Atatürk Spor Salonu ve cam duvar

İnsan yaşamı ilginçtir. Ve herkesin hayatı bir romandır.Bu romanda kişiler kadar bazı mekanların da insan yaşamında önemli bir yeri vardır. Futbolun dışında sporla ilgilenen birçok kişi için 1972 yılında yapılan 3 bin 500 kişilik Atatürk Spor Salonu çok önemli bir mekandır.

Basketbolcular, voleybolcular, hentbolcular, güreşçiler, boksörler, judocular, eskrimciler, masa tenisçiler ve diğerleri.

Ayrıca o salon birçok Bursaspor Kongresi'ne ev sahipliği yapmış ve birçok başkanın seçildiği yerdir. Bunun dışında o salon birçok siyasi partinin il başkanını gerçekleştirdiği kongrelere de ev sahipliği yapmıştır.

Bursa birçok sanatçıyı orada verdiği konserlerde tanıdı/dinledi. Birçok yarışmaya da ev sahipliği yaptı. Böyle özel bir yerdir. Birçok basın mensubu arkadaşımın da mesleğe adım attığı bir mekandır.

BEN VE ATATÜRK SPOR SALONU

Ben Bursa Atatürk Spor Salonu ile açıldığından birkaç yıl sonra Bursa Erkek Lisesi forması ile ilk çıktığım basketbol maçında tanıştım. Ardından Makospor basketbol forması ile haftanın bir günü tek sıra ışık altından antrenmanlar ve maçlar yaptık. Yeteneklerimin sınırlılığı beni sporcu olarak orada bıraktı. Ardından spor bilimi(akademi, master, doktora) ile ilgilenmeye başladım.

1975 yılında genç bir gazeteci olarak ilk haberime o salonda imza attım. O salonda önce gazeteci olarak Tofaş'ın basketbol I. Ligindeki ilk maçlarını izledim. Tofaş'ın güreş takımının önce Türkiye ardından Avrupa Kulüpler Şampiyonluğu öncesi yarıfinallerine tanık oldum. Gecenin geç saatlerine kadar birçok amatör voleybol ve basketbol maçını izledim. Rahmetli Vehbi Koç'u ilk kez güreş müsabakalarında o salonda gördüm. Yine Şakir Eczacıbaşı'nı, İnan Kıraç'ı, Tuncay Özilhan'ı, Aziz Yıldırım'ı, Özhan Canaydın'ı ilk kez yine o salonda gördüm.

Spor Akademisi'ndeki eğitimim bitince 1982 yılında Bursa'da yapılan Balkan Boks Şampiyonası'nda şampiyon olan milli takımın kondisyonerliğini yapma onurunu, o salonda yaşadım. 1985 sonrası 25 yıl(1985-2010) boyunca Tofaş Spor Kulübü'nde önce kondisyoner olarak o benchte, ardından yönetici olarak şeref tribününde oturma onurunu yaşadım.

Avrupa Koraç Kupası'nda o salonda Avrupa İkinciliğini yaşadık. Salondaki ilk reklamları, ilk ponpon kız ve akrobatik jimnastik gösterilerini organize ettik. O salonda birçok branşta antrenör kurslarında birçok ders anlattım.

Ve Tofaş olarak soyunma odalarının yenilenmesinden, VİP salonuna, FİBA odasına, engelli tribününe kadar birçok şeyin hayata geçmesinde görev aldım. Hatta yeraltındaki mesciti daha uygar yere taşıdık.

YENİ ATATÜRK SPOR SALONU VE ÖNERİLER

Aradan yıllar geçti. Atatürk Spor Salonu yıkıldı. Bir bölüm Millet Bahçesi'ne katılacak. Diğer bölümde ise küçük bir salon ve 25 metrelik yüzme havuzu yapılacak. Bunun için bir proje yarışması açıldı. Bir jüri oluşturuldu. 114 projenin başvuru yaptığı yarışma sonunda Ankaralı firmanın projesi kazandı.

Verilen bilgilere göre Atatürk Spor Salonu, bin seyirci kapasiteli olarak yapılacak. Tek tarafından tribün olacak salonda, diğer tarafa yapılacak cam bölme sayesinde dışarıya yapılacak oturma alanından da maçlar izlenebilecek. Ayrıca bir de 25 metrelik havuz yapılacak.

Evet, herşey güzel görünüyor. Ama burada birkaç sözüm var. Bir tarafı tamamen cam olacak bir salon sorunludur. Önce ısınma/soğutma sorunu yaşanır. Isı kaybı çok olur. Bir basketbol, voleybol, hentbol maçlarının ve antrenmanlarının, hata mini kale futbolun oynanacağı salonun cam duvarları sıkça kırılır. Bunun dışında oradan gelen ışıklar maçlar ve antrenmanlarda sorun yaratır. Göze gelir.

Bu konunun Bursa'daki ilk örneğini Eğitim Vadisi'ndeki Spor Lisesi'nde gördüm. Eşimin öğrencisi olan o okulun ilk müdürü bizi davet etmişti. O davet sonunda, o okula eşim ve benim adımı taşıyan bir kütüphane de kazandırmıştık. Ama salonları gezerken şaşırmıştık. Bir duvar tamamen camdı. Rahmetli ve yakından tanıdığım bir büyüğümün projesiydi. Uyardık ama iş işten geçmişti. Üç salonunun cam duvarlarının önüne daha sonradan çelik tellerle ördüler. Bir ucube oluştu.

SONSÖZ

Takım oyunlarında yarışmaların ve antrenmanların yapılacağı salonlar, genelde fitness salonları gibi algılanıyor. Treadmil veya ergobisiklete binerken dışarıyı da seyrederler gibi düşünülüyor. Benden bu satırlardan anımsatması.