Hava Durumu

Tıp Bayramı üzerine...

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2021 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2021 08:02

14 Mart ülkemizde Tıp Bayramı olarak kutlanmakta. Dün de 14 Mart'tı. Bu konu ile ilgili bir şeyler yazmadan önce Türkler'de hekimlik ile ilgili geçmişe bir göz atalım.
İslam öncesi tıp konusuna göz attığımızda karşımıza iki bakış çıkar. Kam (şaman) ve baksı ile gündeme gelen majik-sihir/büyü- tıbbî anlayışı ve de Otacı, emçi ve atasagun ile gündeme gelen maddî tıbbî anlayış. Bu bakışların ve anlayışların detaylarını maalesef çok yeni öğreniriz. XX. yy. başında Albert von Le Coq (1860 -1930) başkanlığındaki heyet tarafından İdikut(Turfan)'da bulunmuş yazmalar eserlerde ilk kez karşımıza çıkar.
İslâmi dönemde Orta Asya'da kurulan ilk hastane Dârü'l-Merzâ (Semerkand)'nin kurucusu Karahanlı Böri Tigin Tamgaç Buğra Karahan (1052-1068) olur. Süreçte İslamiyet sonrası dönemde karşımıza Dârüşşifâ, Dârüssıhha ve Bimâristân'lar çıkar. Büyük Selçuklu döneminde askerî hekimlik önemlidir. Sultan Melikşah zamanında 40 deve ile taşınan, geçici seyyar hastane mevcuttur.

XIII. yy'ın ilk çeyreğinde Hekim Berke / Bereke / Bereket'in eseri olan Tuhfe -i Mübârizî, Anadolu'da Türkçe ilk tıp kitabıdır. Tıp dilinin Türkçeleşmesi XIV. yy'ın ikinci yarısında gerçekleşir. Genelde İslâm dünyasında Arapça, Hıristiyan Avrupa'da Latincenin egemen olduğu Ortaçağ'da bu akım Türk dili ve tıp tarihimiz açısından önem taşır. Avrupa'da tıp eserlerinin millî dillerle yazma konusu XVI. yy'da Fransa'da A. Paré (1509-1590) ve Almanya'da Paracelsus (1493-1541) ile gündeme gelir.
Anadolu'da Beylikler döneminde de toplum sağlığını ilgilendiren müesseselerin kurulması ve bunlara gelir kaynakları tahsisi başlar. Karatay Kervansarayı'nda hastalanan misafirlerin hekim ve tedavi masrafları için vakfından tahsisat ayrılır:
"Bundan başka Vâkıf (Tanrı onun sonunu iyi etsin!) handa hastalanan her fakirin, Allah ona âfiyet verinceye veya ölünceye kadar, ilâç ve şuruplarla tedavi edilmesini ve fakir birisi ölürse tekfin ve techizinin vakıftan yapılmasını şart kıldı."
Kütahya'da Germiyanoğlu Ya'kûb Bey (ö. 1428) imaretinin vakfiyyesinde yazdığı üzere, hasta olanların muayene ve tedavileri ücretsizdir:
"Ve dahı anda kim haste olası olursa, ana hekim getüreler, 'ilâc itdüreler ve hekim hakkını vireler ve edviye bahâsın vireler"
Osmanlı Beyliği'nde Bursa Yıldırım Bâyezid Dârüşşifâ'sı (1399) Osmanlı Devleti'nin ilk sağlık kuruluşudur. Vakfedilen zengin gelir kaynakları ile halkın tedavisi ücretsiz yapılır.
Tıphane, Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane veya Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, kökü Osmanlı padişahı II. Mahmut'un 14 Mart 1827'de açtığı Tıphane'ye uzanan Türkiye tarihindeki ilk tıp fakültesidir. Bugünkü İstanbul Tıp Fakültesi'nnin Osmanlı'nın son dönemlerindeki adıdır.

HEKİMLİK ÜZERİNE

Tüm mesleklerin kendine özgü zorlukları ve özellikleri vardır. Hekimliğin ise ayrı bir yeri vardır. Sonuçta doğrudan bir insanın hayatta kalmasına veya hayata veda etmesine neden olabilecek bir müdahale söz konusudur.
Antik Yunan ve Roma mitolojisinde yoksul ve çaresizlerin yardımına koşan ve olağanüstü güce sahip olan yarı tanrı doktor Asklepios, sağlık tanrısı Apollo'nun oğludur. Bugün tıbbın sembolü olarak kullanılan uzun bir sopaya sarılı yılan figürü Asklepios'a aittir. Hıristiyan inancında Hz. İsa'nın şifa gücü var olduğu anlatılır. Musevi inancında gerçek şifacı olan Allah, "insan doktorlara" Allah'ın yardımcıları, yeryüzündeki temsilcileri olarak insanları iyileştirecek ilahi yetki vermiştir. İslam inancında ise Lokman Hekim kendisine hikmet verilen kişidir. Hikmet, yani doğru bilgi, inanç ve düşünce gibi zihni birikiminin en mükemmel şekilde hayata geçirilmesidir.

Bu saygın meslek hekimliğin temeli Primum non nocere, "Önce, zarar verme!" anlamına gelen La-tince deyişe dayanır. Aynı zamanda primum nihil nocere olarak da kaydedilmiştir.
Almanca "Zuerst einmal nicht schaden", Fransızca "D'abord, ne pas nuire" ve İngilizce "First, do not harm" şeklinde çevrilir. Bu sözün corpus hippocraticum yani Hipokrat'ın toplu yapıtlarına atfedildiği söylenir. Bu mesleğin hem eğitimi, hem icrası zorlu süreçlerle doludur. Tüm dünyada da böyledir. Ülkemizde de saygı duyulan mesleklerin başında gelir. Aynı zamanda enflasyonu olmayan, yani sayıları, ihtiyaç duyulanın altında olan bir meslektir.
Zaman zaman itibarlarına yönelik bilinçli/bilinçsiz davranışlar ve tutumlarla karşılaşırlar. Pandemi döneminde ise baştacı/kahraman ilan edilmişlerdir.
Onların ise beklentisi bunların hiçbirisidir. Onlar ne yerden yere vurulmak, ne de baştacı edilmek ister. Onlar eğitimini gördükleri işi, bilgi ve deneyimleri oranında en iyi şekilde yapmaya çalışırlar. Sadece bunun fark edilmesini ve haklarının verilmesini beklerler.
Özetle tüm meslek yaşamlarında uyguladıkları Primum non nocere, "Önce, zarar verme!" ilkesinin kendilerine yönelik de ilgililerce uygulanmasını beklerler.
Tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı'nı kutluyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.