Hava Durumu

Kapanma/karartma ve sessizlik

Yazının Giriş Tarihi: 18.05.2021 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.05.2021 07:58

İçinde yaşadığımız günlerde, bir taraftan pandemi, bir taraftan adı tam kapanma olan ve bir türlü tam kapanamadığımız durum.

Her tarafta bir sessizlik var. Bir durgunluk var. Her gün birbirlerine hakaretler yağdıran siyaset arenamızda(burada kullandığımız kavram bile vahşeti çağrıştırıyor) bir sessizlik var.

Bunlar bana 1970'li yılları anımsattı. Kimi tarihlerde sokağa çıkma yasakları vardı. O dönemki adıyla örfi idare. Kimi zamanlarda da Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle evlerde yaptığımız tam karartmalar vardı. Siren sesi ile başlar ve siren sesi ile biterdi.

İyi ki şimdilerde tam karartma yapmıyoruz. Yoksa onun da tam karartmadan muaf olanlar diye uzun listesi olurdu.

Bunları düşününce bakın aklıma neler geldi.

SESSİZLİĞİN SESİ

Simon and Garfunkel/ Paul Simon ve Arthur "Art" Garfunkel ikilisinden oluşan 1960'ların popüler Amerikan müzik grubuydu. İlkokuldan beri tanışan ikili ilk olarak Alis Harikalar Diyarında isimli okul oyununda aynı sahneyi paylaştılar. Bu oyunda Simon Beyaz Tavşan, Garfunkel ise Sırıtan Kedi karakterlerini canlandırdı. Simon and Garfunkel,'un unutulmaz eserlerinden biri de Sounds of silence/Sessizliğin sesi'dir.

Bu şarkı bir dönemlerin unutulmazıdır. "Merhaba karanlık, benim eski dostum" diye başlar. Şarkının ortalarına doğru dizeleri şöyleydi:

"Konuşmadan konuşan insanlar/Dinlemeden duyan insanlar/Seslerin asla paylaşmadığı şarkılar yazan insanlar/Kimse cesaret edemedi/Sessizliğin sesini boz."

Ve de bu şarkı "Ve sessizliğin sesleriyle fısıldadı " diye de biter.

SESSİZLİK SARMALI

"Suskunluk/sessizlik sarmalı", Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann tarafından geliştirilen bir siyaset bilimi ve kitle iletişimi teorisidir.

Burada bir kişinin/grubun savunduğu fikir, mensubu olduğu toplumun (okulda sınıf, fabrikada soyunma odası, orduda yemekhane, belediye otobüsü, akraba ziyareti, hastane koridoru vs.) 'genel-geçer' kabul ettiği görüşlere uygun değilse, bu kişi toplumdan dışlanma korkusu nedeniyle konuşurken kendini kısıtlar veya fikrini söylemekten vazgeçer. Aynı kişi fikrinin (veya kendi fikrine yakın görüşlerin) toplum nezdinde yaygınlaşmaya başladığını sezerse, bu kez fikrini yüksek sesle söylemeye başlar.

SON SÖZ

Toplumlar zorunlu koşullar nedeniyle özgürlüklerinden fedakarlık yapmaya başladığında, örneğin bizim nerede ise bir yılı aşkın bir süredir yaptığımız gibi ve de dünyanın yaptığı gibi. Öncelikle kendileri ile hesaplaşmaya başlarlar. Kendilerini sorgulamaya başlarlar.

Günümüzde dışarı ile irtibatları televizyon, radyo ve sosyal medya gibi araçlarla olduğu için bunları daha çok izlemeye başlar. Boşluktan dünya görüleri dışındaki, yayınları da izlerler.

Bunların hepsi toplumda soru işaretleri uyandırır. Çelişkileri belirginleşir. Bir sosyolog değilim ama böyle ortamların, hem bireysel, hem de toplumsal olarak bir arınma ortamı yarattığına inanıyorum.

Bu topluma yayılmış olan suni veya istemsiz olarak yaratılan arınma duygusu ve benzeri duygular bir birikime(sumasyona) yol açar.

Bunun sonunda insanlar kendileri için radikal kararlar alırlar. Hani şu her yılbaşında almaya çalıştığımız radikal kararlar gibi "Bu yıl spora başlayacağım. Bu yıl sigarayı bırakıyorum. Bu yıl alkolü bırakıyorum. Bu yıl az konuşup daha çok dinleyeceğim. Bu yıl tutumlu olacağım." .

Bakalım dünyamız ve ülkemiz için bu bir yılı aşan kapanma neler getirecek?

Dileğimiz tüm insanlık ve ülkemiz için hayırlara vesile olması.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.