Hava Durumu

Faruk Çelik, makam ve güç

Yazının Giriş Tarihi: 12.10.2021 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2021 08:00

Yaşam seçimlerle ilerler. Özünde kader denilen şey, Allah'ın verdiği akıl ile yapılan seçimlerin sonucunda yazılır. İnsanoğlunun bir kötü alışkanlığı hayatı boyunca sahip olmadığı ve hayalini kurmadığı bir şeye sahip olduğunda onun sonsuza kadar kendisinin olacağı düşüncesidir. Bu sapkınlığı insanı değiştirir. Sahip olduğu koltuk, para veya benzeri bir şey ile bulundukları noktadaki güç insan kişiliğini deforme etmeye uygundur. Kuşkusuz bu herkes için geçerli değildir.

Akıllı insanların yüzlerce uygarlığa ev sahipliği yapmış, uygarlığın beşiği kadim Anadolu topraklarındaki dileği "Kaldırabilecekleri kadar bir yüke sahip olmaktır".

Yıllar önce yaşadığım bir deneyim, insanların genelde entelektüel birikime, deneyime değil de sahip olduğunuz pozisyon için size selam verdiği, sizin yanınızdaymış gibi göründüğü, size övgüler yağdırdığıydı. Üniversiteye başladığımda çok kısa bir süre gazeteciliğe ara vermiştim. Gördüm ki o süreç öncesi çok yakınımda olan insanların çoğunun selam bile vermemeye başladığına tanık oldum. Bu yaşantımdaki önemli derslerden biri oldu.

Özünde hepimizin bildiği gibi ayakta durduğunuz sürece yanınızda insanlar var. Yere düştüğünüzde ise hiç beklemediğiniz insanların tekmeleyeceğine tanık olursunuz.

FARUK ÇELİK OLAYI

Bunları neden yazdığıma gelince. Kültür AŞ'nin eski genel müdürü, Bilim ve Teknoloji Merkezi'nin kurucu müdürü Rıfat Bakan bildiğiniz gibi uzunca bir süredir yerel yönetimlerden uzak. Kendisi sahip olduğu hukuk bürosunda hizmet veriyor. Cumartesi günü Rıfat Bakan ve Mustafa Çetin' in ortağı olduğu Uludağ Hukuk bürosu Yeni Yalova üzerindeki yeni yerine taşıdı. Bu arada Rıfat Bakan ve ortağına yeni işyerinin hayırlı olmasını bu satırlardan diliyorum. Ogün yapılan açılışta Faruk Çelik bir konuşma yapmış. Bu olay bana birkaç hafta öncesini anımsattı.

51. AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Kurulu, 25 Eylül'de düzenlemişti. Ve bu toplantıda Faruk Çelik dışında herkes bir konuşma yapmıştı. Bu konu basında gündem olmuş ve Faruk Çelik'te bu konuda Ahmet Emin Yılmaz'a şöyle konuşmuştu:

"Bursa'da çözülmesi gereken sorunlar var. Bunlar için kafa yormak gerekirken meselenin 'ben merkezli' siyasete dönüştürülmesi üzüntü verici.

Ben AK Partiliyim. Urfa'ya gittikten sonra bile bazı politikacılar benim üzerimden bir çok spekülasyonlar ürettiler. Ama bir çoğuna hiçbir şey yokmuş gibi, her şey iyi gidiyormuş gibi davrandım. Kimseye malzeme vermedim.

Birçok yanlışlık, haksızlık, art niyetli davranış, hatta iftirayla karşı karşıya kalsak da olaylara hep partinin sahibi olarak baktık. Hani bir kıssa var ya, 'Her ne kadar çocuğun anası değilim diyorsam da, çocuk benim çocuk' anlayışı hâkim olmalı. Biz böyle baktık, fakat birilerinin olumsuz tavrı devam etti."

SON SÖZ

Evet, yaşamın iniş ve çıkışları vardır. Dönemin sizin döneminiz olup veya olmadığı vardır. Güvenildiğiniz veya güvenilmediğiniz dönemler de vardır.

İşte bu iniş çıkışlar, döneminiz olup, olmadığı ve de güvenilip, güvenilmediğiniz koşullarda siz saygınlığınızı sürdürülebiliyorsanız, erke sahip olduğunuz dönem ve koşullar kişiliğinizi çok deforme etmemiş demektir. Burada duruş ve omurga diye tanımladığımız mecazını yaptığımız konulardan söz ediyorum. Kuşkusuz siyasetin kendi içinde bu çok zordur. İşte o zorlukları aşan ve o olgunluğa sahip olan insanlar kamil insana oluşacak yolcuğa çoktan başlamış insanlardır.

*****

Gelelim Faruk Çelik konusuna. Faruk Çelik, konuşturulmadığı toplantıda o salonda gerek izleyici, gerek partili, gerek yerel ve ulusal bazda parti yöneticisi olan herkesten daha eski AK Partili, onun ötesinde de oradaki herkesten daha fazla o dünya görüşünün içinden gelmektedir. Bir bakarsınız bir gece ansızın sabaha karşı bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 2 bakanlık kurulabilir ve bir anda Faruk Çelik o bakan koltuklarından birine oturabilir.

Kuşkusuz bu deneyim Faruk Çelik'e kendini de sorgulatmıştır. Herhalde "Ben erk sahibi iken böyle bir şey yaptım mı?" diye kendine de sormuştur.

Evet, kendi içinde vefayı özümseyememiş bir siyasi yapının, seçmeninden vefa beklemesi haksızlık olmaz mı?

Bu sadece AK Parti için değil, tüm siyasi partiler için yapılmış bir değerlendirmedir. Çünkü siyaset bir değirmen gibi spontane olarak ihtiyacı olanı alıp, öğütüp dışlar. Bunu en iyi siyasiler bilir ve buna her zaman hazırdırlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.