Bursa önemli bir sanat ve kültür akademisine kavuşuyor. Yıldırım Mayruk Moda ve Tasarım Akademisi ve Sanat Atölyeleri kurulması için çalışmalara başlandı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mehmet Yıldız ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı ve Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkan Vekili Güney Özkılınç bu amaçla Kıbrıs’a gidip, Yıldırım Mayruk ile görüştü.
Bir süre önce başlatılan çalışmalar çeşitli görüşmeler ile bir ay sonra hazırlanan ve imzalanacak protokol ile son haline gelecek.
Mehmet Yıldız ve Güney Özkılınç’ın olgunlaştırdığı ve projeleştirdiği bu fikir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e açıldığında Mustafa Bozbey, konuya “Bizim önceliğimiz Bursa ve Bursa’nın değerleri. Yıldırım Mayruk kentimizin önemli bir değeridir. Bursa’ya, Yıldırım Mayruk Moda ve Tasarım Akademisi ve Sanat Atölyeleri yakışır.” diyerek yaklaşır.
Burada kurulacak Yıldırım Mayruk Moda ve Tasarım Akademisi ve Sanat Atölyesi’nde Yıldırım Mayruk’un sahip olduğu çok değerli koleksiyonlar yer alacak. Ayrıca orada açılacak atölyede biçki, dikiş, desen, tasarım, kesim, moda gibi alanlarda eğitimler verilecek. Özellikle kadın istihdamına ve kadının meslek sahibi yapılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek. Orada arzu eden vatandaşlarımız dünyada bir trend olan “Getir, yenile, götür” uygulamasını da gerçekleştirebilecek.
YILDIRIM MAYRUK KİMDİR?
Yıldırım Mayruk, Ispartalı olan bir asker olan babanın ve Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinden bir annenin çocuğu olarak Temmuz 1940’da Bursa’da doğar. Soyadı olan Mayruk, muzaffer anlamındadır. Yıldırım Mayruk, 12 yaşındayken babasını kaybeder. Terzi olan ablasından etkilenerek bu mesleğe gönül verir. İlk diktiği elbise, 15- 16 yaşlarındayken 2,5 yaşlarındaki yeğenine diktiği ipekli daracık gülkurusu bir elbise olur. Lise yıllarında şapka yapıp satarak başladığı moda hayatına sonraları Bursa’dan İstanbul’daki Çiçek Pasajı’nın kapısının tam karşısında Güney Palas’ta bir çatı katında atölye kurarak devam eder. Kısa sürede atölyesini de ününü de büyütür.
Sonrasında ise terzilerin katıldığı bir defileye 10 elbise ile katılır. O defile sonrasında Yıldırım Mayruk, dönemin piri sayılan sosyete terzisi “Mualla Özbek” ile tanışır. Mualla Özbek ile tanıştığında kendisine “benden sonra bayrağı sen taşıyacaksın” der ve defilenin sonrasında atölyesi müşteri akınına uğrar.
Beyoğlu’ndaki atölyede 10 sene çalıştıktan sonra Şişli’ye, oradan Teşvikiye’ye geçer ve 22 sene burada çalıştıktan sonra Gümüşsuyu’nda devam eder.
Taxim Moda Laboratuvarı’nda çok başarılı çalışmalar yapar. 1990 yılından beri beraber çalıştığı Barbaros Şansal ile başarısını ikiye katlar. 60 yıldır Türk modasına yön veren Yıldırım Mayruk, 2020'nin Eylül ayında tarihi Fişekhane binasında gerçekleştirilen defile ile mesleğe veda eder. Mayruk'un jübilesinde Yeşilçam'ın efsanevi oyuncusu Türkan Şoray ve Türkiye'nin önde gelen mankenleri podyuma çıkar. Usta modacı Yıldırım Mayruk mesleğe veda ettikten sonra İstanbul'dan Kıbrıs'a taşınır ve yaşamını Kıbrıs'ta sürdürür. Bu satırlardan kendisine sağlıklı yıllar diliyorum.
Yıldırım Mayruk koleksiyonlarını Londra, Abudabi, Tel-Aviv, Alhain, Haifa gibi uluslararası merkezlerde ve İstanbul, İzmir, Bursa, Antalya, Diyarbakır gibi yurtiçinde sergiler ve gelirlerini başta eğitim olmak üzere hayır kurumlarına bağışlar.
Defileleri ise "Maxi Couture 05-06-07-08-09", "Umutlara Yelken Açış", "40 yıl 40 kadın", "2023’e Hikayeler", "2023’e Hikayeler" Minerva" (25 kasım 2015), "Fenerbahçe Kreasyonu", "İğnenin ardında", "Geçmişten Geleceğe Cumhuriyet Kadını", "Moda Mania", "Aquaria" olur.
Sayısız ödüle layık görülen Yıldırım Mayruk, 2001 yılı BUSİAD Meslek Ödülü(Celal Beysel’in başkanlığı dönemi) de sahibidir.
KOLEKSİYON VE MÜZE
Koleksiyon terimi Latince “colligere” fiilinden türemiş ve sözcük anlamı öğrenmek, zevk almak veya yarar sağlamak amacıyla bir araya getirilmiş ve sınıflandırılmış nesneler bütünü olarak bilinir. Sanat yapıtlarını merak, ilgi veya ihtiyaçtan dolayı toplama işi olarak da tanımlanır. Zamanla koleksiyonların halka gösterilmesi ve kamuya açık hale gelmesiyle de “müze ve müzecilik” kavramları doğar.
Koleksiyon bilindiği gibi her tür objenin sınıflandırılıp, sistematize şekilde biriktirilmesidir. Burada hemen her konuda zevk, keyif veya öğrenme veya koruma veya kâr ve yarar sağlama gibi motive edici amaçlar vardır. Nesneler derlenip bir araya getirilerek, özelliklerine göre sınıflandırılır.
Osmanlı Müzeciliği kitabının yazarı W.M.K.Shaw kitabında “Arkeolojinin amacı diriltmek ise, müzelerinki yeni hayat vermektir” der. Türkiye’de Müzecilik kitabında Erdem Yücel, müze teriminin “mousaion”dan türemiş olup; “Mousa’ların (Musa’ların)” veya “Müz’lerin yani esin perilerinin evi” olarak bilindiğine dikkat çeker.
SON SÖZ
Evet, Bursa bir değerine sahip çıkıyor. Eskilerin bir deyişi vardır:
“İnsanı doğduğu köyde peygamber yapmazlar.”
Bu yaklaşım bir alanda yıkılacak. Dileğim her alanda yıkılması ve Bursa’nın somut olan ve olmayan değerleri ile markalarına sahip çıkılması.
Şimdiden emeği geçen ve geçecekleri katkıda bulunacaklara teşekkürler.