Celal Beysel, İGA, THY ve güvenlik

TURKONFED eski başkanı ve Floteks şirketler grubu sahibi Celal Beysel, geçtiğimiz haftabaşında 10 günlük bir konferans için Miami’ye uçtu. Onun bu yolculuğunun başlangıcı bayağı sıkıntılı geçmiş. 
Kendisi ile Amerika’dan konuştuğumda bakın neler anlattı:

“10 günlüğüne bir konferansa Miami'ye gidiyorum. THY 157 ile. Tabii kara denk geldi diye Bursa'dan erken çıktım. THY 157 ile saat gece 1:45 uçağına binmek için. İGA'nın internet bilgisine göre uçak 2 saat rötarlıydı. 
THY sayfasındaysa rötar görünmüyordu. Seyahat acentası da bu karışıklığı aydınlatamadı. Ben de ne olur ne olmaz diye havaalanı ‘Yotel’ de yer ayırttım. Ne zaman uçarsa o zaman odamdan çıkarım, kar fırtınası nedeniyle iptal ederlerse yatar uyurum diye. 
Saat 10:00’da THY sayfası rötar göstermiyordu. Dolayısıyla inanıp odayı 10:30’da bıraktım ve check in için sıraya gittim. ABD uçuşları için uçuştan 3 saat önce açılması gereken kontuarda kimse yoktu. 
THY personeliyse yerlerindeydi. Birkaç kez soruşturduktan sonra anladık ki güvenlik personeli uçak 03:45’te yani 2 saat rötarlı olduğu için gelmemişler. Dolayısı ile check in yapıp pasaporttan geçemiyoruz. Neyse THY personeli sağa sola telefon etti ve güvenlik kontrollarının uçağa binerken yapılması hususunda anlaştılar, biz de pasaporttan geçebildik.
İnternet, akıllı telefon, whatsapp. Acaba ne zaman öğreneceğiz bunları kullanmayı? THY ve İGA, aralarında ne biçim bir iletişim bozukluğu var ki gece yarısı 300 kişiyi extra 2-3 saat beklettiler? Saat 01:40'da beni ve diğer yolcuları cep telefonumdan nazik bir şekilde 
‘Neredesiniz, sekürite kontrolünü uçağa binerken yaptıracaksınız’ diye arayan kişi, 5 saat önce arasaydı da saatlerce sandalyede oturmak zorunda kalmasaydı insanlar?
Anlamak zor. Kabahat kimde? “
Celal Beysel’e geçmiş olsun diyorum.
Dilerim hiç kimse bundan sonra benzeri olaylara tanık olmaz. 
Altı üstü basit bir iletişim sorunu. Üstelik bu çağda! 
Unutmayalım satın alamayacağımız tek şey, zaman.

YAPIM TEKNOLOJİLERİ ÇALIŞTAYI

Çevre , Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, Yapım Teknolojileri ve Laboratuarlar Daire Başkanlığı geçtiğimiz hafta Ankara’da bir çalıştay düzenledi.
Çalıştayın teması “Yapım teknolojileri, deprem izolatörleri ve yeşil binalar” üzerineydi.
Çalıştayda “Yeni yapım teknolojileri, 3D teknolojisi ile düşük maliyetli, sıfır atıklı, binanın yaşam süreci boyunca çevre ile uyumlu, doğal kaynakları minimum düzeyde kullanan yapı teknolojilerinin ülke çapında tanıtımı, desteklenmesi ve yapımının teşvik edilmesi” konuları çalıştay gruplarınca konuşuldu.Çalıştayın açılışını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatma Varank yaptı.
Çalıştayda Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can, Genel Müdür Yardımcısı İsmail Tuna Cebecioğlu, Yapım Teknolojileri Laboratuarlar Daire Başkanı Aydoğdu Gürbüz, Yapı Denetim Daire Başkanı Tuna Acar da vardı.

Ayrıca İTÜ, ODTÜ, Avrasya, Boğaziçi, KTÜ gibi üniversitelerden akademisyenler de çalıştaya katıldılar.
Bu çalıştaya Bursa’dan, Türkiye Yapı ve Zemin Laboratuarları Derneği adına Yaşar Poyraz ve Yapı Denetim Birliği adına Oktay Altun katıldı.
Kuşkusuz çok sayıda da oda yetkilisi oradaydı. Bakanlıkta yapılan bu çalışmaya 400 katılımcı katıldı. Ve 6 saat boyunca çalışma devam etti.
Evet, ülkemizdeki yapılaşma zihniyeti rant odaklı olduğu için, depremlerde insanlarımızı deprem öldürmüyor, o yere inşaat yapıp, rant peşinde koşan müteahhitler, ona izin veren kamu kurumları ve diğer sektör enstrümanları öldürüyor.Bunu bildiği halde özellikle kamunun “bile bile lades” demesi beni ayrıca üzüyor. Özellikle deprem ölümlerine “vakti gelmiş/kaderiymiş” mantığı ile bakan zihniyet de ayrı bir sorun.