Hava Durumu

Doğayı sevmek ve akıl

Yazının Giriş Tarihi: 17.12.2020 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.12.2020 08:05

Eğitim düzeyimiz ne olursa olsun, yaşımız ne olursa olsun, entelektüel birikimimiz ne olursa olsun, bu dünyada yaşayan insan, bu ülkede yaşayan herkes iklim değişikliğinin farkındalığını yaşıyor.

Dünyadaki insan dışındaki tüm canlılar doğaya uyum sağlayarak türlerini devam ettirir. Ama insanoğlu hadsizliğin doruğunda doğayı kontrol etmeye, onu yönlendirmeye ve de ona meydan okumaya çalışır.

Modernleşme sonrası süreçte nerede ise tüm teknolojik ve endüstriyel kazanımlar, içinde yaşadığımız dünyayı kirletmekte ve bu beraberinde küresel ısınma ile onun sonucu olan iklim değişikliğini getirmektedir.

Bu ne demektir? Bakın Akdeniz havzasında 2 derecelik bir sıcaklık artışının nelere yol açacağını şöyle özetlenebilir:

"Beklenmeyen hava olayları, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının sayısında ve etkisinde artış, kuraklık ve bunlar dolayısıyla biyolojik çeşitlilik kaybı, turizm gelirlerinde azalma, tarımsal verim kaybı ve en önemlisi kuraklık..."

Bunların hepsini yaşıyoruz. Sadece filmlerde gördüğümüz hortumlar, kasırgalar, tsunamiler artık hayatımızın içinde.

NEDEN NEDİR?

Yapılan araştırmalarda küresel iklim değişikliğinin ana nedeninin sera gazı emisyonlarında insan faaliyetleri sonucunda gözlenen artış olduğunu ortaya koyar.

Başta kömür olmak üzere fosil yakıtların(kömür, petrol ve doğalgaz) yakılması, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasındaki ana sorumludur. 2004 yılındaki insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının %56'sı fosil yakıt kullanımında ortaya çıkan karbondioksite aittir. Ormansızlaşma da %17'lik bir paya sahiptir .

Fosil yakıtlar arasında ana sorumlu olarak "kömür" karşımıza çıkar. Küresel ölçekte birincil enerji talebinin %27'si kömürden sağlanırken, enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının %43'ü kömür kaynaklıdır. Kömürü %36 ile petrol, %20 ile doğalgaz takip eder. Kömür, üretilen bir birim enerji başına doğalgazın 1,7 katı CO2'yi atmosfere salar.

ETKİLERİ NEDİR?

İklim değişikliğinin etkisi sıcaklıklardaki artıştan ibaret değildir. Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde artış, okyanus ve deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altındadır.

ÇÖZÜM NEDİR?

Bu noktada çözüm enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve ormansızlaşmanın önlenmesidir. Böylece; enerji verimliliği ile gerek ekonomik, gerekse ekolojik açılardan alınacak ilk önlem talebi yönetmektir. Karbon emisyonlarını azaltmanın en çabuk ve masrafsız yolu enerji verimliliğidir.

Yenilenebilir Enerji, 2050 yılında küresel enerji talebinin neredeyse tümünün yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması mümkündür.

Ormansızlaşmanın önlenmesi, insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının %17'si başta ormansızlaşma olmak üzere arazi kullanımındaki değişimden kaynaklanıyor.

SONSÖZ

Bunlar bilimsel verilerdir. Akıl bunu söylemektedir. Bunu yok farz edip, kök nedeni ortadan kaldırmadan, doğaya verdiğimiz zararı fark etmeden, bunu azaltmak için tek adım atmadan, Allah'tan yardım istemenin nasıl tanımlanacağını ifade etmemde bildiğim kelimeler yetersiz kalıyor. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Allah'ın insanlara bahşettiği en büyük hazine olan aklı ve torunlarımıza bırakacağımız mirası/devredeceğimiz emaneti yok farz ederek, çıkışı bulamayız.

Yunus Emre ne demişti:

"Yaratılanı severim yaratandan ötürü."

Herşey gibi bu da biz de sözde kaldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.