İsmail, neden Korubaşı'nda doğdun?

Bursaspor antrenör arayışında. Kim bilir belki bu yazının, bu köşede çıktığı gün yeni antrenörünü de bulmuş olacak. Bursa'nın önemli bir markası olan, beş büyükler arasına girmeyi başaran Bursasporumuz zor günler geçiriyor. Bu zor günlerdeki ortaya çıkan krizi de yönetmek kolay iş değil. Deneyim, birikim, bilgi ve öngörü gerektiriyor. Öncelikle herkese kolay gelsin, diyorum.
......
Önce bir soru "İnsanlar neden spor kulüplerine yönetici olur?"
Sonra birkaç yanıt:
"Tanınmak popüler olmak için. Kentin güç odakları ile ilişki kurmak için. Siyasete adım atmak için. İşlerini yürütmek için. Gerçekten bir sporsever olup, sevdiği kulübe katma değer yaratmak için. vd'leri"

Genelde katma değer yaratmak için yola çıkan insan sayısı çok sınırlıdır. Böyle yöneticilere sahip olan takım şanslı takımdır.
Spor yöneticiliği zor iştir. Çünkü, bu ülkede herkesin bildiği 3 şey vardır. Bunlar "Siyaset, ekonomi ve futbol..." Toplumumuz "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan" bir toplumdur.
.......
Dünya değişmiştir. Artık, kazanılan bir maçtan verilecek bir akşam yemeğine kimse top oynamamaktadır. Spor otomotiv sektöründen bile daha büyük bir ekonomi yaratmıştır. Şu anda dünyanın en büyük sektörel ekonomisi spor ekonomisidir.
Böyle bir ortam profesyonellik ister. Bu sadece profesyonel bakış değil, doğru profesyonelleri bir araya getirme becerisidir.
Bir tepe yönetici her şeyi bilemez. Kuşkusuz her şeyi bildiğini sanan çok sayıda yönetici vardır. Ama bir yöneticinin sahip olması gereken en önemli özellik "Kime hangi soruyu soracağını ve kimden ne isteyeceğini" bilmesidir. Bunu başarabilen, doğru soruları doğru insanlara sorabilen; doğru insanlardan, doğru taleplerde bulunabilen yönetici başarılı olur. Bu her alan için geçerlidir.

İSMAİL ERTEKİN'İN KISMETSİZLİĞİ

İsmail Ertekin, Bursalı bir spor adamı. Şu anda Bursalı spor adamları içinde onun kariyerine ve deneyimine, aynı zamanda başarısına sahip kimse yok. Kendisini yıllardır takip ederim. Bir kez bile karşı karşıya gelmemişimdir. Ama spor kamuoyundan ve teknik direktör camiasından onun özelinde olumsuz bir şey duymadım.
Yıllarca Bursaspor'da ve Bursa takımlarında, ayrıca diğer takımlarda futbol oynadı. Sportif direktörlük, antrenör yardımcılığı ve teknik direktörlük yaptı. Tüm bunların ötesinde aç ve açıkta değil. Varlıklı bir aileden geliyor. Hiçbir iş yapmasa da yaşamını sürdürebilecek bir konumda.
İbrahim Üzülmez'in ardından Bursa spor kamuoyu ısrarla İsmail Ertekin'i gündeme getirdi. Gerek gazete köşelerinde, gerek web medyasında, gerekse sosyal medyada onun adı yoğun biçimde geçti.
Ama ben İsmail'in Bursaspor'un başına getirilmeyeceğine emindim. Neden mi?

Bursa insanı kendi içinden çıkan markayı, kendi içinden çıkan sanatçıyı, kendi içinden çıkan spor insanını velhasıl kendi içinden çıkarttığı değerleri sahiplenmiyor. Bursamız'ın böyle bir ruh hali var. Hep başarılı insanların, başarılarını daha küçük göstermek için mazeretler üretip, "Ben onun eski halini de bilirim" deriz.
Eğer İsmail Ertekin kariyerine sahip bir kişi Bursa değil, İstanbul'da doğmuş olsaydı, şimdi takımın başındaydı.
SONSÖZ
Sonsözüm kısa. Buradan İsmail Ertekin'e sesleniyorum:
"İsmail, neden Korubaşı'nda (eskiden Çalı, şimdilerde Kayapa'ya bağlı) doğdun?
Ne demiş eskiler:
"İnsanı doğduğu köyde peygamber yapmazlar."