Hava Durumu

Öngörü, İpbüken, Kızıl ve Korona

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2020 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.05.2020 08:00

Artık herkes kendini Korona öncesi ve sonrası milada göre konumlandırıyor. Statüsü, eğitimi ve sosyal konumu ne olursa olsun, bir arayış içinde insanlar. Aynı şekilde her boyuttaki kurum ve kuruluş da bu arayışın içinde. Bakın bunları yazarken aklıma ne geldi?

Aralık ayının başıydı. İstanbul'da Yalın Zirve'nin açılışında Yalın Enstitü'nün kurucusu Yalçın İpbüken çeşitli öngörülerde bulundu. Bu öngörüler adeta bugünü tarif ediyordu. Sizlere bu öngörülerin bazılarını aktarmak istiyorum:

"2020-2030 döneminin, büyük teknik ve teknolojik değişimlerin etkisinde ekonomik, finansal, endüstriyel, sosyal ve siyasi değişimleri, alt üstleri de beraberinde getireceği görülüyor. Müşteri ve pazar davranışları radikal bir şekilde değişiyor. Ticaret ve sanayinin ağırlık merkezi doğuya kayıyor. Dünyadaki her ülke refahtan pay almak için çaba içinde. Halen yaşamakta olduğumuz önemli çevre ve iklim olayları daha büyük sorunların adeta habercisi.

Özellikle müşterisi olanını üretmek, yapmak konusunda ülkemizin eriştiği gelişmişliğine güvenmemiz; insanımızın istekliliğini ve becerikliliğini, inandığı zaman bütün benliği ile bağlanma ve fedakârlık özelliklerini, öğrenme ve kendini geliştirme isteğini çok iyi değerlendirmeliyiz. Bu saydığımız niteliklerin önemli kısmını Avrupa ülkelerinin çoktan kaybettiklerini biliyoruz.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze adeta yoktan var olan büyük sanayicilerimizin girişimci geçmişlerini incelediğimizde, bu kişilerin sahip oldukları diplomalardan çok kişisel özelliklerinin; küçük yaştan geliştirdikleri kişisel becerileri, vizyonerlikleri, adanmışlıkları, cesaretleri, ve bitmeyen tükenmeyen çalışma ve yapma azimlerinin, öne çıktığını görüyoruz. Günümüzün önemli şirketlerini yoktan var ettiklerini biliyoruz.

Yakın çevremiz ve dünyada oluşan menfi oluşumlardan etkilenmeden ve zaman kaybetmeden doğru hedef ve yolda ilerlemek önemli. Zaman kaybının telafisi mümkün değil. İhtiyatlı iyimser olmalı, tehditleri fırsatlara çevirmeliyiz."

BİR ANI ÜZERİNE

Yıllar önce Uludağ'da Ayhan Kızıl'ın hayatını anlatan bir kitap için bir dönemler aynı apartmanda yaşayan Haluk Beceren ile söyleşiyorduk. O Ömer Kızıl ile ilgili bir anısını anlatmıştı:

"Ömer çocukluğundan beri ticarete çok yatkındı. Apartmanın önüne tezgah kurar, apartmana girip, çıkanlara birşeyler satmaya çalışırdı. Bir arada tezgahta Uludağ gazozları vardı. Bende gazoz ve madensularını kasayla alıp, balkona koyardım. Bir baktım benim gazozlar eksilmeye başladı. Sonra bir baktım Ömer gelip, gazozları balkondan alıyor ve tezgaha koyuyor. O zaman daha ilkokula yeni başlamıştı. Ömer ne yapıyorsun, o gazozlar benim dedim. O da bana 'O gazozlar senin değil, dedemin gazozlar' deyince gülmeye başladım."

İPBÜKEN'İN TARİFİ VE KIZIL

Yalçın İpbüken, ülkemizin başarılı sanayicilerinin profilini yukarıdaki satırlarda çizerken şöyle diyordu:

"Küçük yaştan geliştirdikleri kişisel becerileri, vizyonerlikleri, adanmışlıkları, cesaretleri, ve bitmeyen tükenmeyen çalışma ve yapma azimlerinin....."

Evet, İpbüken'in çizdiği profil, Beceren'in anlattıkları ortaya bu profile uygun kişilerden biri olarak Ömer Kızıl'ı çıkartıyor.

Bakın Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Kızıl önceki gün yaptığı açıklamada neler diyor:

"Güvenli içecek ve hijyen şartlarının korona salgınıyla birlikte dünyada tüketicinin ilk tercihi olacak. Şu anda Türkiye'de en fazla şekersiz ürün kategorisine sahip olan firma Uludağ İçecek. Türkiye'nin tek koruyucusuz ürünleriyle daha fazla ön plandayız.

Artık dünya ve Türkiye'de şirketlerin kendi geleceklerini korona öncesi ve sonrası olarak belirleyecekler. Burada çok aktif ve hızlı olduğumuzu düşünüyorum. Biz Uludağ İçecek olarak pancar şekeri kullanan, nişasta bazlı şeker kullanmayan tek firmayız diyebilirim. Bu sağlık olgusunun üzerine son 1 yıl önce yaptığımız yatırımla birlikte koruyucu içermeyen tek gazoz, portakallı gazoz ve meyveli maden suyu Frutti, Frutti Ekstra markalarımızla çok ciddi bir yeniliğe adım atmış olduk. 1 yıl önce başlattığımız bu çalışmayla fikir öncülüğünü yapmış olduk.

2 yıl önce bu ürünlerin üretimi için 35 milyon Euro'luk bir yatırım gerçekleştirdik. 2 tesisimizde doğal maden suyu ve meşrubat tesisimizde cam, metal kutu ve pet ambalajlarımızla farklı üretim teknolojileriyle artık tüm ürünlerimizi koruyucu içermeden üretebiliyoruz. Dünyada belki ilk, Türkiye'de tek olan bir yatırım ile Uludağ İçecek markasını gerçekten çok farklı ve sağlıklı içecek kategorisine taşıdığımıza inanıyorum"

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.