Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Adalet, onur, erk ve bir anı

Yazının Giriş Tarihi: 12.06.2019 08:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.06.2019 08:56

İnanç sisteminiz ne olursa olsun, yaşam insanlara verilmiş bir armağandır. Bu armağanı insanın layıkı ile değerlendirmesi ve yaşamını onurlu bir biçimde yaşayarak, yöresinde, yerelde, ulusalda veya evrenselde geriye bir şey bırakması insan uygarlığının gelişimi noktasında önem taşır.

Seçilerek, atanarak, kendisi bir ekonomik güç yaratarak veya o ekonomik gücü devralarak veya başka bir şekilde kimi insanlar çeşitli erklere sahip olurlar. İnsanın bulunduğu erkteki yaşam sürecinde çevresine dağıtması gereken en önemli değer adalettir. Erkinizi adaletli bir biçimde kullanırsanız, sadakata değil, liyakata önem verip, erkinizin sınırları içinde bunu hayata geçirirseniz onurlu bir yönetim sergilemiş olursunuz. Zamanın sonsuzluğu içinde bir iğne deliği kadar bile yer tutmayan yaşamınızda geriye, sizden sonra gelecek kuşaklarınıza en büyük mirası bırakmış olursunuz.
İnsanoğlu ilk yalanı kendine söyler. İlk kandırdığı kişi kendisidir. Sonra insanın en büyük düşmanı olan egosu onu öyle bir hale getirir ki kendi yalanlarına kendi inanmaya başlar. Hele bir de erk sahibi ise çevresi bu egosunu domino etkisi gibi tetikler. Adeta suya düşen bir dalga gibi yayılmaya başlar.

Nobel ödüllü yazar Ernest Hemingway'in iki sözünü anımsatmak isterim:
"Her insanın hayatı aynı şekilde sona erer. Bir insanı diğerinden ayırt eden, nasıl yaşadığı ve nasıl öldüğünün ayrıntılarıdır."
Ve final sözü:
"Başkasından üstün olmanın onurlu bir yanı yoktur. Asıl onur kişinin eski halinden üstün olmasından gelir."

ÖZHAN CANAYDIN'IN NASİHATI

Bursa'dan çıkıp iki ayrı çok önemli pozisyona sahip olmuş ve orada görev yapma onurunu yaşamış iki insan vardır. Bunlardan biri rahmetli Özhan Canaydın, Bursa'da doğup ve yaşayıp üç büyüklerden birinin başkanlığını yapan ilk ve şu an için tek isimdir.

Özhan Canaydın 2002-2008 tarihleri arasında Galatasaray başkanlığı yapar. Döneminde Galatasaray 2 kez Türkiye Şampiyonluğu yaşar.
Bir diğer isimde SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'dır. Yılmaz da 2013-2014 yılları arasında ülkemizde kurulan ilk gönüllü sanayici ve işadamları derneği olan TUSİAD'ın başkanlığını yaptı.
Yıllar önce BUSİAD'da danışmanlık yaptığım yıllarda BUSİAD'ın BAKIŞ dergisi için Özhan Canaydın ile bir söyleşi yapmıştım. O söyleşide BUSİAD Genel Sekreteri Basri Tüfekçioğlu da benimle beraberdi.
Özhan Canaydın ile çok keyifli geçen bir sohbet yapmıştık. Spor ve Galatasaray'ın dışında sohbetimize onun bir anısı ile başlamıştık. Anısını şöyle anlatmıştı:
"Babam bana bir Avrupa malı bisiklet almıştı. Arkadaşlarımın hiçbirinde öyle bir bisiklet yoktu. Tam bir yıl boyunca arkadaşlarımı üzerim diye o bisiklete binemedim."
Ve Canaydın ile sohbetimiz onun bir nasihati ile bitmişti. O sözleri hiç unutmadım. Şöyle demişti rahmetli:
"Bak oğlum şunu hiç unutmayacaksın. Haram yediğin incirler senin dişini ağrıtmasa bile torunlarının dişini ağrıtır."
Daha sonra bana eski Bursa fotoğraflarından oluşan koleksiyonunu gösterdi. Hatta onları bir kitap yapmak istiyordu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.