Yazıya İmalat-hane’de “Öğleden Sonra” adlı sergisini açan Antonio Cosenttino’nun kurucusu olduğu ülkemiz çağdaş sanatlar alanının önemli kırılma noktalarından birini oluşturan Hafriyat Grubu’nu anlatarak başlamak istiyorum.
Hafriyat grubu Antonio Cosenttino, Hakan Gürsoytrak ve Mustafa Pancar tarafından 1996 yılında kuruldu. Sonradan Murat Akagündüz, Hafriyat'ın kuruluşuna öncülük etti. Gruba bu 4 sanatçıdan başka çeşitli sergilerinde Charlie, Extramücadele (Memed Erdener), Tina Fisher, Tan Cemal Genç, Banu Birecikligil, Caner Karavit, Bursalı ressam İrfan Önürmen, Eyüp Öz, Nancy Atakan, İnci Furni, Yavuz Tanyeli, Fulya Çetin, Ceren Oykut, Nazım Dikbaş, Nalan Yırtmaç, Neriman Polat, 2/5 BZ (Serhat Köksal) ve Murat Ertel gibi sanatçılar katıldı.

Yalan Dünya sergisinin tanıtım yazısı Hafriyat grubunun manifestosu gibidir:
“Göçlerle birlikte gelen hareketliliğin melezleştirdiği kent kültürü, ‘arada’ bir oluşum yarattı. Çoğu hafriyat sanatçısı, kentin bu ayrıksı geometrisinden esinlenen işler üzerinde çalıştı; akademik kuramcıların ürettiği, şık ya da steril buldukları örneklere mesafeli durdu ve başka bir gerçekliğe baktı.”

Hafriyat için grubun kurucularından Hakan Gürsoytrak şunları söylüyordu:
“Aynı dertten muzdarip ressamların, heykeltıraşların bir araya geldiği özerk, sivil bir toplum hareketidir. Bu grup olmadık yerlerde sergi açar, katalog yapar, söyleşi düzenler. Sanatçıları davet eder, onların katkılarıyla da şenlenir. Hafriyat sokağa ve hayata bakarak klişe resim konularının dışına çıkmayı başardı. Otosansüre dur dedi. Sanat piyasasında birilerine yanaşmadan sergi açılamayacağı tabusunu yıktı ve sanatçıların bir araya gelerek ortak fikirlerle neler yapabileceğini gösterdi. Konulu ya da kavramlı sergiler modasını başlattı. Hafriyat olarak ortak noktamız kent ressamlığıdır. Kente dair imgeler, bireysel olarak tecrübe ettiğimiz anlar ve anılardır. Bunlar sayesinde seyircinin ve toplumun belleği ile iletişim kurabilmekteyiz. Sanat tarafından aşağılandığı ya da yanlış bulunduğu için bakılmayan ve görüş alanının dışında tutulan konulara, mekanlara ve izlere çevirdik bakışımızı. Buluş değil keşif peşindeyiz. Tıpkı kalabalıkların içinde dolaşan ‘aylak’ gibi, kayıp oyuncakları ganimetlerimizmiş gibi sokaklardan toplayarak ortaya çıkardığımız sergiler açıyoruz.”
Bu oluşum 2011 yılında dağıldı.
Size oluşumun öncüsü Antonio Cosenttino’dan söz etmek istiyorum. Sanatçı 1970 yılında İstanbul’da doğdu. 1994’te Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Sanatçının çalışmalarında günlük hayatın içinden, kişisel hafızasının derinliklerinden ya da yaşadığı şehrin görsel kültüründen sızarak gelen sayısız imge yer alır. Cosentino kendi işlerinin de yer aldığı Aileye Mahsustur (Karşı Sanat Çalışmaları, İstanbul, Türkiye, 2002), Yurttan Sesler (Karşı Sanat Çalışmaları, 2001) ve Yerli Malı (Elhamra Sanat Galerisi, İstanbul, Türkiye, 1999) sergilerinin küratörlüğünü üstlendi.
SANATÇININ SERGİLERİ
Sanatçının son sergileri arasında: Summer was a Beautiful Day (Zilberman Gallery, Berlin, Almanya, 2018), Mektep Meydan Galatasaray (küratör: Çelenk Bafra, Pera Müzesi, İstanbul, Türkiye, 2018), HOME IS WHERE THE (HE)ART IS (Galerie Paris- Beijing, Paris, Fransa, 2018), LİMAN (İstanbul Modern, İstanbul, Türkiye, 2017); cigara viski kolileri denizlerde, ferâre sevgilim (Zilberman Gallery, İstanbul, Türkiye, 2016); Istanbul, Passion, Joy, Fury (küratörler: Hou Hanru, Ceren Erdem, Elena Motisi and Donatella Saroli, MAXXI National 21st Century Arts Museum, Roma, İtalya, 2015); Anne Ben Beton Dökmeye Gidiyorum (Extramücadele ile, Studio-X, İstanbul, Türkiye, 2015), Marmara’dan Kaçış: Stelyanos Hrisopulos Gemisi (Salt Ulus, Ankara, Türkiye, 2015), Marmara’dan Kaçanlar (Bergsen & Bergsen, İstanbul, Türkiye, 2013) ve Teneke Şehir (Külah, İstanbul, Türkiye, 2013) bulunur.

