Türkiye-İsrail ilişkileri ve DOSABSİAD

İsrail İstanbul Başkonsolosluğu, Konsolosluk Şefi Büyükelçi Ehud Moshe Eitam, DOSABSİAD’ın konuğu oldu. Geçtiğimiz günDemirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, İsrail Başkonsolosu Konsolosluk Şefi  Ehud Eitam'ı ağırladı. İkili ticari ilişkilerinin ele alındığı toplantı sonrasında Eitham, BTSO’nun DOSAB’daki Teknoloji ve Eğitim Kampüsü’nü ziyaret etti.

Toplantının ardından Başkan Nilüfer Çevikel tarafından Eitam’a, Bursa ipeğinde şal ve Atatürk portresinin yer aldığı plaket takdim edildi.

(Bilindiği gibi Konsolosluk Şefi, başkonsoloslukların 1. sınıf Başkonsolos veya Başkonsolos; konsoloslukların Konsolos ve muavin konsoloslukların; Muavin Konsolos ünvanını taşıyan en üst yöneticisidir.)

ÇEVİKEL NE DEDİ?

Toplantı sırasında Türkiye-İsrail ekonomik ilişkilerinin her dönem önemli olduğunu belirten DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, şunları söyledi:

“Diplomatik ilişkiler çok farklı sonuçlara yol açsa da ekonomide günün sonunda önemli olan, sahadaki tablodur. İlişkileri güçlendirmeye devam ediyor olmamız, iki tarafın da kararlılığını gösteriyor. İsrail ile ekonomik ilişkilerimiz artarak devam edecek. Öyle ki, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 8 milyar dolara ulaşmış durumda. İsrail, Türkiye'nin en büyük 9'uncu ihracat destinasyonu. Normalleşmenin ve bu tür ziyaretlerin de katkısıyla ticaret hacminin daha da artmasını bekliyoruz”

KONSOLOSLUK ŞEFİ EİTAM NE DEDİ?

DOSABSİAD’da çok iyi ağırlandığını kaydeden İsrail Başkonsolosluğu Konsolosluk Şefi Ehud Eitam, Türkiye’nin çok büyük bir üretim kabiliyeti olduğunu, özellikle makina sanayinde çok başarılı ürünler yaptığını belirterek şöyle devam etti:

“Bu ziyaret, sadece iki ülke ilişkilerinin daha iyiye gitmesinin ve daha da güçlenmesinin bir yansıması değil, aynı zamanda iki ülkenin de büyük bir potansiyele sahip olan tekstil ve diğer sektörlerde daha yoğun iş birliğine odaklanması gerektiğinin açık göstergesidir. Bursa’nın buradaki üretim potansiyelinden son derece etkilendim. DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Nilüfer Çevikel de hem Bursa’nın ekonomik görünümü, hem de ikili ilişkiler noktasında çok olumlu bir tablo çizdi. Misafirperverliği için özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye’nin özellikle makine sanayinde başarılı üretim merkezlerinden biri olan Bursa ile ortak projeler üreterek mevcut ticari ilişkilerin daha da ileriye taşınmasını hedefliyoruz. Bu yolda yeni adımlar atacağız”

CEZMİ AKDİŞ UYARIYOR

Prof.Dr. Cezmi Akdiş, kentimizde doğmuş, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmiş uluslararası platformda isim yapmış, makalelerine çok sayıda atıf yapılan şu anda İsviçre Davos’ta İsviçreAstım ve Allerji Kliniği’nin direktörü.

Sevgili Cezmi ile öğrencilik yıllarımızdan, spor dünyasından tanışırız. Kendisi bir süre önce ÇEK(Çağdaş Eğitim Kooperatifi)Ödülü’ne de layık görüldü. Deprem yüzünden ödül töreni ertelenmişti.

Cezmi’nin 3 gün önce Boston Globe’de bir makalesi yayınlandı. Makalenin adı “Kolektif sağlığımızı temizliyoruz”.Bu makalesinde Prof.Dr. Cezmi Akdiş, pandemi ile de yoğunlaşan temizlik takıntımızdaki  gündelik sağlığımızda yoğun olarak kullandığımız kimyasallara dikkat çekiyor ve onların olumsuz etkilerini dile getiriyor. Makalesindeki giriş pasajı şöyle:

“Yaygın tüketim ürünlerinde bulunan kimyasal maddeler cildimize, solunum yollarımıza ve bağırsaklarımıza zarar verir 'Temiz ile neyi kastettiğimizi yeniden tanımlamanın zamanı geldi. '

İkinci Dünya Savaşı ve ikinci Sanayi Devrimi'ni takip eden yıllar, işlenmiş gıdaların, sigara dumanı ve dizel egzozun benzeri görülmemiş çoğalmasını beraberinde getirdi. Bu döneme, kimyasal destekli çamaşır ve bulaşık makinesi deterjanları, ev temizlik maddeleri ve hatta kozmetik ürünlerinin tanıtılması ile ‘temiz' olma takıntımızın başlangıcını da işaret etti. Kıyafetlerimizi, bulaşıklarımızı ve cildimizi daha temiz hale getirmek için 350.000'den fazla yeni kimyasal 1960'tan beri tanıtıldı.

Alerji, astım, otoimmün hastalık ve diğer kronik durumları araştırmada 40 yıllık tecrübeye sahip bir immünolog olarak, bu kimyasalların girişinin sonuçsuz olmadığını biliyorum.”