Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Siyaset, dil, mütekabiliyet ve insan

Yazının Giriş Tarihi: 21.05.2018 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.05.2018 07:58

Siyaset belirli bir ideolojiyi toplumda yaygınlaştırmak, süreçte iktidara gelindiğinde o ideoloji temelli bir toplum yaratmak amacıyla yapılır. Her siyasi lider kendi ideolojisi için bunu hayal eder ve en doğrunun bu olduğuna inanır.
Çünkü ideoloji devreye girdiğinde rasyonellik ve objektiflik ikinci plana atılır.
Siyasetin ideolojilerini yaygınlaştırmada kullandığı argümanlardan biri de dildir. Eagleton, 1996'da İdeoloji adlı eserinde "Belirli tür çıkarların siyasi iktidarın belirli biçimleri adına maskelendiği, rasyoalize edildiği, doğallaştırıldığı, evrenselleştirildiği ve meş-rulaştırıldığı" süreçlere dikkat çeker.
J.B.Thomson ise İdeoloji ve Modern Kültür adlı kitabında 1992'de, bu beş temel stratejiyi özetler. Burada meşrulaştırmada rasyonalizasyonun ve evrenselleştirmenin; gizleme veya gizemleştirmede yer değiştirme, mistikleştirme ve mecazın; birleştirmede standartlaştırma ve birliğin sembolleştirilmesinin; parçalamada farklılaştırma ve ötekileştirmenin; şeyleştirmede ise doğallaştırma, sonsuzlaştırma ve yalınlaştırmanın strateji olarak kullanıldığını anlatır.
Dilin önemi
Bu stratejiler uygulanırken, kullanılan önemli bir araç da dildir. Burada dil, anlam ve söylemle birlikte bir bütünlük ifade eder. Bu bütünlükte siyaset özelinde ideolojilerin toplumda algılanmasında büyük önem taşır.
Günümüzde ülkemiz özelinde siyasetin geliştirdiği dil toplumun birçok kesimi tarafından uygun bir dil olarak görülmemektedir. Son yarım yüzyıldır siyaset dünyamızda kullanılan argo deyimiyle jargonun çok ötesinde, deneyimli siyasetçi Hüsamettin Cindoruk'un bir söyleşisindeki deyimiyle külhanbeyi ağzı kullanılmaktadır.
1980 dönemde sağ ve sol olayların had safhada olduğu süreçte, insanların birbirini siyasi görüşleri nedeniyle öldürdüğü dönemlerde bile o siyasi partilerin liderleri birbirlerine bugünkü gibi hakaretler yağdırmamıştı.
Yunus Emre der ki "İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktır". Bir Anadolu deyişimizde "Yiğidi kılıç kesmez bir acı söz öldürür" demektedir.
Mütekabiliyet meselesi
Bu arada benim siyasette anlamadığım bir konuda siyasi kariyeri ve pozisyonu ne olursa olsun, herkesin herkesi hedef alan konuşmalarıdır. Bakın uluslararası hukukta mütekabiliyet ilkesi vardır. Bu ilke özellikle diplomasi ve konsolosluk hukuku alanlarında kendisini göstermiştir. Ama bu ilke bana göre siyasetin de vazgeçilmezidir
Şunu demek istiyorum. Bir il başkanı veya ilçe başkanının muhatabı iktidar veya muhalefet partisinin kendi pozisyonundaki ismidir. Ama ülkemize baktığımızda bu adeta yok sayılmaktadır.
İktidarından, muhalefetine; bir ilçe başkanı veya bir ilçe yönetim kurulu üyesi Cumhurbaşkanı'nı; Başbakan'ı veya bir genel başkanı hedef alarak konuşmaktadır.
Deyim yerindeyse rol çalmaktadır.
Bir seçim sürecinin göbeğindeyiz. Bugün siyasi partiler, listelerini Yüksek Seçim Kurulu'na veriyor.
Dileğimiz biraz seviye. Her noktada ve her kesimde.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.