Hava Durumu

Nurullah Candan ve Candan Can'lara

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2021 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2021 08:00

Uzun zamandır içinde olduğum spor camiasında iki Nurullah tanıdım. İlki gazeteciliğimin ilk yıllarında tanıdığım Türkiye çekiç atma rekortmeni ve o dönem Tofaş SAS Spor Kulübü'nün atleti ve de Cumhuriyet Lisesi'nin beden eğitimi öğretmeni olan Nurullah İvak'tı. O yüreği insan sevgisi dolu insan Nurullah Ağabeyi çok erken kaybettik. Her karşılaştığımızda bana "Ciğerini yediğim kardeşim nasılsın?" diye sorardı.

Diğeri de eşimin de hocası olan ve spor bilim dünyasının içinde tanıdığım, yıllarca Dekatlondaki rekoru kırılamayan Nurullah Candan'dı. Bu iki Nurullah yıllarca birlikte başarı ile ayyıldızlı formayı göğüslerinde taşıdılar. Birlikte yarıştılar.

Nurullah Candan ağabey, yaşam öyküsünü "Candan Can'lara: Yaşama spora tutunmak" isimli bir kitapta toplamış. Bu kitap yarın yayın evlerinde olacak. Sevgili Tanju Bağırgan'ın Spor Yayınevi'nden çıkan kitabın, spora ilgilenen insanların ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

NURULLAH CANDAN NE DİYOR?

Nurullah Candan, kitabı takdim ederken- aynen aktarıyorum, lütfen sonuna kadar okuyun- şunları söylüyor:

"Burada sergilediğim bir sporcunun, emekli bir öğretmenin anılarından öte, yaşama tutunmaya onu anlamaya çalışan, yalnız bir çocuğun öyküsüdür. Spor ile varoluşun, fiziksel, zihinsel gelişmenin ve dünyayı ve yaşamı tüm renkleri ile algılamasının öyküsüdür. Son olarak da spor yaşamı ile spor eğitimciliği yaşamının kesişip yıllarca birlikte yürütülmesinin öyküsüdür. Yaşam her bireye özel çizgiler içerse de, evrensel içerikler taşıyan bir yolculuktur.

Amacım bir bakıma benzer yolculukları yaşayan spor dostlarım, meslektaşlarım ve öğrencilerimle bu duygusal yolculukta onlarla geçirdiğim süreci paylaşmak olacaktır.

Doğarken anayı, babayı, yurdu, ocağı seçme şansımız yoktur. Bu belirsizlikle,insan farklı ortamlara savrulur. Kimi bolluk ve bereket kimi yokluk ve sefalet içinde gözlerini açar.

Yaşam bu çelişkiye gözlerini yuman ve ses çıkarmayanlar ile isyan edenlerin mücadelesi olarak sürüp gider. Spor yokluktan gelenlerin bir isyan yolu, olarak görülebilir. Belki de antik çağda, kölelerin bu kurumdan uzak tutulmasının, gladyatörlerin birbirlerine kırdırılmasının nedeni budur. Modern spor da seçkinlerin oyunu olarak kurgulanmış ancak öngörü boşa çıkmıştır. Sonuçta spor ötekilerin bir var olma alanına dönüşmüştür. Örnekleri sayılamayacak kadar çoktur.

Yaşam bilinen boyutları ile bir yarışma değil, var olma çabasıdır. Spor bu şekilde algılanırsa sadece bir yarışma değildir. Yarışma insanın doğasına uymayan bir eylemdir. Bu görüşlerim, içinden geldiğim, yarışma sporunun özüne aykırı görülebilir. Ancak bugün böyle düşünmekteyim. Anılarımı sergilerken de herhangi bir sav gütmüyorum. Aynı yolculuğu farklı çizgilerde yaşayanları, hiçbir zaman unutmuyorum. Benim yolculuğumun özel ve biricik olduğunu asla düşünmüyorum.

Önceleri çocuk aklı ile sorguladığım, sonradan gelişen bilinç ve özgür irade ile keşfedebildiğim yaşam şamatası içinde geçen uzun bir süreçten geliyorum. Bilinçle uyanışın şiddet ve zorbalıkla bastırıldığı yıllardan geçip bu günlere gelmek kolay olmadı. Şansım yaver gitti bu süreci spor yaparak geçebildim. Sporun bu bastırıcı gücü, egemenlerce, her zaman bilinerek kullanılmıştır. Bu yönde başka yorum yapmıyorum. Sporun vazgeçilmez bir kurum olarak topluma yedirildiğini artık biliyorum. Tüm bunları yaşamadan öğrenemezdim.

Sporla geçen yarım asırlık bir süreçten sonra, bu satırları kaleme almak hiç kolay olmadı. Sisler arasında yitip giden yılları görünür kılmakta çok zorlandım. Sanki yeniden yaşadım. Sonuç olarak sporla yeniden var olmak, yaşamı öğrenmek, var olmanın dayanılmaz hafifliğini ve ağırlığını yaşamak hoş bir geçmiş olarak anılarıma kazındı. Spor sayesinde edindiğim spor eğitimciliği tartışmasız işin en güzel yanı idi. Öğretmenlik bu yolculuğun en unutulmaz bölümünü oluşturdu.

Severek yaptığım bu meslekte, öğrendiklerimi paylaşırken, sevginin ne denli büyük bir güç olduğunu tekrar tekrar duyumsadım. Kuşkusuz ki bu serüvende, kimi zaman sevgiden yoksun, ironik davranışlarım olmuştur. İtiraf etmeliyim ki, bu benim kötü bir huyum ve en büyük üzüntümdür.

Son olarak bu yaşam yolculuğunda bana eşlik edenlere ve anılarımı yazmam konusunda beni cesaretlendirenlere candan teşekkür ediyorum."

SON SÖZ

Nurullah Candan büyüğümü kutluyorum. Anılarını kayıt altına almanın farkındalığını yaşadığı için. Saygılarımla.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.