Akademi dünyasına bir bakış

Akademik ünvanlar arasında profesörlük son nokta. Bu değerli ünvan, her alanda olduğu gibi süreç içerisinde yozlaştı, değersizleşmeye başladı. Bakın ülkemizde profesörlük için yabancı dil konusunun kronolojik gelişiminde neler olmuş.

1973 yılında profesör olacaksınız, aranan şartlardan birisi 2 yabancı dil şartı. Yıl 1981 yabancı dil şartı tek yabancı dile düşürülüyor.

1983 yılında bu şart dil sınavından 100 üzerinden 70 almak oluyor. 2000 yılına gelindiğinde dil sınavı barajı 65'e düşürülüyor. 2018 yılında dil sınavı barajı ise 55 oluyor.

Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Karadağ'ın araştırmasına göre Türkiye'deki 196 rektörün 68'inin tek bir uluslararası yayını dahi yok. Yaptıkları yayın hiç atıf almayan rektör sayısı ise 71.

Akademi dünyasının bir başka ayıbı ise "tez yazma sektörü" adında bir sektörün doğuşu. Sadece İstanbul'da kayıtlı tez yazma şirketi sayısı 100'e yaklaştığı söyleniyor. Naylon tez sektörünün 2020 cirosunun 200 milyon TL olduğu konuşuluyor.

Evet, bu konu toplumumuzun en büyük sancılarından birisi, toplum olarak hep niceliklerle, rakamlarla uğraşıyoruz. Sanki rakamlar büyüdükçe, o alanda ülkenin de büyüdüğünü düşünüyoruz. Niceliğe olan bu takıntımız, bize pahalıya mal oluyor. Çünkü, önemli olanın nitelik olduğunu hep unutuyoruz.

Niceliksel takıntı, hep büyüklük takıntısı. Özünde ise toplumsal bir aşağılık duygusu yatmakta. Bırakalım dünyanın en büyüğü olmayalım, sadece niteliklerinden biri olmaya çalışalım.

PERA MÜZESİ VE NİLÜFER

Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın, 2005 Haziran'ında hayata geçirdiği geniş kapsamlı bir kültür girişiminin ilk parçasıdır. Pera Müzesi için, 1893 yılında mimar Achille Manoussos'un İstanbul'un gözde semti Tepebaşı'nda inşa ettiği yapı, Mimar M. Sinan Genim tarafından tümüyle elden geçirildi. Ve çağdaş donanımlı bir müzeye dönüştürüldü.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na ait "Oryantalist Resim", "Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri" ve "Kütahya Çini ve Seramikleri" koleksiyonlarını ve bu koleksiyonların temsil ettiği değerleri; sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, film gösterimleri, öğrenme programları ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşan, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan Pera Müzesi, süreli sergileriyle de dünya sanatının önemli isimlerini ağırlıyor. Bu noktada da dünya çapındaki birçok müze ile işbirliği gerçekleştiriyor.

Nilüfer Belediyesi Ocak ayı kültürel etkinliklerinin içine Pera Müzesi'ni de aldı. Geçtiğimiz hafta sonu sanatseverleri "Pera Müzesi Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar Sergisi"ne götürdü.

Çevrimiçi yapılan etkinlikte, katılımcılar; Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu, "Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar" sergisini dijital ortamda rehberli tur ile gezip, koleksiyonlardaki eserler hakkında bilgi aldılar.

Katılımcılar 17. Yüzyıldan, 20. yüzyıl başlarına uzanan bir dönemde, Avrupalı ressamların özellikle Osmanlı dünyasını ve Türkiye coğrafyasını betimleyen eserlerinin yanı sıra, Osmanlı sanatçılarının bu dönemdeki karşılıklı etkileşimini yansıtan eserlerini inceleme fırsatı yakaladı.