Resim sanatının uzmanları Neşet Günal’ı şöyle tanımlar:
“Türkiye'de figüratif resim sanatının öncüsü, en önemli temsilcisi; eksiksiz deseni, kompozisyonu ve ifade gücüyle Türk resminin klasiklerinden biri olarak anılır. Biçim estetiği kübistlere ve Leger’e benzerlik gösterir. Resimlerinde tema olarak Anadolu insanı, zor yaşam şartları hakim olup bu yönüyle sosyal içerikli bir sanat anlayışı benimser. 1958 yılından itibaren ekol hâline gelen el ve ayak motiflerinde abartılı kocaman gözleri ile hayatı sorgulayan kocaman gözleri ile Anadolu insanı hantal görüntüsü ile yer alır.”
Neşet Günal, Nevşehir’de doğar. Nevşehir Belediyesi’nin bursu ile 1939 yılında, sınavlarını kazanarak girdiği; Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde (şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Leopold Levy’nin öğrencisi olarak 1946’da birincilikle mezun olur.
1946 yılında UNESCO’nun Paris’te düzenlediği Modern Sanat konulu sergide, katılan Türk sanatçılar arasında yer alır. 1948’de devlet bursu ile Paris’te ”Ecole Nationale Superieur des Beaux Arts” da fresk uzmanlık eğitimi alır. Resim çalışmalarını Fernand Léger Atölyesi’nde sürdürür.
1963 yılında Fransız Hükûmeti’nin sanat bursuyla tekrar Paris’e gider. Vitray ve Gobelin resimsel halı tekniklerinde çalışmalar yapar. Döndüğünde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne öğretim görevlisi olarak atanır. Aynı yıl doçent, 1970 yılında ise profesör olur. 2002’de aramızdan ayrılır.
Neşet Günal’ın Türk resim sanatına armağanlarından biri de öğrencisi olan 1985-1987 yılları arasında Londra’da yaptığı “Eşitlik, Sevgi, Barış” adlı mozaik resminin, binanın yıkılmasına karar verilmesinin ardından eseri “British Heritage/İngiliz Mirası” olarak kabul edilen ve yıkılmayan Gülsün Erbil’dir. Erbil, eseri “tarihi miras” olarak İngiltere’de tarihe geçen ilk Türk sanatçısıdır.
Salı akşamı Sevgili Ayfer Demircioğlu’nun 22. Ekim Geçidi organizasyonunda bu harika kadını tanıma fırsatı yakaladım. Onun gecenin açılışında hocası Neşet Günal’a atıfta bulunarak anlattığı hocasının anekdotunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Neşet Günal, Gülsün Erbil’e şöyle der:
“Dört şeye dikkat edeceksin. Elin önde olursa işçi olursun. Gözün önde olursa fotoğrafçı olursun. Beynin önde olursa felsefeci olursun. Hepsini birden uygun biçimde harmanlanmalısın.”
22. EKİM GEÇİDİ SERGİSİ
Ekim Geçidi disiplinler arası resim sergisi 2002 yılında Gülsün Erbil’in bir projesi olarak İstanbul’da başlatıldı. Sonra çeşitli illere yayıldı. Bursa bu konuda başından beri projenin bir parçası oldu ve Erbil hocanın deyimiyle diğer illere model oldu. Kentimizde bu sergiyi yıllardır ressam Ayfer Demircioğlu organize ediyor. Bu yılki sergi de öyle oldu. Tasarım ve uygulama konusunda da Sedat Kumova destek verdi.
Erbil Hoca, Ekim Geçidi sergileri için kısaca şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Çağcıl sanat, cumhuriyetimizin kazanımlarından birisidir. Sanatçıların yaratma özgürlüklerinin, dünyadaki uygarlık düzeyini yakalayabilme çabalarının Atatürk’ün Cumhuriyeti sayesinde olduğunu hatırlatmak istiyorum. Cumhuriyete kadar geçen zaman diliminde, doğu ve batıyı taklitten öteye gidilemediği için cahil kalınmıştır. Sanat ve sanatçılar kültürün can damarıdır. Dünya kültüründe yaratma yöntemlerini esas alan toplumlar ilerlemekte, diğerleri ise geri gitmektedirler.
Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve sanata saygı ve sevginin sonsuza dek süreceğini serginin daha çok sanatseverlerle buluşacağını, Anadolu’daki bütün illerimizde gerçekleşme olanağına kavuşacağını ve Türkiye’nin bütün dünyada saygınlık kazanmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
Salı akşamı Bursa Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde 22. Ekim Geçidi Sergisi açıldı. Sergi açılışına projenin mimarı ülkemizin değeri Gülsün Erbil hoca da katıldı. Açılışta güzel bir konuşma yaptı.
EKİM GEÇİDİ 2023 BURSA
Cumhuriyetimizin 100. yılında 22. Ekim Geçidi Sergisi’nde şu değerli sanatçılarımızın eserleri yer aldı: (Alfabetik sıralamayla)
“Adem Genç, Adviye Bal, Akife Dekeli, Ayfer Demircioğlu, Bahri Genç, Banu Grote, Barış Gençler, Birgül Özçelikçi Taşören, Burçak Yazıcı, Cem Safa Adıgüzel, Cengiz Uğur, Eda Yıldız, Emel Uzuner, Evrim Sirmalı, Ezgi Tokdil, Faik Agayev, Fatih Balcı, Fehim Huskovic, Ferhunde Öner, Gülser Aktan, Gülsün Erbil, Hakan Arıkan, Halide Okumuş, Halim Çeliker, Hayrettin Kağnıcı, Kemal Topçu, Mehmet Ali Büyükparmaksız, Mehmet Emin Kayserili, Memduha Satır Kayserili, Memik Kibarkaya, Metin Benek, Murat Pazarcık, Nazan Özcan, Nazif Gür, Nevhiz Tanyeli, Nevin Güven, Neziha Çomak, Nilgün Şener, Nilüfer Çile, Onur Ayangil, Ömür Göktepeliler, Rasim Soylu, Sabahattin Şen, Sait Adalı, Sedat Kumova, Sibel Okumuş Toros, Şaban Okan, Şebnem Altuntaş, Şükran Ulucan Aydın, Tolga Şenol, Zerrin Kehyenumi, Zeynep Torun.”
Sergi 27 Ekim’e kadar açık.
SON SÖZ
22. Ekim Geçidi’ni başarı ile gerçekleştiren Sevgili Ayfer Demircioğlu ve Sevgili Sedat Kumova’ya, oraya eserleri ile katılan sanatçılara ve emeği geçen herkes ile Ekim Geçidi Projesinin sahibi Gülsün Erbil’e çok teşekkür ediyorum.
Gülsün Hocam sizi tanımak ayrıcalıktı. İyi ki varsınız…
Atam demişti ki:
“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”