İlknur Kalıpçı, Atatürk, eğitim ve ÇEK

İlknur Kalıpçı, Bursa'nın yakından tanıdığı bir isim. Tüm yaşamını Atatürk üzerine yaptığı çalışmalara adayan İlknur Kalıpçı'yı uzun yıllar önce tanıdım. Yaklaşık 20 yıl önceydi, onu ilk kez BUSİAD'da yaptığı bir sunumda gördüm. Süreç içinde araştırmalarını derinleştirdi. Sunumları çok etkili bir hale geldi. Bu arada kent ve ülke belleğine 'Atatürk ve Türk Kadını', 'Atatürk ve Eğitim', 'Atatürk ve Politika', 'Atatürk Basın ve Bursa' isimli kitaplar kazandırdı.

İlknur Kalıpçı, 1974 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Felsefe Tarihi Bölümü'nü bitirdi. Bir süre aynı bölümde asistanlık yaptı. Daha sonraki meslek hayatında lisede felsefe öğretmenliği yaptı. Kalıpçı, 1985 yılında Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği Atatürkçülük eğitimini tamamladı. 1996 yılında T.C Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Başkanlığı Haberleşme Üyeliği'ne seçildi. 17 senedir yaptığı araştırmaları, yurt içi ve yurt dışı pek çok merkezde kendi oluşturduğu sunum modeli ile konferanslar halinde sundu. Kalıpçı'nın almış olduğu çok sayıda ödül bulunuyor.

Geçenlerde İlknur hanım, ÇEK'in Sosyal Bilgiler bölümünün daveti üzerine 3 Mart Eğitim Kampüsü'ne gider. İki konferans verir. Kendisine her konuşmacıya verilen okul aile birliğinin konuşmacı adına düzenlediği ÇEK Kır Çiçekleri'ne yapılan bağışın teşekkür belgesini verilir.

Bu İlknur Kalıpçı'nın ilgisini çeker ve eğitim kurumlarını, Yaşam Becerileri Atölyesi'ni gezmek ve ÇEK'i ve projelerini daha yakından tanımak ister. Okul müdürü Ayla Okumuş ve Yeşim Çağatay öğretmenle beraber gezer. Ardından da her okulda verdiği konferanslar sonrası yaptığı gibi bir paylaşım yapar. Bu sosyal medya paylaşımındaki İlknur Kalıpçı'nın paylaşımları adeta bir ders ve ÇEK'in uyguladığı eğitim modelinin bir analizi niteliğindedir.

KALIPÇI NELER PAYLAŞTI?

Kalıpçı, yaptığı paylaşımında ÇEK Eğitim Modeli ve sosyal sorumluluk projelerinin Atatürk'ün çağdaş eğitim noktasındaki söylemlerinin hayata geçirilmiş olmasının somut bir örneği olduğunu vurgulayarak karamsarlık perdesini yırtarak içimi ferahlattınız, der.

İlknur Kalıpçı konu ile ilgili şu örnekler üzerinden hareket eder:

"Atatürk'ün eğitim sistemi olan 'misak-ı maarif' sisteminde yazdığı pek çok

farklı ve farkındalıklı önerinin ÇEK 3 Mart okullarında uygulamaya konmuş

olduğunu yerinde görme imkanı sağlayan yüz yüze eğitimin ne kadar değerli

olduğunu anlamamın heyecanı içindeyim.. ...

ÇEK 3 Mart okulunda yetişmekte olan ve geleceğimizi temsil edecek

öğrencilerin Atatürk'ün 'Yol göstericiniz daima iyi, güzel ve doğru olsun, iyi ve

güzelsiz doğru olmaz. Her yerde her zaman iyi, güzel ve doğru her yerde

birlikte...' sözünü hayata geçirerek ,besleyerek, genişleterek yaptıkları özel ve

özgün projelerine hayran olmamak imkansız.

Atatürk'ün 'Okul ile hayat arasındaki Çin seddini ortadan kaldıracak bir eğitim modelini tercih edeceğiz' sözünü yol gösterici, olarak kabul ederek, onları aynı zamanda hayata hazırlamayı amaç edinen bir proje.

Burası Atatürk'ün dediği gibi 'Bilgi toplumu olurken duygu toplumu olmayı unutmayarak, aklı eğitirken ruhu da zenginleştirmeyi ihmal etmemek gerektiği' anlayışını hayata geçirmiş bir okulumuz.

Atatürk'ün 'Her çocuk doğada ekmeli, biçmeli, şarkılar söylemeli , yani önce

kendini, sonra hayatı sevmeli ki ülkesini, toprağını, dünyayı sevebilsin , eğlenebilsin ki elindeki bilgiyle barışa katkı da bulunabilsin . Bunun en iyi uygulama alanı ise doğanın kendisidir' sözünden hareketle bu okulda oluşturulan Perma kültür, doğal tarım ve sıfır atık projesi çocukların doğayı, toprağı tanıması ve yediğimiz ürünleri doğal yoldan nasıl elde edeceğini öğrenmesi, sıfır atıkla doğal tarımı öğrenmeleri adına oluşturulan bir proje.

Atatürk'ün köy eğitmenleri projesinde , 'Gelen her öğrenciye iki fidan verilmesini ve eğitimi boyunca diktiği bu fidanlarının gelişimini diplomasına not olarak yansıtılması isteğine' nefes vererek, her öğrencinin ilkokuldan ortaokula oradan liseye geçişlerinde ve liseden mezun olurken de üniversiteye geçiş şartı olarak 10 ağaç dikme zorunluluğu getiren bir sözleşmeye imza atmaları. 2019-2020 de bu sayede 2500 ağacın dikilmesi sağlanmış."

SON SÖZ

İlknur Kalıpçı, "ÇEK'in Kır Çiçekleri", "ÇEK-İ-MECE" ve "Sihirli ÇEK-İ-MECE" projeleri ile ilgili olumlu düşüncelerini de paylaştıktan sonra özetle paylaşımını şöyle bitirir:

"İşte pratik, işe yarar, uygulamalı, üretime dönük, tam anlamı ile bir 'misak-ı maarif' ruhu...Atatür'kün 'çocuklarımızın doğruya, iyiye ve güzel olan şeylere sevgi ve ilgilerinin uyandırılmasına çalışılmalıdır' sözü ile özdeşleşen bir okul... Karamsarlık perdesini yırtarak içimi ferahlattınız... Sevgilerim ve teşekkürlerimle..."

Evet, İlknur Kalıpçı'yı yazdığı kitaplar, bugüne kadar yaptığı araştırmalar ve verdiği konferanslar için kutlarken, ÇEK'i ve hayata geçirdiği çağdaş eğitim modelini de kutluyorum.