Hafriyat Grubu’yla birlikte Spare Time, Great Work (Platform 3, Münih, Almaya, 2011) ve Tactics of Invisibility (Thyssen-Bornemisza Art Contemporary, Viyana, Avusturya; Tanas, Berlin, Almanya; ARTER, İstanbul, Türkiye, 2010-2011) sergilerinde yer alan sanatçı yurtiçi ve yurtdışında birçok sergiye katıldı.
SANATÇI SERGİ İÇİN NE DİYOR?
Sanatçı Antonio Cosentino’nun “cigara viski kolileri denizlerde, ferâre sevgilim” (2016), “Yaz Güzel Bir Gündü” (2018) ve “JPEG Takımadaları” (2020) adlı üçleme diyebileceğimiz kişisel sergilerinin ardından “Öğleden Sonra” ile yeni bir konseptle karşımıza çıkıyor. Adeta üçlemeyi dörtlemeye taşıyor.

Antonio Cosenttino, “Öğleden Sonra” sergisi için yazdığı bu metinde kısaca şöyle diyor:
“Önemli bulduğum hafıza parçacıklarını, temaları, iç içe geçtiğim nesneleri, kişileri, üsluplar arası, anti sistematik bir sezi ile bir arada tutmaya çalışıyorum. İşlerle aramda kurup tasarlamış olduğum ve anlamına inandığım duyusal bir bağ olmalı. Bazen melodram denebilecek sahneler, alegoriler, odaklandığım nesneler, durumlar üzerine bir sezi ile yaklaşırım, ne tür anlamların oluştuğunu iş meydana geldikten sonra düşünürüm. Öngörülemezlik, belirsizlik temel çıkış noktam. Sergi oluşurken bir lahzada oluşan durumlar arzu ettiğim düzeneğe iyi geliyorlar, daha doğrusu tek ve büyük hayalim öngöremediğim durumların ışıması, izleyici her zaman ışıyan durumu dikkatlice fark ediyor. Işıyan yapıt kendi hikâyesini ve gerçekliğini oluşturuyor.”
SON SÖZ
Enstalasyon, heykel, video, fotoğraf ve tuval serileri gibi farklı mecralarla sanat çalışmalarını sürdüren Antonio Cosenttino’nun yeni üretimlerinden oluşan “Öğleden Sonra” adlı sergisi, 25 Mayıs’ta İMALAT-HANE’de açıldı. Sergi 24 Ağustos’a kadar açık kalacak. Çağdaş Sanatlara meraklı herkesi sergiye davet ediyorum.
Evet, Bursa’yı çağdaş sanatlarla buluşturan İmalat-Hane kurucusu ve sahibi Bora Gürarda’ya ve çağdaş sanatlara destek verenlere teşekkür ediyorum.