Berat Albayrak, dışişleri bakanı mı oluyor?

Bu, insanı adeta kışkırtan derin kulise geçmeden evvel, kendi monologuna hapsolmuş müzmin muhalefetimizin tekerrür etmek üzere olan muzdarip siyasetsizliğine dair birkaç kelam etmek isterim.

Kelimelerine susadığım yazarlardan birisi olan Elias Canetti, "Düğün" isimli yapıtını şöyle ilerletir. Evde düzenlenen bir düğünün sonlarına doğru konuklardan birisi, bir oyun oynamayı önerir.

Bu oyuna göre herkes, ev bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında ne yapacaklarını anlatacaktır. Öyle ki; oyun bir anda gerçeğe dönüşür ve henüz kimse sözünü bitirmeden büyük bir deprem meydana gelir. Sonuç, oyundan çok farklı ve korkunçtur. Deprem sonrası ev, içindeki insanlarla birlikte enkaza gömülür...

Farkında mısınız? CHP de bir süredir "Seçim oyunu" oynama konusunda ısrarcı. İktidarın, yeni "Çözüm süreci" arayışı esnasında heyecanla el yükseltip, "Kürtlere devlet öneriyorum" diyen Özgür Özel, yine ve daha heyecanla, "Cumhurbaşkanı adayımız hazır, getir sandığı..." diyerek Erdoğan'a bir "Seçim oyunu" önerdi.

Aday kim, bilmiyoruz, fakat bu, "Adayımız hazır" çıkışı bize hiç şaşırtıcı gelmiyor. Takvim, 2022'nin 15'ni gösterirken, "Altılı masanın en inceldiği yer!" başlıklı bir yazı kaleme almış ve o gün en kolay olanın aday belirlemek olduğunu söyleyen masaya, yanıldıklarını söylemekle kalmamış, iddialarının aksine en zor olanın aday belirlemek olduğunu, hatta aday belirlemenin, masanın en inceldiği, belki de koptuğu yer olacağını üstüne basa basa, altını çize çize vurgulamıştım.

O süreçte, seçime daha dokuz ay varken, "En kolayı aday belirlemek" olduğunu söyleyip sonra girişilen aday kavgası ve kavgayla girilen seçimin sonucu, yakıcı tecrübesi ortada.

Özgür Özel'in, "Adayımız hazır" çıkışıyla Erdoğan'a bir "Seçim oyunu" teklif etmesi; Canetti'nin "Düğün" yapıtını ve muhalefetin enkaza döndüğü seçimde tarihin tekerrür etme ihtimalini hatırlattı bana.

Yeri gelmişken yine uyarıyorum.

CHP, tıpkı Canetti'nin yapıtında olduğu gibi bir "Seçim oyunu" öneriyor, ama daha sözünü bitirmeden oyun gerçeğe dönüşür ve tıpkı yıkılan ev gibi, sağlama al(a)madığı parti içi rekabetle ve gerçekte netleşmeyen adayla birlikte enkaza gömülme olasılığını da unutmamalı.

***

Muhalefetin, "Seçim oyunu" teklifinden, başta/başlıkta altını çizdiğimiz iktidarın, kabine kulisine geçelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kabinede esaslı bir değişime gideceği epeydir konuşuluyor, fakat söz söyleyen hemen herkes; bunun, ABD seçimlerinden ve Trump'ın görevi devralıp kabinesini açıklamadan önce mümkün olmayacağını da ekliyordu sözlerine.

Nihayet, o gün geldi. Trump yemin etti, kabinesini de açıkladı. Şimdi bütün gözler Erdoğan'a çevrilmekle kalmadı, Ankara'nın derin dehlizlerinde "Bakan toto" oyunu da başladı.

SON SÖZ:

Başkent'teki haber kaynaklarımızın kulağımıza fısıldadığı en şaşırtıcı kulis ise Hakan Fidan'ın İçişleri Bakanlığı'na alınıp, yerine Berat Albayrak'ın atanacağıydı. Bu atama, Albayrak'ın, Trump'un damadıyla olan hukuku göz önüne alınacak olursa, ABD ile kurulacak iyi ilişkiler için hiç de yabana atılacak bir gelişme olmasa gerek.