Hava Durumu

Yerli ve milli ile kavram kargaşası

Yazının Giriş Tarihi: 24.02.2021 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.02.2021 08:03

Ülkemizde son yıllarda bazı kavramlar birbirine karıştırılmakta ve/veya birbirinin yerine kullanılmaktadır. Siyasilerimizden, devlet kurumlarının yöneticilerine; sanayicilerimizden/ticaret erbabımızdan, köşe yazarlarına; akademi dünyamızdan, hukukumuza kadar bu kavram kargaşası devam etmektedir.
Kavramlar nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini içine alan ve onları bir ortak ad altında toplayan genel bir tasarımdır. Bunlarla oynanmaya başlandığında öncelikle genel anlamda kişinin nesne ile ilişkisinden doğan nitelikle, yani değerlerle oynamaya başlarsınız. Kavramların içi boşaldıkça, değerlerin de içi boşalır. Bunu belki bilinçli, belki de bilinçsizce yaparsınız.


Konuyu somuta indirgediğimizde burada "yerli" ve "milli" kavramlarının birbirlerine karıştırıldığı, zaman zamanda iç içe geçtiği görülür.

TARİHSEL SÜREÇ

Tarih 17 Şubat-4 Mart 1923. Yer İzmir Banka Han. Toplantı İzmir İktisat Kongresi veya I. İktisat Kongresi. İlk İktisat Vekilimiz Mahmut Esat (Bozkurt) Bey ve toplantıya katılan 1135 delege katılır.
Bu kongrede alınan önemli kararlardan biri de "Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir." kararıdır.
Bu kararın ardından Türk sanayisini geliştirmek amacıyla kurulan İstanbul Milli Sanayi Birliği 1927'den itibaren her yıl Ağustos ayında İstanbul'da Galatasaray Lisesi Sergi Salonu'nda yerli malı sergileri düzenlenir.
Buradaki ilk sergide Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,"Türk yurdu, Türk iktisadı, Türk eliyle, Türk tarihiyle yükselir. Türkler, TÜRK MALI alınız, TÜRK MALI kullanınız; Türk parası Türk toprağında kalsın' sözleriyle Türk Malı'nın önemini en güzel şekilde vurgular.
YERLİ MALI HAFTALARI

Bizim kuşağımız okullardaki "Yerli Malı Haftaları" ve de "Yerli malı Türkün malı, her Türk bunu kullanmalı" sloganıyla büyüdü.
1929'da kanun haline getirilen ve 1946'dan itibaren kutlanan Yerli Malı Haftası, yurttaşlarımıza yerli malı kullanmanın önemini hatırlatmak amacıyla her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanırdı.
Ama 1980'li yıllardan sonra bu konu yavaş yavaş unutulmaya başladı. Haftanın ismi değiştirildi.
Özünde bu konu her ülke için önemliydi. Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin bile 1936'da federal yasa (Use American/Amerikan Malı Kullan) yaptığı ve 1984'te güncellediği "Yerli Malı Kullan" çağrısı, bu konunun ne denli önemli olduğunun bir göstergesidir. Amerika'da her yıl 'Buy American' (Amerikan-malı- Satın Al) kampanyaları düzenleniyor.

YERLİ, MİLLİ VE YERLİ-MİLLİ NEDİR?

Birbirine çok karıştırılan bu kavramlar özünde basit kavramlardır. Yerli dediğimiz "Fikri sinai hakları yurtdışı menşeli bile olsa ülke sınırları içinde üretilen" herşey demektir. Bu ülke sınırları içinde bu ülkenin işçisi, teknikeri, mühendisi ile üretilen her şey yerli üretimdir. Yani biz 50 seneyi aşkın bir süredir yerli otomobili zaten üretiyoruz. Özetle Bursa özelinde Tofaş ve Oyak Renault yerli otomobiller üretir.
Milli dediğimiz ise "Fikri ve sinai hakları milletimize ait olan" demektir. Rusya'da bile üretilse fikri ve sinai hakları bize aitse, milli bir üretimdir. Örneğin Çin'de üretilen bir Nike ayakkabı, Çin'in yerli üretimidir, Çin malıdır. Ama aynı zamanda tüm hakları Amerika'da olduğu için Amerika'nın milli üretimidir.
Yerli ve milli dediğimiz ise hem üretimi ülkemizde yapılmış(yerli), hem de tasarımı ve hakları ülkemize ait olan(milli) ürünlerdir. Bursa'dan örneklemek gerekirse gıda alanında dünya devleri ile aynı pazarda yarışan ülkemizde üretilen ve haklarının ülkemize ait olduğu Sütaş ve Uludağ İçecek markaları, "hem milli, hem yerli" ürünlerdir.
Bu arada bir ürünün fikri ve sinai hakları bize ait (milli) olabilir, ülkemizde de üretilebilir(yerli). Bu üretim sırasında kullanılan ürünü oluşturan parçalardaki yerli üretim oranı ise onun üretimindeki "yerlilik oranının" göstergesidir. Yani bir otomobilde kullanılan parçaların ülkemizdeki üretilme oranı, onun yerlilik oranını gösterir. Özellikle otomotiv sektörü, tedarikini global pazardan yaptığı için bir otomobilin dünyanın neresinde olursa olsun yüzde 100 yerlilik oranıyla üretilmesi günümüzde zor/ender bir olaydır.
Bakın size çarpıcı bir örnek vereyim. Otomotiv yan sanayisinin nerede ise yüzde 100'ünün Türk sermayesinden oluştuğu dönemde Tofaş'ta Şahin 1988'de yüzde 96'sı yerli olan(motoru da dahil olmak üzere) bir otomobildi. Evet, lütfen bu kavramları kullanırken, dikkat edelim.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.