Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nice 96. yıllara

Yazının Giriş Tarihi: 29.10.2019 09:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.10.2019 09:13

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Mudanya yoluyla Bursa'ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi tarafından etrafı sarılmıştı. Bir kadının, elinde bir kâğıtla Gazi'ye yaklaştığı görüldü. Zayıf bir kadındı. Gazi'nin yolunu keserek, titrek bir sesle:"Beni tanıdın mı oğul? Ben sizin Selanik'ten komşunuzdum. Bir oğlum var; Devlet Demir Yollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz, fakat müdür dinlemedi. Oğlumu işe almamış. Ne olur bir kere de siz söyleyiniz."
Gazi'nin çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı. Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle:
"Oğlunu almadılar mı? Ben talimat verdiğim halde mi almadılar?
Ne kadar iyi olmuş. Çok iyi yapmışlar. İşte cumhuriyet böyle anlaşılacak."
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Gazi kendinden geçercesine dolu bir sesle:
"İşte cumhuriyetten beklediğim sonuç." (Hulusi Köymen'den alıntı)


..... .....
Mazhar Müfit Kansu'nun anlattığı bir hikaye, Atatürk'ün vizyonunu ve Cumhuriyetin ilanı öncesi günleri çok iyi anlatmakta. Erzurum Kongresi yapıldığı dönemlerde geçen bir konuşma:
"Mazhar not defterin yanında mı?"
"Hayır paşam."
"Zahmet olacak ama bir merdiveni inip çıkacaksın. Al gel."
Mazhar Müfit Kansu'nun aşağıya gidip elinde not defteriyle geldiğini görünce, sigarasından bir iki nefes çektikten sonra:
"Ama bu defterin, bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir sen, bir de Kalem Mahsus Müdürü Süreyya bileceksiniz, şartım bu." Paşa'nın şartı kabul edildi. Atatürk "Öyleyse tarih koy" dedi. Tarih konuldu. 28 Temmuz, 1919 Sabaha karşı.
"Pekâlâ, yaz. Zaferden sonra Hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır. Bu bir. İki Padişah ve Haneden hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır. Üç fes kalkacak, uygar milletler gibi şapka giyilecektir."
Bu anda kalem Kansu'nun elinden düşüverdi. Mustafa Kemal'in yüzüne baktı. O da onun yüzüne bakıyordu. Kansu, Gazi Paşa ile zaman zaman senli benli konuşurdu.
Atatürk , "Neden duraksadın?" deyince Kansu "Darılma ama paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var" diye cevapladı.
Atatürk güldü ve şöyle dedi:
"Bunu zaman gösterir, sen yaz. Dört Latin harflerini kabul etmek."
"Paşam yeter, yeter..." dedi Mazhar Bey. Biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insanın davranışı ile "Cumhuriyet ilanını başarmış olalım da üst tarafı yeter" dedi.
Kansu o anı şu cümlelerle anlatır:
"Defterimi kapattım. "Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşça kalın" dedim. Yanından ayrıldım. Gerçekten gün ağarmıştı. O anda olayların beni nasıl aldattığını ve Mustafa Kemal'i doğruladığını ve Mustafa Kemal'in beni nasıl bir cümle ile yıllar sonra susturduğunu tarih önünde açıklamalıyım.
Şapka devrimini açıklamış olarak Kastamonu'ndan dönüyordu. Ankara'ya geldiği zaman da otomobille eski meclis binası önünden geçiyordu. Ben de kapı önünde bulunuyordum. Beni yanına çağırdı ve şöyle dedi:
"Azizim Mazhar Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?"
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.