Hava Durumu

Afetler ve haddini bilmezlik

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2021 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2021 08:02

Ülkemiz ve dünya çeşitli afetlerle boğuşuyor. Küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliği insan uygarlığını tehdit ediyor. Onlarca yıldır bilim insanları iklim değişikliğine dikkat çekiyor, diğer uygarlığı tehdit eden afetlere dikkat çekiyor.

Ama biz büyük bir kibirle ve had bilmezlikle bildiğimizi yapmaya devam ediyoruz. Saygısızca üzerinde yaşadığımız dünyanın(doğanın) yasalarını yok sayıyoruz.

İçinde yaşadığımız kent 28 Şubat 1855'de büyük bir doğal afet olan depremle (7,5 şiddetinde) yerle bir oldu. Bu haber İstanbul'a padişaha "Hüdavendigar yok oldu" diye gitmişti. 24 Ağustos 1958'de Bursa bir başka büyük felaketi Kapalıçarşı Yangınını yaşadı.

AFETLER ÜZERİNE

Evet, ülkemiz insanı her alanda mazeret bulma konusunda büyük bir hünere sahiptir. Sıkıştığımız zamanlarda "Allah'ın takdiri, dış güçler, küresel faktörler, global krizler, doğal afetler vb." mazeretlerle sorumluluk almaktan, gerçeği görmekten, gerçekle yüzleşmekten kaçarız. Bu bireysel olarak da, toplumsal olarak da, kurumsal olarak da böyledir.

Doğal afet, Dünyanın doğal süreçlerinden kaynaklanan büyük bir olumsuz olaydır. Yangın fırtınaları, toz fırtınaları, seller, kasırgalar, hortumlar, volkanik patlamalar, depremler, tsunamiler, fırtınalar ve diğer jeolojik süreçleri içerir.

Doğal afetler "Jeolojik doğal afetler(Deprem, heyelan, yanardağ patlaması), İnsandan kaynaklanan doğal afetler (Yangın, Hava, su ve çevre kirlenmesi, Ulaşım kazaları), Meteorolojik doğal afetler (Çığ, sel, hortum, sel, fırtına, kuraklık, orman yangını vb.), Teknolojik Doğal Afetler (Sanayi patlamaları, Nükleer santral patlamaları, baraj patlamaları)" olarak dörde ayrılır.

BİLİM NE DİYOR?

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change, kısaca IPCC), Birleşmiş Milletlerin iki örgütü Dünya Meteoroloji Örgütü ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı tarafından 1988 yılında insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere kuruldu. IPCC'nin kuruluşu aynı yıl BM Genel Kurulu tarafından da onaylandı. Bugün IPCC'ye üye 195 ülke vardır. Türkiye'de bunlardan biri.

Kurum dönemsel raporlar yayınlıyor. Bugüne kadar 5 rapor yayınlanmıştı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)'nin 6'ıncı Değerlendirme Raporu 9 Ağustos'ta çevrim içi olarak yayınlandı.

66 ülkeden 234 bilim insanı tarafından hazırlanan raporda, iklimin insan faaliyetleri sonucu değiştiğinin ve bu faaliyetlerin küresel ısınmayı, en azından son 2 bin yıldır görülmemiş bir seviyeye çıkarttığının altı çiziliyor.

İnsan kaynaklı iklim değişikliği şimdiden dünyanın her bölgesinde birçok aşırı hava ve iklim hareketine yol açıyor. Bilim insanları, atmosfer, okyanuslar ve denizler, buzullar dahil olmak üzere Dünya'nın tüm iklim sistemlerindeki değişiklikleri gözlemliyor.

Rapora göre, bu değişikliklerin çoğu eşi benzeri görülmemiş seviyede ve bazılarının artışı da devam ediyor. Deniz seviyesinin yükselmesi gibi bazı gelişmeler 'geri döndürülemez' seviyeye erişmiş durumda. Karbon emisyonu ise en azından sabit tutulabilecek aşamada. Ama bunun içinde sıfır emisyonu sağlamak gerekiyor.

ALLAH'IN TAKDİRİ Mİ? İNSANIN HAD BİLMEZLİĞİ Mİ?

Ebced hesabına (Ebced hesabı Ebced rakamları denilen alfabetik bir sayı sistemini kullanarak, kelime, cümlecik veya cümlelerin sayısal değerini hesaplama ve bunlardan anlamlar çıkartma işlemidir) göre 66, çifte vav demek. Çifte vav, camiler ve tekkelerde hüsnü hat ile görünür. Erbabı için 'çifte vav' Allah ismi şerifine işaret eder.

Bu yüzden 66'ya bağlamak, Allah'a havale etmek, işi ona bırakmak anlamına gelir. Bir bağlamda işimiz Allah'a kaldı, demektir.

Allah insana akıl vermiştir. Bu akıl insanın kullanması içindir. İnsan uygarlık tarihi boyunca bu akıl ile önce içinde yaşadığı yerkürenin yasalarını anlamaya çalışmış ve bu yasalarla çeşitli bilim dallarını geliştirmiştir. Önce matematik, sonra fizik, kimya ve biyoloji birbiri ardında gelişmiştir.

Doğanın temel yasalarının anlaşılması ve bilime dönüştürülmesi ile insan sahip olduğu akıl ile seçimler yapmaya başlamıştır. Ama....

Bilimin ve deneme yanılmanın bize bir deprem kuşağında olduğumuzu söylemesine rağmen; insanımıza fay hatlarının nerede olduğunu bilim göstermesine rağmen, bu hatların üzerine insanımız depreme dayanıksız binalar yapmaya devam etmiştir.

Dere yataklarının daraltılmasının, sel felaketine yol açacağı belli olmasına rağmen, o yataklar daraltılarak bir de kumla doldurulmuş o bölgelere yüksek katlı binalar yapmışızdır.

Devletin resmi kurumları bazı bölgelerimizi orman yangınları uyarısında bulunmasına rağmen, uyarıları ve bilimi hiçe sayıp, yeterli önlemleri almamışızdır.

Bilim bize hangi tarım ürünün, ne oranda su kullandığının bilgisini verirken, biz en kurak bölgemize, en çok su kullanan tarım ürününü ekmişizdir.

SON SÖZ

Doğal afetler olur. Bunu felakete dönüştüren insanların seçimidir. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki doktora çalışmalarının yüzde 70'i pratiğe dönüştürülürken, ülkemizde bu oran yüzde 1'de kalıyor.

İklim uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar Hoca diyor ki:

"Sorun Takdir-i İlahi değildir. Sorun Takdir-i İdari ve Takdir-i Akademi'dir."

Doğa ile başa çıkılmaz. O döngülerini insan uygarlığı gibi binlerce yıla sığdırmaz. Milyonlarca yıla sığdırır. Darwin diyor ki "Doğaya uyum sağlayan türünü devam ettirir. Sağlayamayan yok olur gider." Seçim sizin.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.