Atatürk’ün yaptığı kötülükler

Sürekli Atatürk’e övgüler yazılıyor. Manşetler atılıyor. Sosyal medya paylaşımları yapılıyor. Ama hiç kimse onun ülkemize yaptığı kötülüklerden(!)söz etmiyor.

Sizlere bu yazıda Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı kötülükleri(!) sıralayacağım. Bakın Atatürk’ün kötülükleri(!)neler?

Atatürk, bu ülke insanın ikinci bir dil öğrenmesine engel olmuştur(!).

Nasıl mı?

Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı başlatarak, başlatması yetmiyormuş gibi bir de kazanarak; İzmir, Manisa, Bursa, Afyon ve çevresindeki vatandaşlarımızın ikincibir dil olarak Yunanca öğrenmesine engel olmuştur(!).

Adana, Antakya, Gaziantep çevresindeki insanlarımızın Fransızca öğrenmesine engel olmuştur(!).

Çanakkale, İzmit, Adapazarı, Eskişehir, Kütahya, Mardin, Diyarbakır çevresindeki insanlarımızın İngilizce öğrenmesine engel olmuştur(!).

Antalya, Aydın, Isparta, Burdur çevresindeki insanlarımızın İtalyanca öğrenmesine engel olmuştur(!).

Kars ve çevresindeki insanlarımızın Ermenice öğrenmesine engel olmuştur(!).

Artvin çevresindeki insanlarımızın Gürcüce öğrenmesine engel olmuştur(!).

Atatürk ümmetimizi yok etmiş, kulluğumuzu elimizden almıştır(!).

Padişah efendimize biat etmiş bir ümmetin kulları olarak Atatürk kulluğumuzu elimizden alarak bizleri yurttaş (yıllardır farkedemediğimiz) diye bir şey yapmıştır.

Atatürk dinimizi elimizden almıştır(!).

Atatürk Mondros sonrası paylaşılmış topraklarımızda bugün belki de Ortodoks, Katolik, Yahudi olacak vatandaşlarımızın dinlerini elinden almıştır.

Atatürk imparatorluğumuzu elimizden almıştır(!).

Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrasını kazandıktan sonra padişahlığını ilan etmeyip, imparatorluğumuzu elimizden almıştır(!).

Atatürk şeriatımızı elimizden almıştır(!).

Atatürk, Medeni Kanun, Ceza Kanunu gibi şeyleri getirerek şeriatımızı elimizden almıştır(!).

Atatürk kadınlarımıza en büyük kötülüğü yapmıştır(!).

Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı vererek, evde oturup, çocuk büyütmesi gereken ve kendisine sorulan sorulara “Ben bilmem kocam bilir” demesi gereken(!) kadınlarımızı hayatın her alanına sokmuştur(!).

Atatürk zenginleşmemize engel olmuştur(!).

Atatürk, bizlere olmayan sıfatlarımızı anımsatarak “Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.” diyerek sürekli çalışmaya teşvik etmiş, borsalarda, kripto paralarda, devlet ihalelerinde, yerel yönetim ihalelerinde, hayali ihracatlarda, kayıtdışı ekonomide zengin olmamızı engellemiştir(!).

Atatürk sporumuzun gelişmesini engellemiştir(!)

Atatürk“ Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda akıllısını severim” diyerek yaş küçültmelerle, şikelerle, dopinglerle, devşirme sporcularla şampiyon olmamıza engel olmuştur(!).

Atatürk müziğimizi engellemiştir(!).

Atatürk küçücük çocukları “dahi çocuk” diye gavur ellerine gönderip, Suna Kan, İdil Biretgibisanatçıların ve onların takipçilerinin doğmasına yol açmış, senfoni, opera, bale gibi acayip işlerle müziğimize en büyük darbeyi vurup, arabeskin gelişmesini engellemiştir (!).

Ve Atatürk daha birçok olumlu gelişmemize (!) engel olmuştur(!).

SON SÖZ

Önce size yazımın içinde çoklukla kullandığım (!) işaretinin anlamını anımsatmak isterim. Türk Dil Kurumu bunun için şöyle der:

“Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır.”

Bugün özgür bir ülkede, özgür bir yurttaş olarak yaşıyorsak, dilimizi konuşabiliyor ve dinimizi dilediğimizce yaşayabiliyorsak; demokrasimiz ve ülke ekonomimiz gelişmiş ülkeler düzeyinde olmasa da; 29 Ekim, 30 Ağustos, 10 Kasım haftalarında Cuma hutbelerinde Atatürk’ü anmasak da; onunla ilgili kutlamalarda bazı devlet protokolumuz sağlık sorunları yaşasa da; bu onun bu ülkeyi bir avuç arkadaşıyla birlikte milletimizi inandırıp, kurtardığı ve bugün 100 yaşını kutlayacağımız Cumhuriyetimizi kurduğu gerçeğini yok etmiyor.

Altın çamura da düşse altındır.

Atam iyi ki vardın. İyi ki Atamızsın. Seni tanımasak da akıl ve bilim yol göstericimiz.

Seni ve sana inanıp, Cumhuriyeti bizlere armağan eden herkesi saygı ve rahmetle anıyorum.

Yaşasın Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet!