Şirketler için en değerli yatırımlardan biri de “Problem çözme” kültürünü yaratmak ve kalıcı kılmaktır. Bu yatırımın hayata geçirilmesi kurumda ortaya çıkan problemleri saklamak yerine ne kadar can sıkıcı olurlarsa olsunlar, görünür hale getirmek konusunda cesaret verecek bir iklimin yaratılması ile mümkündür. Süreç kararlılık ve sabır gerektiren yavaş bir kültür değişim sürecidir. Bilindiği gibi kültür değişimi için önce davranışları değiştirmek gerekir. Eleştirilme, sorumlu tutulma, başarısız görülme gibi kaygılar yerini güvene bırakmalıdır. Bir problemi keşfetmenin, görünür kılmanın ve çözmenin verdiği heyecan, sevinç ve motivasyon hakim duygular olmalıdır. Bunlar bir sonraki problemin çözümü için de istek yaratacaktır.
Evet, Yalın Zirve 2023 “Problemleri Keşfet, Sahiplen, Çöz!” sloganı ile dün Radisson Blue Şişli’de başladı.
Açılış konuşmalarını Yalın Enstitü Genel Sekreteri Eğitmen/Danışman Ülkü Kulaç, TURKON Grup Holding – Sedef Tersanesi (TCG Anadolu L 400 savaş gemimizi yapan tersane) İcra Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ve TOFAŞ Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Cengiz Eroldu yaptı.
Evet, Zirvenin ana konuşmacılarından olan Toyota eski üst düzey yöneticisi Kiyoshi Nate Furuta “Problemleri Kabullen, Başarıya Ulaş; Dünya Genelinde Toyota Kültürü Yaratmak” kitabında Toyota’nın bir sihri olmadığını, öğretici ve ayakları yere basan bir ‘problem bulma - kaizen’ yaklaşımının sistematik olarak geliştirildiğini anlatır.

YALIN ZİRVE 2023 problem çözmenin öneminin ve farklı yönlerinin anlatılacağı zengin programı ile bu çok önemli konuda bir farkındalık yaratmayı ve katılımcılarına yeni bakış açıları kazandırmayı amaçlıyor.
Bu akşam yapılacak Yalın Uygulamalar paralel oturumundan “Mesleki Eğitimde Yalın Dönüşüm ‘İstihdam’ Problemi(!)” konusunda Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitim Hizmetleri Şube Müdürü Bülent Altıntaş, Yalova Makine İhtisas OSB Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Acar ve Yalın Enstitü Başkanı (Ülkemizdeki okul sanayi işbirliğinin temellerini atan isimlerden birisi olan) Yalçın İpbüken de birer konuşma yapacaklar.

Ülkemizde yaklaşık çeyrek asırdır üretim ve hizmet sektörüne yalın felsefe temelinde yönetim ve üretim yaklaşımı anlatmaya çalışan Yalın Enstitü, İSO (İstanbul Sanayi Odası) 500 listesi içindeki yüze yakın şirket ile işbirliği yapma onurunu yaşıyor.
Maddi, zamansal, fiziksel ve diğer her türlü israfın üretim ve hizmet sektörü içinde yok edilmesini sağlayan yalın yaklaşımın, israfın her alanda devasa boyutlarda olduğu ülkemizin vazgeçilmesi olduğu düşüncesindeyim.

Yalın Enstitü’ye kolay gelsin.
KEMAL TEMEL VE GECEKONDU, SİTE, REZİDANS
Prof. Dr. Veysel Bozkurt hocayı Bursa Uludağ Üniversitesi’ndeki günlerinden tanırım. Kendisi uzun yıllardır İstanbul Üniversitesi’nde. İktisat Sosyolojisi Ana bilim Dalı’nda öğretim üyesi. Geçtiğimiz günlerde bir kitap paylaşımı yapmıştı. O kitap İletişim Yayınları’ndan çıkan “Gecekondu, Site Rezidans: Bursa’da sınıf ve mekan.” adını taşıyordu. Kitap kentsel ayrışmayı Bursa özelinde ele alıyor.
Çalışmada Kemal Temel, Gecekondu, Site, Rezidans’ta ortaya çıkan kentsel deseni analiz ediyor. Bunu da üç merkez ilçe Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer üzerinden yapıyor. Böylece işçi siteleri, gecekondular ve orta-üst sınıfın lüks konutları arasındaki çatışmaların, karşılaşmaların ve geçişlerin nasıl cereyan ettiğini inceliyor.

Kitabı yazan Öğretim Görevlisi Dr. Kemal Temel, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin genç akademisyenlerinden. Kendisi 2012 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. 2015 yılında “Türkiye’de İslamcı Toplumsal Hareket ve Sendikacılık: Hak İş ve Alternatif Mücadele Pratikleri” konusunda yüksek lisansını yaptı. Bu yıl da doktorasını tamamladı.
Ayrıca daha önceden yazmış olduğu İsyan ile İtaat Arasında Arafta Bir Sendikal Hareket adlı kitabı bulunuyor.
Kemal Temel özetle çalışmasında Bursa özelinde “Mekan, sınıf, kimlik” etkileşimini değerlendiriyor.
Bu kitabın özü şu cümlede netleşiyor:
“Dini ve kültürel çeşitliliği deneyimleme süreçleri Ankara Çukurambar, İstanbul Başakşehir’i inşa etmek yönünde motive ederken, (Bursa) Nilüfer ‘deki laik/seküler deneyim Müslüman orta sınıfları, toplumsal konumlarıyla uyumlu, makbul bir yaşam tarzını hayata geçirmek üzere bir araya getirdi. Buna mukabil orta sınıfların seküler fraksiyonları da Müslüman orta sınıflara karşıtlıkla tanımlanan alanlara yerleşme eğiliminde oldu.”
Bence bu çalışmayı siyaset yapanların okuması gerekiyor. Ben genç akademisyen kardeşimi kutluyorum. Çalışmalarında başarılar diliyorum.
