun dizlerinin üstüne; kirazlar dağılmış. Tebessümün yerini hüzün almış, belki de bazen sahte bir kahkaha...

Yok, artık mı?

Evet, tam da böyle yapmıyor mu insanlar birbirine? Destek olmak yerine köstek olmuyor mu? Hep bir şeyleri daha iyi yapabileceğini söyleyen birileri yok mu hayatında?

Kusura bakma ama o zaman iyi bir iş yapmamış olabilirsin şu zamana kadar. Bana göre şu hayattaki en kötü şeylerden biridir: birilerinin hayatına sınırsızca müdahale etmek. Onun adına yaşamak. Onun hislerini kontrol etmeye çalışmak; onu hiç düşünmeden...

Elbette bazen hepimiz birbirimize tavsiyelerde bulunabiliyoruz. Bu en çok da aile içinde oluyor: Anne babalar yavrularına, eşler birbirine, bazen çok yakın hissettiğin bir dostuna; o sırf iyi olsun, mutlu olsun diye söylenebiliyor. Bu tadında olduğunda mutluluk veriyor. Arkandaki o koca desteği gördüğünde tarifi imkânsız bir haz veriyor insana şüphesiz. Tabi aması var...

Ama bir insanı değiştirmeye çalışmak onun artık orjinalliğini koruyamaması anlamına geliyor. Yani Allah her insanı farklı özelliklerle donatmıştır. Senin sevdiğin, onun sevmediği olabilir ki bu çok normal. Bazen karşımızdaki insanı bir bakışımızla bile incitebiliyoruz. İstediğimiz gibi olmadı diye ona farklı tavırlarda bulunabiliyoruz. O kişi de sırf biz üzülmeyelim ya da yine bir tatsızlık çıkmasın diye o şeyi sana göre yapıyordur ya ne can sıkıcı...

Elimizde bir kumanda var sanki istediğimize doğrultabileceğimiz ve bunu yaptığımızın farkında bile değiliz kimi zaman...

Bunları söylerken müdahale ettiğimiz kişilerin yerine getirmesi gereken asli sorumluluklarından bahsetmiyorum. Örn: Eşinizin rızık temini, çocuklara ve size ilgi alakası, ana-babaların ana-babalık, evlatların evlatlık vazifeleri gibi... Fakat hiçbir işe yaramayacağını bildiğimiz halde o insanı kendimizden uzaklaştırıyoruz, üstelik yaklaştırdığımızı zannederek. Birilerinin de bize aynı şeyleri yapmasını ister miydik acaba?

Yavuz BAHADIROĞLU ' nun çok sevdiğim bir anısı var bu konuyla ilgili: "Bir çocukluk arkadaşım var: Hüseyin. Yüreğinde insan sevgisi taşıyan iyi bir insan... Özgürlüğüne o kadar düşkün ki, uzun süre öğretmenlik yaptıktan sonra, Milli Eğitim Müdürü hafiften bir müdahalede bulundu diye derhal istifa edip balıkçılığa başlamış. Ne zaman memlekete gitsem, bir kayanın üstüne inşa ettiği mekânına uğrar, hasret gideririm. Yıllar öne bir gün dedim ki:

"Sen çok iyi birisin. Ama şunu şöyle, bunu böyle yaparsan daha iyi olursun."

Bana döndü, biraz şaşkınca güldükten sonra:

"İyi ama" dedi, o zaman ben ben olmam, sen olurum. Beni kendine benzetmeden sevemez misin?"

Yaptığım hatayı hemen fark etmiştim. Özür üstüne özür diledim. Bir yandan da teşekkür ettim. Çünkü bana, bir cümlede, hayatı ve insanı öğretmişti."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.