Hava Durumu

Eğitimin üzerine çökmüş müsilaj gibisin Ramazan!

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2025 08:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2025 22:23

Türkiye'de denizleri boğan, denizdeki tüm canlıların canına kast eden büyük bir müsilaj sorunu var, biliyorsunuz.

Bu sorun, öyle sanıldığı/söylendiği gibi sadece denizlerdeki canlıları tehdit etmekle kalmıyor, bütün bir yaşamı tehdit ediyor. Şöyle ki; denizler, insanlar başta olmak üzere tüm canlıların ihtiyacı olan oksijenin yüzde 70'ni üreterek yaşam desteği sağlıyor. Dolayısıyla, müsilaj, sadece denizleri ve denizlerdeki canlıları değil, bir bakıma bütün canlıları, yani, dünyadaki yaşamı tehdit ediyor, boğuyor.

Bu yakıcı sorunla 2021'de karşılaştığımızda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçmiş ve bizzat Bakan Murat Kurum tarafından 22 maddelik eylem planı açıklanmıştı.

Bu eylem planı sadece "plan" seviyesinde kalmış olacak ki; müsliaj, yeniden ortaya çıktı. Tabiri caizse yeniden hortlayan müsilaj belasına karşı ilk kılıcı çekenlerden birisi de Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey oldu.

Başkan Bozbey, Gemlik Körfezi'ndeki incelemeleri sonrasında bir açıklama yaptı ve acil tedbir alınmaması durumunda 25 yıl içerisinde Marmara Denizi'nde canlı yaşamının neredeyse tamamen yok olacağını vurgulayıp, "Bu ciddi tehdit, sadece denizimizin ekosistemini değil, aynı zamanda bölgesel ekonomimizi ve insan sağlığını da tehlikeye atıyor..." dedi.

Böylesine ölümcül bir tehditle karşı karşıyayken bu denli umursamaz oluşumuz açıkçası beni delirtiyor. Kendi kendime, "Neden?" diye soruyorum, ama ikna edici bir cevap bulmakta zorlanıyorum.

Haliyle, bizi yönetenler, münzevi makamlarda, "Ölüm dokunduğunda insanı öldürmez, sadece görünmez kılar" diyen bir Hint öğretisinin çılgın iyimserliğini mi yaşıyorlar diye de sormadan edemiyorum.

Pek tabii ki; hayatımızı, geleceğimizi ölümüne tehdit eden tek düşman denizlerimize çöken müsilaj değil. Bizim, eğitim diye de bir derdimiz var.

Tıpkı denizin üzerine çöken müsilaj gibi eğitimin üzerine çöken müsilajlar da mevcut. Bu, kinin karantinasında hapsolmuş eğitim müsilajları için kim nasıl bir eylem planı hazırlayacak bilmiyorum, ama çözüm bulunmadığı takdirde adım adım bir felaketin yaklaşmakta olduğunu söyleyebilirim.

Geçtiğimiz pazartesi günü, "Piyasa çok canlı, kimin kimi sattığı belli değil!" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Özetle, eğitimde öncü rol oynaması beklenen sendikaların içine düştüğü acı/acıklı halden bahsetmiştim.

Özellikle eğitimin üzerindeki müsilajın, Ak Parti'nin gölgesinde semiren, semirdikçe de adaleti ve liyakati öldürüp hem eğitimin hem de Ak Parti'nin köküne kibrit suyu döken Eğim-Bir-Sen'i ve onun kibir kapasitesi ölçülemez boyutlara ulaşan başkanlarını eleştirmiştim.

Bu minvalde, Eğitim-Bir-Sen Bursa başkanı Ramazan Acar için, "Bugün işgal ettiği yerde; bütün çekilen acıları, sıkıntıları, çileleri boşa çıkaran, bütün hayalleri, ümitleri, idealleri boşluğa düşüren, bütün emeğe, alın terine, samimiyete fitne katan 'gölgeler kralı' gibi duruyor. Üzülerek söylüyorum, ama kendisine oy vermeyen her üye infaz edilmeyi çoktan hak etmiştir, onun gözünde..." demiştim.

Bu sözlerim, özellikle de "Kendisine oy vermeyen her üye infaz edilmeyi çoktan hak etmiştir, onun gözünde..." şeklindeki yorumum sendika içinde öylesine makes bulmuş ki; "Duygularımıza tercüman oldun" diyen yığınla mesaj aldım.

SON SÖZ:

Sendika gibi, omuz omuza hak-hukuk mücadelesi vermesi gereken bir kurumda nasıl bir rant dönebilir ve insan buna nasıl ram olabilir ki; eğitimin üzerine müsilaj gibi çöküp, kendisine oy vermeyen her üye infaz edilmeyi hak eder? Eğer bu, böyleyse, Eğitim-Bir-Sen'de Ramazan'a oy vermeyen ve/veya oy vermeme potansiyeli taşıyan hemen her üye kendini güvende görmesin. Nitekim her an "Bir iftiraya bakar" iftirasıyla hakkında soruşturma açılabilir, korkunç cezalar verilebilir. Buna itiraz mı ettiniz? O halde haklı itirazınız el altından; yalana inanmaya ikna edildikleri için gerçeği bilmeyi istemeyen sözde "solcu" sendikalara pas edilip size saldırmaları sağlanır. Geriye ise hastalık halindeki kurnazlıklarıyla övünmek kalır herhalde. Demem o ki; iktidarın, denize çöken müsilaj kadar eğitime çöken müsilaja da çare araması, çözüm bulması gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.