Hava Durumu

30 Ağustos, kadınlar ve İstanbul Sözleşmesi

Yazının Giriş Tarihi: 30.08.2020 08:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.08.2020 08:47

Bugün 30 Ağustos Büyük Taarruz'un yıldönümü. Pandemi nedeniyle resmi kutlamalar ertelendi. Bir yandan da bir süredir gündemimizde İstanbul Sözleşmesi konuşuluyor. Bunlardan biraz söz etmek istiyorum.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Dönemin AK Partili Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, İstanbul Sözleşmesi adıyla bilinen "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"ne 11 Mayıs 2011'de imza attı. Sözleşmeyi her ülke adına Dışişleri Bakanları attığı için Türkiye adına dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu imzaladı.

İstanbul Sözleşmesi, imzaya açılmasından sonra onay için TBMM Genel Kurulu'na sunuldu. 24 Kasım 2011 tarihinde AKP, CHP, MHP ve BDP'nin oybirliğiyle 246 kabul ve sıfır ret oyuyla Meclis'te onaylandı. Bu sözleşme neydi?

Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmektedir.

KADININ ADI VAR!

Rahmetle anıyorum, Duygu Asena "Kadının adı yok" adlı eseri çok yankı uyandırmıştı. Yarın 26 Ağustos'ta başlayan ve 30 Ağustos'ta sona eren büyük taarruzun ve İstiklal Savaşı'mızın son zaferinin yıldönümü.

Falih Rıfkı Atay, bu büyük zafer ile ilgili şunları söylüyordu:

"Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi ‪30 Ağustos Zaferine borçluyuz.''

Bu arada başta Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum. Sevgili Duygu Asena'yı da anarak adını bulabildiğimiz İstiklal Savaşımızın kahraman kadınlarının bazılarını anıyorum:

Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın gizli örgütü Karakol'un yöneticisi Naciye Faham. İşkence görmesine rağmen Karakol'un adresini vermeyen Topkapılı ebe Şahende. Felah Grubu'na saraydan bilgi taşıyan V. Murat'ın kızı Fehime Sultan. İşgal protestolarında on binlere konuşan Şükufe Nihal, Sebahat, Zeliha ve Darülfünunlu Saime. 12 yaşında İnönü muharebelerinde savaşan Nezahat. "Muharebe bana düğündür Paşam" diyen Mustafa Kemal'in askeri Sivaslı Fatma Seher(Kara Fatma Büyük Taaruz'un ardından müfrezesiyle Bursa'ya geçerek Bursa'nın Yunan işgalinden kurtuluşunda rol oynadı.).

Çerkez kadınları örgütleyen Hayriye Melek. Alaşehir'deki zulmü dünyaya çektikleri telgraf ile duyuran Makbule, Nebile. Yunan işgaline elinde silahla karşı koyan Turgutlulu Çavuş Ayşe, Ödemişli Fatma. Köpekli Nuri Çetesi'ne katılan Aydınlı -namı diğer Binbaşı- Ayşe. Yörük Ali Efe'nin 1. bölüğünün 4. mangasında nişancı olarak savaşan Emire Aliye.

Elinde balta ile Menderes Köprüsü'nde düşman bekleyen Arşın Teyze. Sarayköy'e gelen İngilizci Nasihat Kurulu'nun üzerine silahla yürüyen Adöv Ayşe. Başındaki yırtık örtüsünü erkeklerin yüzüne atıp, "alın bunları örtünün, verin silahları ben savaşırım" diyen Kezban. 1921'de Batı Cephesi'nce Bursa'da bir gizli haber alma ve casusluk örgütü kurmak üzere görevli olarak gönderilen Yüzbaşı Tahir Bey'i, sahibi olduğu okulunun Paşa Konağı adı verilen yönetim binasının bodrumunda saklayan, ve istibarat faaliyetlerini sürdürürken yakalanıp, Yunanistan'a sürgüne gönderilen Bursalı Zehra Budunç. Mavzeri hiç susmayan şehit eşi Senem Ayşe. Düğünde takılan altınları Ankara'ya bağışlayan Kastamonulu 17 yaşındaki Hatice. Düşmanla işbirliği yapan oğlunu vurup dağa çıkan Domaniçli Habibe. Erkek kılığında savaşan ve sonra kadın olduğu anlaşılan Halime Çavuş.

SONSÖZ

Atam, iyi ki vardın. İyi ki bağımsızlığımızı kazanmamıza vesile oldun, iyi ki Cumhuriyetimizi kurdun, liderlik yaptın.

Bacılarımız, eşlerimiz, analarımız, teyzelerimiz, halalarımız, ninelerimiz iyi ki vardınız ve varsınız.

Bu ülkede ve bu dünyada yetişen her erkek ve kız çocuğunu bir kadın yetiştiriyor. O kadın ne kadar nitelikli ise yetişen kız ve erkek çocuk da o kadar nitelikli oluyor. Kadınlara çok şey borçluyuz.

Bu vesile ile bize özgürlüğümüzü getiren İstiklal Savaşı'nın tüm şehit gazilerini, başta Atatürk'ümüz olmak üzere, saygı ve rahmetle anıyorum. Bu mücadelenin görünmez kadın kahramanlarını da bir kez daha rahmetle anıyorum.

Kadınlarımıza ve genç kızlarımıza her bağlamda destek veren kurum ve kuruluşlarımıza da teşekkür ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.